“Kadınları Değil, Toplumu Değiştireceğiz” – Ayşe Tansever

İsviçre kadın hareketi de dünya kadın hareketinden etkilenmiş ve yeni bir şekil almış gibi gözüküyor. Feminist kadın ideolojisi devrimcileşti ve anti-faşist, anti-neoliberal ve iklimi korumacı söylemleri var.  

İsviçre kadınları öfkeli.  Birçok yönden eşitsiz toplum koşullarının artık son bulmasını istiyorlar. Çok alanda kadın olarak eziliyor, baskı, şiddet görüyor, emekleri sömürülüyor. Bu koşulların değiştirilmesi için yıllardır mücadele ediyorlar ama bir şey değişmiyor.  

Aynı iş karşılığında erkeklerden %20 daha az ücret alıyorlar. Emekleri değerini bulmuyor. Emeklilik  maaşları erkeklerden %37 daha düşük. Tam gün olmayan işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Ev işleri işten sayılmıyor ve eşit bölüşülmüyor. Yaşlılara çocuklara bakmak onlara kalıyor ve bunun çalışma hayatı ile uygun hale getirilmesi sağlanmıyor. İş yerinde cinsel taciz devam ediyor. Kadınlara karşı sokakta, evde taciz bitmek bilmiyor. Üç günde bir kadın öldürülüyor.

Bu nedenle İşviçre kadınları öfkeli ve artık bir son verilmesi için kolları sıvadılar. 30 yıl önce yapılan Ulusal Kadın Grevini tekrar aynı tarihte hayata geçirecekler ve 14 Haziran günü tüm İsviçre kadınları genel grev yapacaklar. Bu günde tarih yazmaya çok kararlılar. Ayrıca bunun onların tüm dünya kadınları ile dayanışması olacağını söylüyorlar. Çünkü artık tüm dünyada toplum koşullarını değiştirmek için kadın grevleri yapılıyor ve de bu grevi bir dünya kadın dayanışması olarak görüyorlar. 

Manifesto Hazırlıkları

Grev çalışmaları ve örgütlenme aylar öncesinden başladı. Ülkenin dört bir yanında kadın komiteleri, komünleri kuruldu. Köylerden kasabalara ve kentlere doğru bir zincir oluşturuldu. En tepede de ulusal koordinasyon komitesi oluşturuldu. Siyasi partiler, sendika üyeleri ve bağımsız kadın örgütlenmeleri içindeki kadınlar ilk önce taleplerini bir manifesto olarak hazırlamaya başladılar.      

Geçtiğimiz günlere kadar her bir yerel birimde talepler kelime kelime, satır satır çok demokratik olarak belirlendi. Talepler yerelden yukarı doğru eyaletlerde toplandı. Sonra Ulusal Komite bu talepleri birleştirdi. 10 Mart 2019 Pazar günü de, 8 Mart gösteri ve protestolarının verdiği birlik coşkusu ile tüm komite üyeleri ve üye olmayan kadınlar Biel kentinde toplandılar. Oluşturulan genel talepler okundu. Okurken her madde yeniden ekleme ve çıkartmalarla son şeklini aldı. Arkasından basın mensupları davet edildi ve onlara madde madde sunuldu.

İsviçre kadın hareketi de dünya kadın hareketinden etkilenmiş ve yeni bir şekil almış gibi gözüküyor. Feminist kadın ideolojisi devrimcileşti ve anti-faşist, anti-neoliberal ve iklimi korumacı söylemleri var.  Ülkedeki tüm kadınları kucaklamaya çalışıyor. Öğrencisinden, emeklisine, bir eş ile yaşayandan tek başına çocuk yetiştirene, LGBTİ+’dan ülkede ya da sınır dışında herhangi bir yerde doğmuşuna, farklı kültür ve renkten gelene,  çalışan, çalışmayan, engelli engelsiz her kadına ulaşmaya çalışıyorlar.

Talepleri arasında da eşit işe eşit ücret, doğum izni, sosyal güvence, emeklilik yaşı, kürtaj ve onun bedava olması, hasta ve engelli çocuklara devletçe bakım güvencesi verilmesine kadar uzanan çok çeşitli talepleri var. Genel olarak doğuştan ölüme kadar yıllar boyu kadın olma nedeniyle kaybettikleri tüm güvenceleri, hakları istiyorlar. Özgürlük istiyorlar. Şiddet sona ersin istiyorlar. Şöyle bağlıyorlar taleplerini: “ İzlandalıların dediği gibi ‘Biz kadınları değil toplumu değiştireceğiz.’”

Şimdi Ulusal Kadın Grev Komitesi, arkasına tüm İsviçre kadınlarını alarak bu taleplerin siyasi ve ekonomik olarak gerçekleşmesi için üzerine düşeni gerçekleştirme mücadelesine başlayacak.

