Koronavirüste Avusturya deneyimi: “Kötüye giden tabloya halkın duyarsızlığı eklenirse gidişat daha kötü olur”

Fotoğraf: Andreas Gebert

17 Mart itibariyle 155 ülke/bölgede tespit edilen koronavirüsün yayılımını önlemek için ülkeler hızla önlemler almaya devam ediyor. 9 milyona yaklaşan nüfusuyla Avusturya’da tespit edilen koronavirüs vaka sayısı 1132. Alınan önlemlerle birlikte toplu taşıma kullanımında pazartesi günü %70’lik bir düşüş bildirildi. Bu da, insanların önlemleri ciddiye aldığını gösteriyor.

Dünyanın neredeyse tamamı koronavirüs paniği ile ne yapacağını bilemezken, ancak deneyimlere kulak verilerek ve alınması gereken önlemleri gerek bireysel gerek kurumsal düzlemde uygulayarak bir kriz halinin aşılacağına inanıyoruz. Bunun için Karşı Mahalle’de farklı ülkelerden deneyimleri yayımlamaya devam ediyoruz.

Kuzey İtalya’ya komşu olan ve ülke genelindeki vakaların dörtte birini barındıran Avusturya’nın Tirol eyaletinden Cihan Dağ yazdı:

Avusturya’nın Tirol eyaletinden bildiriyorum. Burası Avusturya’nın Kuzey İtalya’ya sınır olan eyaleti. Kış turizminin oldukça yoğun olduğu, Avrupa’nın her yerinden turist ağırlayan bir bölge. Şu an Avusturya genelinde koronavirüs vaka sayısı 1000 kişiyi geçti ve sayı hızla artmaya devam ediyor. Öyle ki benim bu verileri verişimden birkaç sonra bile tablo çok farklı olabilir. Bu vakaların dörtte biri Tirol bölgesinde. Bu bölgede bu kadar yoğun vaka olmasının sebebi az önce belirttiğim gibi Kuzey İtalya’ya komşu olması ve dışarıdan birçok turistin gelmesi. Zaten ileriki günlerde Avusturya, özellikle de Tirol bölgesi hastalık konusunda epey sıkıntılı süreçlerden geçecek. Yaklaşık dokuz milyonluk bir ülkeden bahsediyoruz. İtalya’nın 60 milyonluk ve Almanya’nın 80 milyonluk nüfusunu düşününce bu sayılar virüsün ilk görüldüğü haftalarda Avusturya’nın nüfusu için oldukça fazla. Şu ana kadar 4 ölüm gerçekleşti koronavirüsten dolayı. 

Son bir haftadır, üst üste birçok tedbir kararı açıklandı. Önce Kuzey İtalya sınırı kapatıldı. Sonrasında mağazalar, kafeler, barlar, restoranlar, kreşlerden üniversitelere kadar tüm eğitim kurumları, dernek ve lokaller geçici olarak kapatıldı. Konserler, seçimler, düğün ve toplantılar iptal edildi. Normalde bölgede mayıs ayına kadar süren kayak sezonu tüm rezervasyonlar iptal edilerek bir sonraki sezona kadar kapatıldı. Son beş sene içinde mezun olan tüm sağlık personelleri göreve çağrıldı. Bu süreçte yardımcı olması için topluma gönüllülük çağrısı yapıldı. Bir günde binin üzerinde gönüllü sisteme başvurdu. Macaristan, Almanya gibi komşu ülkeler Avusturya ile olan sınırlarını kapattı. Tüm uçuş ve seyahatler yok denecek kadar aza indirildi. Maçlar seyircisiz oynandı. Önce Tirol’de, bir gün sonra da tüm Avusturya’da sokağa çıkma yasağı ilan edilerek önlemler en üst seviyeye kadar çıkarıldı. Sokağa çıkmanın cezası 3000 euro. Avusturya’da salgına karşı mücadele kapsamında getirilen kısıtlamalar içerisinde, bulunduğunuz eyalet dışında ikinci bir eviniz olsa dahi, öngörülen amaçlar dışında seyahat edilmesi yasak.

