CCCP’nin özü: Sosyalist miras ve emperyalist çarpıtmalar

Lavrov’un, CCCP (SSCB) yazılı bir kazak giymesi bir moda beyanından çok, sosyalizmin tarihsel mirasının, bugünün emperyalist çatışmalarında nasıl araçsallaştırıldığının bir göstergesi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un üzerinde CCCP (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği/SSCB) harfleri yazılı bir kazak giymesi, Trump-Putin görüşmesinin gölgesinde dikkat çeken bir ayrıntı oldu. Ancak bu olay bir moda beyanından çok, sosyalizmin tarihsel mirasının, bugünün emperyalist çatışmalarında nasıl araçsallaştırıldığının bir göstergesi. SSCB, işçi sınıfının sömürüye karşı zaferini, sosyalist inşanın kazanımlarını ve emperyalizme karşı mücadelenin şanlı tarihini temsil eder. Bugün ise bu sembol, hem Rus burjuvazisi hem de ABD-NATO-AB emperyalistleri tarafından kirletilmeye çalışılıyor.

Emperyalistlerin ortak silahı: Anti-komünizm

Ukrayna’daki Rusya-NATO savaşı, emperyalistlerin çıkar çatışmasının en somut yansımasıdır. Bu savaşta anti-komünizm her iki tarafın da kullandığı temel ideolojik araçtır. Rus burjuvazisi SSCB’nin tarihsel mirasını, özellikle II. Dünya Savaşı’nda faşizmin yenilgisindeki eşsiz katkısını kendi bölgesel hegemonya mücadelesini meşrulaştırmak için istismar etmektedir. SSCB’nin şöhreti Rus tekellerinin çıkarlarını halklara dayatmak için bir propaganda kozuna dönüştürülüyor. Aynı şekilde ABD-NATO-AB emperyalistleri “totaliter rejim”, “Kızıl Terör” gibi klişelerle sosyalizmin tarihini karalıyorlar; halkların bilincini bulandırmaya, hafızalarında yer alan sosyalizim gerçeğini silmeye çalışıyorlar. Her iki taraf da anti-komünizm ve anti-Sovyetizm zemininde buluşarak halkların sosyalizme olan özlemini bastırmayı hedefliyor.

Rus burjuvazisinin ikiyüzlülüğü: Sosyalizmin mezar kazıcıları

Karşı-devrimin üzerinden neredeyse 35 yıl geçmiş olmasına rağmen bu şöhretin hâlâ canlı olduğu tesadüf değildir. Rusya’daki kamuoyu yoklamaları halkın %60’ından fazlasının sosyalist inşanın, yani Sovyetler Birliği’nin, Rusya tarihindeki en iyi dönem olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Benzer sonuçlar eski SSCB ülkelerinde de görülüyor. Hatta son anketlerde, sosyalizmi bizzat deneyimlememiş genç nesiller arasında SSCB dönemini adalet, haklar, istikrar ve halk için refah dönemi olarak savunanların oranı artıyor. Bu şöhret sosyalizmin devrilmesi için amansızca mücadele edenleri, yani ABD-NATO-AB emperyalistlerini ve sosyalizmin devrilmesi için çalışarak ona “ihanet edenleri” rahatsız etmeye devam ediyor.

Bugünkü kapitalist Rusya, SSCB’de sosyalizm devrilmemiş olsaydı var olamazdı. Kapitalist Rusya’nın doğum belgesi, SSCB’de sosyalizmin devrilmesinin belgesidir. Nitekim kapitalist Rusya’nın sonraki liderleri, bireyler olarak bile SSCB’deki karşı-devrime katıldı. Yeltsin’le ve Sovyet halklarının emeklerini çalanlarla beraberdiler. İşçi devletini devirdikten, Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’yle ve Bolşeviklerin önderliğinde şeytanlaştırdıkları güçleri yeniden iktidara getirdikten, SSCB halklarının sosyalizm inşa ederek ve savaşarak kazandıklarını en iğrenç şekilde hiçe sayıp ezerek… Şimdi “CCCP” harflerini, Ukrayna’daki “güvenlik garantileri” üzerine Trump’la müzakerelerde bir iletişim kartı olarak dolaşıma sokuyorlar. 20. yüzyılda sosyalizmi birlikte inşa ederken büyük işler başaran halkların nasıl katledilmeye devam edeceği, Ukrayna’nın ve başka yerlerin nadir bulunan kaynaklarını kimin ele geçireceği, hangi tekellerin deniz ve kara ticaret yollarını kontrol edeceği üzerine pazarlıklar yapıyorlar.