Grev Hazırlığı Önerileri

Grevin talep bölümü ya da manifestosu böylece tamamlandıktan sonra sıra grevin 14 Haziran’da gerçekleşme hazırlıkları başlıyor. Toplantı sonunda bunun için bir öneri taslağı sunuldu.  Yereller bu öneriler ışığında kendi alanlarında grevin pratik örgütlenmesi üzerinde çalışacaklar. 

Grev 24 saat sürecek. 14 Haziran gecesi 00:01’da başlayacak ve 24:00’e kadar sürecek. Sabah 06:00’ya kadar tencere kapakları konserleri verilecek. Gece şarkıları söylenecek. Günün ilk ışıkları ile tüm tren ve otobüs istasyonları, halkın sık gittiği yerlerde bildiriler dağıtılacak.

Genel olarak grevin kadının bulunduğu evde, sokakta, işyeri gibi her alanda gerçekleştirilmesine çalışılacak. Öğrenciler o gün sınavlara girmeyecekler. (Şimdiden bazı üniversiteler o güne sınav koymama kararı aldılar.) Evlerdeki tüm temizlik malzemeleri pencerelere, balkonlara görünür kılınacak şekilde asılarak grev bayraklaştırılacak. Greve katılması zor olup, çalışmak zorunda olan kadınlara (kreş, hastane vs. gibi yerlerde) destek amaçlı olarak o gün doktor ya da devlet daireleri vs. gibi yerlerden hiçbir randevu alınmayarak işlerinin az olmasına destek verilecek. “Feminist Kahve” içilecek yani uzun süreli kahve molaları verilecek. Eğer erkeklerin de çalıştığı bir iş yeri ise orada erkek iş arkadaşlarına “Bana şunu getir, bunu götür” türünden komutlar verilecek.  Eğer sırf kadın işyeri ise o zaman dönerli çalışma planı yapılacak. Okullarda, mahallelerde kadın erkek eşitliği konularında konferanslar düzenlenecek.

Saat 11:00’da çalışan kadınlar iş yerlerinde işi bırakacaklar ve işyerinde ya da mahallede bir araya gelecekler. Öğlen “grev öğlen yemeği” molası verilecek. Birlikte piknik yapılacak. Çalışan kadınlar normal iş bitim saatinden yarım saat önce işi bırakacaklar. Bu sembolik bir anlam taşıyor. Eğer aynı iş karşılığı %20 eksik ücret alıyorlarsa o zaman bu yarım saat onların ödenmeyen emekleri için grev yapmaları anlamına geliyor. Akşama doğru tüm ülkede gösteriler yapılacak. Grev kutlanacak, eğlenilecek.

Genel olarak Ulusal Kadın Grev Komitesi’nin önerileri böyle. Ama tüm kadınlar yerelde grev biçimleri örgütlemek, nelerin nasıl yapılabileceği planlarını yapmak, hayal güçlerini sonuna kadar kullanmaya çalışacaklar. Her apartmanda, yaşlı genç kendilerince bir şeyler yapmayı örgütleyecekler. Mahalleler, sokaklar, caddelerde kendiliğinden ya da planlı kısa eylemler ve gösterilerle kadınlar kendilerini ortaya koyacaklar. Önerilerini üstlerindeki komitelere bildirerek, duyurarak yaygınlaştırmaya çalışacaklar.

Şimdiden bazı sendikalar ve erkek örgütleri kadınlara destek vereceklerini açıkladılar ve destek biçimlerini görüşüyorlar. İspanya’daki gibi toptan iş yerleri grevi gerçekleşmesi doğrultusunda görüşmeler, baskılar var. Eşitlik teması okullarda, derslerde, kreşlerde işyerlerinde tema olarak işlenecek.

Şuna da dikkat çekiliyor. Evet, kadınların bu türden grev yapmasının doğuracağı yasal engeller var. Sorumluluk omuzlarımızda. Ama bunun doğuracağı cezalar ancak örgütlenmelerin yaygınlaştırılması ile hafifletilebilir. Başka bir deyişle, greve katılım ne kadar çok olursa cezaların uygulanması o derece zor olacaktır. O nedenle çok iyi örgütlenmek ve katılımı arttırmak için çalışmak elzemdir.

Evet, İsviçre kadınları tüm günlük çalışmaları, görünmeyen işleri arasında harıl harıl Genel Grevlerine hazırlanıyorlar. 14 Haziran’da “Tarih Yazacağız!” diyorlar. Aralarındaki demokrasi anlayışı, çalışkanlıkları, titizlilikleri, ince ince en küçük ayrıntıyı düşünmeleri de bunu başaracakları izlenimini veriyor.

Yazarın Diğer Yazıları