Bir Anı – Necdet Pekgöz
Resmi görür görmez “işte dedim, doğru anlamışım”. Gerçekten bunlar Dev-Genç’miş.
Çocukluk yıllarım. İlk okula başlamışım. Eve alınan gazeteyi her gün okumaya çalışıyorum. Sürekli olarak ilk sayfalarda içinde DEV-GENÇ geçen haberler var.
Dev-Genç ne olabilir ki diye düşünüyor ama kimseye de bir şey sormuyorum. Aklımca kendim bulmak zorundaymışım gibi akıl yürütüyorum.
Tabii en basit çözüm sözlük anlamları ile bağlantı kurmak olmuştu.
Dev-Genç ne olabilirdi ki, olsa olsa dev gibi iri yarı gençlerden oluşan birileri olmalıydılar. Bir süre sonra artık fazla düşünmez olmuş ama yine de içimde buluşumdan da ufak ufak şüpheler taşımaya devam etmiştim. Haklılığımı kanıtlayacak bir şeyleri de gözden kaçırmak istemiyordum.
Gel zaman git zaman bir gün okuduk ki Dev-Genç’lerden biri Deniz Gezmiş yakalanmış. Resmini basmış gazete. Resmi görür görmez “işte dedim, doğru anlamışım”. Gerçekten bunlar Dev-Genç’miş.
Sonraları Dev-Genç’in Devrimci Gençlik Konfederasyonu olduğunu öğrendim. Onların dev gibi yürekleri olduğunu da…
“Yaşasın Halkların Kardeşliği” diyerek idam sehpasına yürüyen dev yürekli gençlermiş gerçekten.
3 Fidan, “3 bizden 3 sizden” diyerek, hukuk ayaklar altına alınarak, tamamen güncel algıya hizmet etmek için idam edildi.
İdam edenler, idam kararı alanlar, idamı Meclis’te onaylayanlar çok uzun zamandır ortalarda yoklar. Tarihin kara deliği içinde yok olup gittiler. Halbuki hepsi o zamanlar en büyük vatansever oldukları iddiasındaydılar.
Egemen gücü elinde tutanlar hukuka, insan haklarına saygılı olmayı değil, günü kurtaracaklarını sandıkları adaletsizliklere sarılmışlardı. Gencecik dev yürekli insanları yok ettiklerini sandılar. Halbuki bugün yok olanın sadece kendileri olduğu bir kere daha görülüyor.
Onlar öldürerek yok edeceklerini sandılar ama ölmsüzleştirdiler. “Düşman” bildiğine bundan büyük hizmet olur mu?
6 Mayıs 1972 Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edildiği değil, ölümsüzlüğe uğurlandıkları gündür.
Saygıyla…