Putin’in çelişkileri: “De-Nazifikasyon” ve anti-komünizm

Üstelik çok zaman geçmedi; Vladimir Putin, Ukrayna’nın “Nazilerden arındırılması” söylemiyle birlikte Rusya tekellerinin adına konuşarak “gerçek” de-komünizasyonun nasıl yapılacağını bildiğini iddia etti. “Kızıl Terör”, “totaliter rejim”, “Stalinist diktatörlük”, Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’ni “Ekim darbesi” olarak nitelendirmek gibi ifadeler, yalnızca Avro-Atlantik emperyalistleri tarafından değil, bizzat Putin tarafından da SSCB’ye yakıştırıldı. Rusya-NATO savaşının her iki tarafında da Nazi taburları ve örgütlerinin faaliyet göstermesi, her kampın operasyonel planlarına entegre edilmesi de yeni değil. Rus burjuvazisi ve onun siyasi kadroları, SSCB’ye sözde saygı duruşu ile Nazi işbirlikçilerini aklama arasında gidip gelmekte bir sakınca görmüyor.

Ukrayna: Emperyalist çıkarların kanlı sahnesi

Rusya’daki sosyalizmin mezar kazıcılarının SSCB’yi anması, daha kapsamlı bir emperyalist çatışmanın hazırlığının bir başka yüzü. Ancak bu kez Ukrayna bozkırları, ulusal egemenlik için değil, emperyalistlerin çıkarları için kanıyor. Rus burjuvazisi, Ukrayna’nın nadir bulunan kaynaklarını, ticaret yollarını ve jeostratejik avantajlarını ele geçirmek için halkları katletmekten çekinmiyor. ABD-NATO-AB emperyalistleri ise aynı kaynaklar ve hegemonya için kendi piyonlarını sahaya sürüyor. Çatışmanın tüm tarafları, anti-komünizm ve anti-Sovyetizm zemininde buluşuyor; ister Zelensky rejimi, ister Putin, ister AB, ister Trump ya da Biden olsun. Çünkü hepsinin şeytanlaştırmak istediği şey, halkların kaderlerini ellerine alarak emperyalist mezbahadan zaferle çıkmaları ve sermayenin iktidarını devirmeleri ihtimali. Sömürücüler bu ihtimali ne kadar lanetlemeye çalışırsa çalışsın ondan kaçamayacaklar!

CCCP’nin gerçek anlamı: İşçi sınıfının zaferi

“CCCP” harfleri asla sadece bir damga olmayacak. Çünkü SSCB, her zaman “öteki toplumu”, işçi sınıfının zaferini, ücretli köleliğin kaldırılmasını, “savaşarak kurduğumuz” sosyalizmi ve yeryüzünün sömürücülerinin korkularını barındıracak; ta ki bu sömürücüler ve onların iktidarı tarihe karışana dek. Rus burjuvazisinin bazı “fabrikaları”, bu “sembolizmde” gülünç ama bir o kadar tehlikeli yanılsamalar gördü. Ancak SSCB, bir propaganda aracı ya da nostaljik bir hatıra değil; sosyalizmin tarihsel zaferinin ve halkların gelecek umudunun sembolüdür.

Sosyalizmin hayaleti hâlâ canlı

Emperyalistler, anti-komünizmle halkların bilincini zehirlemeye çalışsa da SSCB’nin anlamı silinemez. Bu harfler, işçi sınıfının ücretli köleliği kırdığı, sömürüye karşı zafer kazandığı bir dönemin simgesi olarak hâlâ dimdik ayakta. Rus burjuvazisi bu mirası kirletmeye çalışsa da halkların bilinci bu harflerin gerçek anlamını koruyor. SSCB emperyalistlerin korktuğu bir gerçeği hatırlatıyor: Halklar kendi kaderlerini ellerine aldığında sermayenin iktidarını devirebilir. Bugün Ukrayna’da, yarın başka bir coğrafyada, sosyalizmin hayaleti her yerde  dolaşmaya devam edecektir.