Aleviler ve Yolda Birlik – Aydın Deniz
30 yıllık hak talep mücadelemizde yasal hiçbir kazanımımız olmadığını hepimiz biliyoruz. Aleviliğin ve Cemevlerinin meşruluğu dışında diğer taleplerimizin de karşılık bulması için bu yeni modelde taban örgütlülüğümüz daha da güçlenerek taleplerimizde daha da ısrarcı olmamızı sağlayacaktır.
“Yolda Birlik Nasıl Olmalı?” forumunun ikincisi Pir Sultan Abdal Derneği Tarsus Şubesince gerçekleştirildi. Bu vesileyle İstanbul’daki forumun sunumunu ve yönetimini yapan, şu an Elazığ Cezaevi’nde tutuklu olan sevgili Songül Tunçdemir’i selamlıyor; mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum.
Her ne kadar çatı kurumlarının genel başkanları birlik konusunda ikrar verseler de detayları ile ilgili yapacakları toplantının ertelenmesi ve muğlaklığın devam etmesi, birlik arayışlarını da daha önemli hale getirmektedir. Forumların amacı, birlik konusunu tabanda tartıştırıp farklı önerilerle bir sonuç çıkarmak. Alevilerin birliğini sağlayacak önerimi iki ana madde üzerinden sizlerle paylaşmak istiyorum.
İnançta Birlik
İnancımızı bugüne taşıyan Ocak örgütlenmeleri I. Mahmut ve II. Mahmut Dönemi’nde uygulanan asimilasyon ve yok etmeye yönelik uygulamaların etkisiyle günümüzde tamamen yok olmakla karşı karşıya kalmıştır. Birçok Ocak’ta yol yürütenler azalmış, talip köylere verilen hizmetler durmuş ve asimilasyonlar nedeniyle birçok Alevi köyü Sünnileşmiştir. Bunlara benzer birçok sonuç daha sıralayabiliriz.
2 yıl önce kurulan Alevi Bektaşi İnanç Kurulu, iyi niyetlerle ve bu eksikliklere müdahil olması nedeniyle hayat bulmuştu. Ne yazık ki misyonuna uygun örgütlenmesi yapılmamış, kişilerin benlik duygusuna kurban edilmiş, kendi emelleri için basamak haline getirilmiş ve mevcut birliği de dağıtarak kurulun içini boşaltmıştır. Yeni yapılan genel kurulda ise genel başkanların işaret ettiği kişiyi dayatarak Aleviliğe uygun olmayan şekilde kurul gerçekleştirilmiştir.
Bu nedenle günümüzde Ocak örgütlenmelerin eksikliklerini giderecek girişimler şart olmuştur. Öncelikle Ocakların kendi yol yürütenlerin inanç meclislerini oluşturarak Ocak sürekleri, yol yürütenlerin pişmesi, hizmet verilmeyen köylere hizmet sağlanması vb. gibi durumlara müdahil olarak inançsal toparlanmayı sağlamaları gerekmektedir. Kendi Ocak meclisini tamamlayanlar ülkenin inançsal üst kurulu olarak Ocaklar Meclisi’ni oluşturmalı; yolumuza ve erkanlarımıza, özüne uygun şekilde sahip çıkmalıdır.
Örgütte Birlik
30 yıla yaklaşan Alevi örgütlenmesi büyümenin de getirdiği sorunlarla hak talep mücadelesinde tıkanma noktasına gelmiştir. Sadece Cemevleri yaparak oralarda Hakk’a uğurlama erkanları ve yemek hizmeti vermek ile Aleviliği yaşadığımız hissine kapılanlar aslında iç asimilasyona hizmet etmekle beraber Rıza şehri hayalimizden de uzaklaşmaktadırlar. Yolumuzun büyük bir derya olduğunu ve bu deryanın kuralları olduğunu unutmamamız gerekiyor. Örgütlenmeleri salt yasalar çerçevesinde Dernekler ve Vakıflar Kanunu’na göre yapmak inançsal boyutundan uzaklaştırdığı gibi seçimlerde de Alevi kurumu yönettiğimizi unutarak derin ayrışmalara neden olmaktadır. Hele ki son süreçte yapılan seçimlerde gerek şubelerde gerekse genel merkez seçimlerinde ve federasyon seçimlerinde Aleviliğe dair tek kelam edildiğine, hak talep için herhangi bir proje veya yol haritası çizildiğine şahit olamadık. Artık merkezi örgütlenmelerin, şubelerinin sorunlarına çözüm üretemediği gibi örgüt içinde karşılıklarının yavaş yavaş eridiği bir süreci yaşamaktayız. Bu anlamda merkezi örgütlenmelerin mevcut örgütlenme şekilleri ve tüzükleri tartışılır hale gelmiştir. Uygulamada da birçok sıkıntı yaşanmakta hatta çok eleştirdiğimiz siyasal iktidarın yol yöntemlerinin de ( kayyum, tasfiye vb.) kurumlarımıza sirayet ettiğini görmekteyiz.
Örgütlenmelerin Aleviliğe uygun hale getirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Çoğunluk demokrasisi yerine çoğulcu demokrasinin kurumlarımızda hayata geçirilmesi gerekmektedir. Aleviliğin en temel değerlerinden olan Rızalık sisteminin kurumlarımızda hayat bulması, verilen ikrarların karşılık bulması, Aleviliğin özüne uygun hareket edilmesi ve kurumlarımızla ilgili hayati kararların sadece genel başkanların inisiyatifine bırakılmaması önemlidir. Konuların bileşenlerle ve taban örgütlülüğü ile tartıştırılması, ortak akılda buluşulması yolumuzun da bir gereğidir. Bu anlamda mevcut örgütlenmelerde iyileştirmeye gidilemiyorsa yeni örgütlenme şekillerini de tartışmamız şart oluyor.
Bu konuda önerim;
Yerelde herhangi merkezi bir örgütlenmeye dahil şubelerin, bağımsız Cemevi ve derneklerin kendi yerel birliklerini oluşturması, sorunlara ortak müdahale etmesi ve hak talep mücadelesini birlikte yürütmesidir. Yani yerel Alevi meclislerinin oluşturulması gerekmektedir. Yerel meclislerden İl Meclisleri ve İl Meclislerinde Bölge Meclisleri oluşturulmalıdır. Bölge Meclisleri ise kendi üst çatısını oluşturarak tabandan merkeze karar sistemini hayata geçirmesi hem çoğunluğun demokrasisi ile örtüşecek hem de kararlarda tabanın önerileri dikkate alınacaktır. Böylece örgütlenmedeki bürokrasi kalkmış olup sadece birkaç genel başkanın inisiyatifine maruz kalmamış olacağız. Böyle bir yeni modelin hayata geçirilmesi zor ama imkansız olmadığını biliyorum. 30 yıllık hak talep mücadelemizde yasal hiçbir kazanımımız olmadığını hepimiz biliyoruz. Aleviliğin ve Cemevlerinin meşruluğu dışında diğer taleplerimizin de karşılık bulması için bu yeni modelde taban örgütlülüğümüz daha da güçlenerek taleplerimizde daha da ısrarcı olmamızı sağlayacaktır. Bir olmak da, diri olmak da, iri olmak da; herkesin taşın altına elini koymasıyla gerçekleşecektir.
Aşk ile…