“Avusturya İş Bulma Kurumu’na bir günde 16 bin kişi iş başvurusunda bulundu”

Şu an sadece süpermarketker, eczaneler ve fabrikalar açık. İşverenler home office çalışabilecek olanların evlerinde çalışmalarına izin veriyor. Fakat üretim işçisinin işe gitmesi zorunlu. Bu arada kayak sezonu sonlandırılıp, bütün mağazalar, otel ve restoranlar kapatıldığı için birçok işveren işçilerinin sözleşmelerini sonlandırdı. Özellikle sezonluk işçiler ve hizmet sektörü işçileri epey mağdur olmuş durumda. İşsizlik kurumuna aşırı yüklenme olduğu için AMS (Avusturya İş Bulma Kurumu) internet üzerinden başvuruları kabul etmeye başladı. Hükümet bu süreçte işverenlere ve işsizlik kurumuna ödenek ayırmak zorunda kaldı. Ve bir günde 16 bin kişi iş başvurusunda bulundu sadece internet üzerinden. 

İtalya’dan sonra virüsün görüldüğü diğer Avrupa ülkeleri virüse karşı erkenden önlem almak konusunda daha titiz davrandılar. Avusturya’da birkaç gün öncesinde olaylar üzerine sosyal medyada espriler yapabilirken, şimdi esprilerin yerini derin bir endişe aldı. Komplo teorileri, yalan haberler, yetersiz bilgilendirmeleri bir kenara bırakırsak, önümüzde birkaç ay içinde binlerce insanı öldürmüş ve Çin hariç bulaştığı tüm ülkelerde hız kesmeden yayılmaya devam eden, henüz pik noktasına kavuşmamış bir salgından bahsediyoruz. Ve İtalya’da yaşayan Türkiyeli bir akademisyenin yayınladığı videoda belirttiği üzere bu sıradan bir grip değil. İnsanlar boğularak ölüyorlar, yakınlarını son bir kez dahi göremiyorlar. Bilinçleri yerinde ve ilacı olmayan bir hastalığa karşı vücutlarının ve uygulanan tıbbi müdahalelerin insafına kalmışlar. Aslında İtalya örneğinde görüldüğü gibi Avrupa’daki hastaneler bina ve personel sayısı olarak böyle bir salgın karşısında oldukça yetersiz. Avusturya’nın emekli sağlık personellerini daha şimdiden göreve çağırması bunun bir göstergesi. 

Avusturya sağlık personelinin elinde tuttuğu bu kağıtta
“Biz sizin için buradayız. Lütfen siz de evinizde kalın” yazıyor.

Türkiye bu anlamda hızlı hareket etti ve alınması gereken önlemleri sert ve hızlı bir şekilde aldı merkezi olarak. Ama bu kararların yerel kurumlardaki karşılığı Türkiye gibi bir ülkede kafalarda soru işareti yaratıyor. Halkın bu konudaki ‘duyarlılığı’ ve ‘bilinci’ de cabası… Kent merkezlerinden ziyade kırsallarda bu konu aciliyet arz ediyor. Köylerde yaşayan yaşlı insanlarımız bu virüse savunmasız yakalanabilirler.

Bu karantina süreci Avusturya’da şu ana kadar işliyor gibi görünüyor. Zaten kötüye giden tabloya bir de halkın duyarsızlığı eklenirse gidişat çok daha kötü olacaktır. Bu Türkiye için de geçerli. Umarım bu süreci halklar olarak en az hasarla atlatır ve insanlık için, dünyamız için bu süreçten bir ders çıkarır, kapitalizmin ve onun yarattığı bu kaosun artık devam edemeyeceğini bir an önce görürüz.