“Tiranlar Troikası”: Nikaragua – Ayşe Tansever
Küçücük Nikaragua koca ABD’nin ulusal güvenliğini bunlarla tehdit etmektedir. Bu “suçları”, “tehditleri” nedeniyle Nikaragua sürekli ABD’nin baskı ve tehdidi altında yaşıyor.
Nikaragua neden Venezuela ve Küba gibi “Tiranlar Troikası” olarak ilan edildi? 6.3 milyon nüfuslu küçücük bir ülke. Ne Venezuela gibi zengin petrol kaynakları var ne de Küba gibi dünyada dillere destan bir devrim simgesi olmuş. Ne zengin ne de tehdit unsuru bir özelliği var. Ama koskoca ABD, onu ulusal güvenliğini tehdit etme suçlaması ile bu troikanın içine katmıştır. Neden?
Doğru, Nikaragua’daki ABD destekli Somoza diktatörlüğünü 1980’lerde devrimci Sandinist ya da FSLN devirdi. Bu bir tehdit midir? Evet, tehdittir. Çünkü diktatörlük sonrası Nikaragua, Orta Amerika’da yoksul halkın yaşam koşullarının en hızlı iyileştiği ülkedir. Şimdi ABD sınırlarına dayanan göçmen karavanlarında Nikaragua’lı yok. Açlıktan, yoksulluktan, uyuşturucu teröründen kaçanlar Nikaragua’nın komşuları Guatemala ve Honduraslılar. Nikaragua nispeten güvenli bir ülke, çünkü diğer ülkeler gibi ABD bankalarına para devşiren uyuşturucu çetelerine göz yummuyor.
İkincisi, kalkınmasını küçük iş yerleri, el sanatçıları, küçük çiftçiler ve koopertiflerle sağlamaya çalışıyor. İktidar, büyük tekellerin toprakları, zengin su kaynaklarını ve halkları sömürmesine izin vermiyor. Halklarının kendi topraklarında, evlerinde, köylerinde sakin yaşamalarını kolluyor. Biraz turizm geliri ile, sürdürülebilir, geleceğe yönelik ekolojik bir yaşam biçimi kurmaya çalışıyor. Kıtanın doğal ekosisteminin %60’ı, biyoçeşitliliğinin %10’u Nikaragua toprakları üzerinde. Bu hali ile de kapitalist sistemin tüketim toplum anlayışından uzak.
Üçüncü olarak bu politik-ekonomik yapısı ile Venezuela, Küba, Bolivya gibi ilerici ülkelerin tarafında. Filistin, Suriye ve İran ile iyi ilişkiler içinde. İlerici kıta ve uluslararası örgütleri desteklemekte. Çin ile de ilişkileri iyi. Hatta Çin, ABD güdümündeki Panama Kanalı’na alternatif olarak Nikaragua’nın batısında Pasifik Okyanusu’ndan, doğusunda Atlantik Okyanusu’na kadar bir kanal açma projesi için destek vermektedir. Bağımsız bir kanal projesinin ABD’nin bölgedeki egemenliğine bir darbe olacağı kesin.
Küçücük Nikaragua koca ABD’nin ulusal güvenliğini bunlarla tehdit etmektedir. Bu “suçları”, “tehditleri” nedeniyle Nikaragua sürekli ABD’nin baskı ve tehdidi altında yaşıyor. Tıpkı Venezuela’da olduğu gibi Somoza diktatörlüğü döneminde zengin olmuş burjuvalar ABD ile sürekli işbirliği içinde. Diktatörlüğün silahlı gücü kontralar hala ABD, AB ve onların sivil toplum örgütleri tarafından silahlandırılıp desteklenirler. Ülkede son günlere kadar 4000’in üstünde STÖ varmış.
Ortega 1980’de iktidar olur ama on yıl sonra 1990’da ABD destekli muhalefet güçlerine yenilir ve tekrar 2007’de iktidar olana kadar ülkenin devrim kazanımlarını halktan geri alır. Sağlık ve eğitim genelde özelleştirilir. Sosyal harcamalar kısılır ve halk yoksullaşır. Bütçe açık verir. Ortega bunu düzeltmek için sosyal harcamalara düzenleme getirmek ister ve işverenlerin ödediği payları gene muhalefet ile konuşarak çözmeye çalışır. 2018 Nisan-Temmuz ayları arasında Ortega’ya darbenin nedeni bu oldu. Olaylarda 322 kişi öldü, 2000’in üstünde kişi yaralandı. Devlet dairelerinden radyolara her yer yakıldı. Alt yapı tesisleri, ülkenin turizm alanları, birçok küçük işletme zarar gördü. Arkalarında ABD’nin eğittiği, silahlandırdığı üniversite öğrencileri ve kontralar vardı. Ortega ve halk güçleri darbeyi temmuz ayında bastırdılar.
Ancak ABD baskı ve ambargo koymaya gerekçe bulmada hiç zorlanmaz. 2018 Nisan darbesinde insan haklarının çiğnendiğini iddia ediyor. Yalan olduğu kanıtlanmış olmasına rağmen yaptırımları Senato’dan geçirdi.
Niko-Act yasası ile Dünya Bankası, IMF ve kalkınma bankalarının ülkeye kredi vermesi yasaklanıyor. İnsan haklarını çiğnediği iddia edilen devlet görevlilerinin mal varlıklarına el konuluyor ve seyahat özgürlükleri kısıtlanıyor. Amaç, tıpkı Venezuela ve Küba’ya yapıldığı gibi ülkenin ekonomik olarak sıkıştırılarak halkın isyana zorlanmasıdır. Ancak ordu ve polis teşkilatı, sendikalar ve büyük öğrenci dernekleri, emekli ve köylü halk hala Sandinist Ortega iktidarını desteklemektedirler.
Ülkenin kuzey ve güneyden ABD üsleri ile çevrili olduğu düşünülürse her an bir askeri müdahale yapılabilir. Şimdilik Trump Venezuela’yı ana hedef seçti; Küba ve Nikaragua ablukada. “Tiran Troikası”nda olması ilginç değil mi?