Takvim Değişiyor Ya Tarih? – Necdet Pekgöz

Takvimin değişmesine alkışlar tutulurken tarihin akışının değişmemesi için her türlü önlem alınacak.

Zaman geçiyor takvimler değişiyor. Dünya’nın Güneş etrafındaki yolculuğunun yeni bir sonu veya yeni bir başlangıcı.

Kendi etrafında yaklaşık 1670 km hızla dönen Dünya’mız, Güneş’in etrafını dolanmak içinse ortalama olarak saatte 108 bin km hızla ilerler.

Gerçekten bu kadar büyük hızla ilerlediği halde yolculuğu 365 gün sürer ve gide gide başladığı noktaya döner.

Bizler de yeni bir yıla girdik diye sevinir, yeni yılda iyi şeyler olmasını dileriz.

Aslında gerçek anlamda değişen tek şey takvimdir. Artık günleri ve ayları söylerken sonuna yıl olarak 2020 yılında olduğumuzu söylüyoruz. 

Bunun dışında savaş politikaları devam edecek, ekolojik yıkım tüm dünyada, dünyanın hızıyla yarışırcasına sürecek. Asgari ücretten bu yıl da vergi alınacak. Büyük çoğunluğun ücreti olan asgari ücret açlık sınırında dolanmasını sürdürecek.

Yine savurganlıklar yaşanırken büyük hamasi nutuklar dinlemeye devam edeceğiz.

Kanal İstanbul söylemi gündemde tutulurken İstanbul’a ne kalacağını sorgulayacağız.

Hukuk üstünlüğüne olan açlık giderek artacak, demokrasi, barış söylemleri gündemden düşmeyecek. Ada faytonları bir süre sonra unutulacak belki ama hayvan haklarında ciddi bir düzelmeyi bu sene de görmeyeceğiz.

Takvim değişecek ama tarih bu sene de çizgisinde ilerleyecek.

Takvimin değişmesine alkışlar tutulurken tarihin akışının değişmemesi için her türlü önlem alınacak.

O tarih ki ezenlerin daha fazla ezmesini, sömürülenlerin daha fazla sömürülmesinin tarihidir. Giderek bir avuç sermayedarın servetleri katlama çabası için gerekirse dünyayı yok etmekten çekinmeyen kararlılıklarıdır.

Takvimler değişirken tarihin değişmemesi için çabalayanlar gerçek anlamda insana, doğaya, hukuka, evrensel değerlere, insan ve hayvan  haklarına, ekolojiye, eşitliğe elbette barışa karşı olmaya devam edecekler.

Sadece takvimlerin değil, tarihin de değişmesi için çabalayanlar da kararlılıklarını, mücadelelerini azimle sürdürecek, böyle gitmez demeye devam edecekler.

Takvimlerin değişmesi doğal bir sonuçtur. Dünya döner ve 365 gün 6 saat sonra başladığı yere gelir. Yani takvimler gerçek anlamda tekerrür eder.

Bu doğal olayı “tarih tekerrür eder” diye anlayanlara, tarihin tekrar etmeyeceğini, yeni bir tarihin ellerimizle yaratılabileceğini göstermek için yeni takvim yılının mücadeleci, güçlendirici, umudu yükseltici günlerle dolu geçmesini dilerim.

Ezenlerin tarihini ezilenlerin mücadelesi, kararlılığı değiştirecek.

Unutmayalım takvimi değiştiremeyiz ama tarih değişmek için hazır bekliyor.