İşten atılan Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri: “İş kazası geçiren işçi arkadaşlarımız kayıt dışı ameliyat edildi”
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde insanca çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı sendikal örgütlenmeye giden işçiler işten çıkarıldı. Pazartesi Karşı Mahalle’de yayınlanan röportaj sonrası hastane yönetimi işçilerin çalışma koşullarına dair söylediklerinin üzerine gitmek yerine üç işçiyi ‘performans düşüklüğü’ gerekçe gösterilerek işten çıkardı.
DİSK Dev Sağlık-İş Sendikası’nda örgütlenen işçiler bugün hastane önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
İşçiler Koç Üniversitesi Hastanesi’nin işçilere kölece çalışma koşulları sayesinde karına kar kattığını, taşeronun sömürüsüne göz yumduğunu söyledi. İşçiler, çalışma koşullarının iyileştirilmesini isterken iş kazası geçiren işçilerin ise hastanede kayıt dışı ameliyat edildiğini iddia etti.
İşten çıkarılan işçilerden Suna Erkoçak, Semre Küçet ve Kenan Güngördü’nün konuşma yaptığı açıklamada 4. Vardiya İşçi Dayanışması da yer aldı.
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Geçtiğimiz yıl Ocak ayında temizlik ve portör hizmetleri için Koç Hastanesi’nin anlaştığı NWG taşeron şirketiyle hastanenin sözleşmesi bitmişti, ardından hastane yönetimi 9 şirketiyle bu hizmetler için sözleşti. Fakat yeni anlaşmayla birlikte kıdem tazminatımızdan ücret zammımıza kadar birçok hakkımız da gasp edildi. En az 50 arkadaşımız işten toplu istifa etti. Hem kadro hem de çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi talebiyle sendikalı olduk. Çalışma koşullarımızı kamuoyunda duyurmak için olabildiğince haberleştirilmesini sağladık. Ancak hastane yönetiminin karşılığı işten atmak ya da baskıyı arttırmak oldu. Personel eksikliği nedeniyle iş yükümüz her gün artarken “uygun pozisyon bulunmadığı” gerekçe gösterilerek 10’u aşkın arkadaşımız işten çıkartıldı.
Neden kadro istiyoruz?
Kadrolu çalışanla aynı işi yapan taşeron işçi arasında arasındaki ücret farkı oldukça fazla. Yani Koç Hastanesi’nde çalışan sağlık işçileri haklarını alamıyor, taşeron çalıştıkları için daha güvencesiz çalışıyor. Gece mesailerinde gece farkı, gıda, giyim, yol yardımı alamıyor. Kadrolu çalışana hastanede sağlık hizmeti için indirim uygulanırken taşeron işçiler iş başında kaza geçirdiğinde tıbbı desteğe ihtiyaç duyduğunda iş yükleri bahane edilerek acil servise bile gidemiyoruz, yerimizden kıpırdamamızı istemiyorlar. Acile gitmeye kalksak bile aldığımız hizmeti ödemeye bir aylık maaşımız yetmez. Buna rağmen ücretlerimiz bu kadar düşük.
Çalışma koşullarımız
Her birimiz en az 3 kata bakmak zorunda kalıyoruz, toplamda 40 oda demek. Ara dinlememizi kullanamıyoruz, her dakika ayakta ve işe hazır olmamız bekleniyor. Zaten personel eksikliği nedeniyle işi yetiştirmek için de dinlenmeden çalışmamız gerekiyor. İş tanımımız dışında birçok işi yapmamız bekleniyor ama angaryayı kabul etmemek tutanak gerekçesi olabiliyor ve çoğunlukla idari para cezası uygulanarak maaşlarımızda kesinti yapılıyor. Özellikle pandemiyle birlikte iş yükümüz daha da arttı. O dönemde çalışma koşullarının zorluklarına dayanamayıp istifa eden arkadaşlarımızın yerine yeni işçi alımı yapılmadı. İşten atma için de bu koşullara boyun eğmemek yetiyor. Çantalarımız iş çıkışında güvenlik tarafından aranıyor, her gün hepimize hırsız muamelesi yapıyorlar. Erkek güvenliğe çantasını aratmak istemeyen kadın arkadaşlarımıza bir şey saklıyormuş gibi davranıyorlar. Personel eksikliği nedeniyle işler kitlendiğinde, iş çıkışında bizlere hırsız muamelesi yapıldığında hastane bizi hatırlıyor ama söz konusu kadro talebimiz olduğunda ya da çalışma koşullarımızın düzeltilmesini istediğimizde görünmez oluyoruz. Erkek yöneticiler, şefler konumlarını kullanarak kadın işçileri sürekli taciz ve mobbinge maruz bırakıyor. En ufak bir itirazda bile işten atmayla tehdit edilirken bir de şefin ya da yöneticinin bizleri sindirmek için taciz etme ihtimalini göze almak zorunda kalıyoruz. İş yerlerinde kadınlar olarak erkek yöneticilerin şiddetiyle karşı karşıya geliyoruz. Buna karşı geldiğimizde işten atılma tehditi ile karşılaşıyoruz.
Hastaneye sesleniyoruz;
İşimizi geri istiyoruz ama sadece işimizi değil; Koç Hastanesi’nde angaryaya son verilmediği, taşeron çalışmanın devam ettiği, çalışma koşullarımızın düzeltilmediği durumda demokratik haklarımıza başvuracağız demiştik. Bunları talep ettiğimiz için işten çıkartıldığımızı da biliyoruz. İnsanca yaşayacak bir ücret ve insancıl çalışma koşulları için direnişteyiz. Tüm işçi arkadaşlarımızı ve kamuoyunu bu mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz. Direne direne kazanacağız!