Demokratik mücadelede, yasallıkla meşruluk arasında “biri olmazsa ötekisi” denilecek kalın bir sınır yoktur. Koşullara göre ağırlıkları değişmek üzere, aynı!-->…
Büyüme, “güç biriktirme” çabası, devrimci yapıların zayıflığı göz önüne alındığında anlaşılır bir şey. Fakat gücü hangi stratejik doğrultuda, bu doğrultuyla!-->…
Yaşananların derinliği bu boyuttayken itirazın içeriği de yalnızca “rektörün istifası” seviyesinde kalamazdı/kalmadı. Her şeyiyle başka bir dünya, başka bir!-->…
Aşırı hava olayları, ekosistemin doğal ritmini altüst eden sonuçlar yaratıyor. Bir yanda dondurucu soğuklar; diğer yanda kavurucu sıcaklar… Yine bir yanda!-->…
Neler oldu da devrimci örgütte “ben” bu denli ağır basar hale geldi? Hangi değişim dinamikleri, zamanın ruhuna böylesi bir nitelik kazandırdı?
!-->!-->!-->!-->!-->…
Bu konuda toplumsal bilinç gelişirken etkili sonuçlar yaratacak bir toplumsal reaksiyon neden açığa çıkmıyor? Yani neden Türkiye’de güçlü bir ekoloji!-->…