Hayaller Kuşadası, Bodrum; Gerçekler Malatya Arguvan – Elif Irmak

Metroda bilboardlarda, dizi izlerken reklam aralarında dönen bayram/tatil kredilerinin faizleriyle borçlanıp tatile gitmektense en sonunda teselliyi yine kayısı, çemen ve bedava yayla havasında buluyoruz.

Düşük ücretler, ödenmeyen mesailer, kullandırılmayan yıllık izinler, can, kan-ter… İşçinin aleyhine her şey bu sistemde var.

Kapitalizm bildiğimiz gibi merkezine “hep daha fazla” kar amacı koyan, işçiyi öldüren, hasta eden, bezdiren, sömüren düşman bir sistemdir. Ezilen işçi tarafı, ezen ise patron sınıfıdır. Bu sistemde her şey kapitalistin

Hazır yaz da geliyorken şöyle güzel bir tatili hak ettiğimizi düşünüyoruzdur. Eğer yıllık iznimizi yazın kullanma şansına sahipsek neden şöyle güzel butik bir otelde tatil yapmayalım? Belki sonra yıllık iznini kışın kullanmak zorunda kalmamayı ayrı bir mücadele başlığı yaparız.

Kapitalist Sistemde Asgari Ücretlinin Tatil Planı

Şimdi biz temmuz ayı içerisinde 4 kişilik bir çekirdek aile olarak tatil arayışındayız.

Bütçemiz düşük, ek gelirimiz yok, arabamız ve babadan kalma bir yazlığımız yok. Çocuklar her sene “Anne baba denize gidelim” deseler de biz İstanbul’a en yakın tatil mekanlarına bakıyoruz.  Neden olacak! Yol masraflarımız tatilin astarını geçmemeli de ondan. Gitmişken bir de meslek hastalığının yol açtığı ağrıları dindirme üzerine de düşünüp Kaplıcayı tercih ederek bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyoruz.

Yalova’da 2 yetişkin 2 çocuk… 5 gecelik orta direk bir tatile asgari ücretin 2 katı diyorlar. Yalova yakın yer. En düşük otobüs fiyatlarına baktık. Tatil öncesi alışveriş derken… Üstelik bu arada hiçbir şeye zam gelmemesi lazım. Ne benzine, ne yola, ne gıdaya…

Şimdi bu tatili yapabilmem için 3 ay fazladan çalışmam lazım. Ya da şöyle söyleyeyim: Ben asgari ücrete bu tatilin ne kadarını yapabilirim? Bir aylık maaşımla tatilin üçte birini yapabiliyorum. 

Denize, kuma, kumsala gidemiyorum.

Yol masraflı uçamıyorum.

Ümitsiz değiliz elbet bir ihtimal daha var ama…

Metroda bilboardlarda, dizi izlerken reklam aralarında dönen bayram/tatil kredilerinin faizleriyle borçlanıp tatile gitmektense en sonunda teselliyi yine kayısı, çemen ve bedava yayla havasında buluyoruz. Hayaller Kuşadası Bodrum; gerçekler Malatya Arguvan…

Kapitalizm işçiyi robot gibi yönetmek ister, duygularını ve ihtiyaçlarını bastırır. Onları güvencesiz, kötü koşullarda çalıştırır. Günlük çalışma saatlerini dayanılmayacak seviyelere çıkarır. Burjuvazi başka bir olanak olmadığını ezberletir. Azla yetinmeyi dayatır. İşsizliği aba altından sürekli sopa olarak gösterir ki haklarımızı kullanmaktan da vazgeçelim. Oysa bizler her işçinin, her bireyin kendini yeniden üretebilmesi için tatillerin insan sağlığı açısından zaten zorunlu olduğunu söylüyoruz. Bugün hala herkesin özgürce ve eşitçe tatil planları yapabildiği günler için mücadele etmemiz gerekiyor. Yok hayır. Tatil yapmak, tatil yapmayı istemek lüks değil. İhtiyaç!

Köylere istenildiğinde gidilecek ama alternatif tatilleri de lüks olarak görmeyeceğiz. Mücadele ederek insanca çalışma ve insanca yaşama koşullarına kavuşacağız.

Yazarın Diğer Yazıları