Cumhuriyet’in 96. Yılı ve Aleviler – Aydın Deniz

Hiçbir şey yapılmamasından iyi olsa da artık taleplerimizi ve itirazlarımızı Cemevlerimizin içinde dört duvar arasında yapıyor olmamız, rahatsızlık duyduğumuz konuları hiçbir kimseye rahatsızlık vermeden itiraz ettiğimiz anlamına da gelmiyor mu?

Asimilasyon politikaları tam hızıyla devam ederken bir yandan da Aleviliği yok sayanların Cemevi ve dergah ziyaretleri devam etmektedir. Ahmet Davutoğlu’nun Garip Dede Cemevi ziyaretinden sonra ne tesadüftür ki “Cemevleri kırmızı çizgimiz” diyen, kurulduğundan bugüne kadar Aleviliği yok sayan ve asimilasyonun en büyük hizmetkarlığını yapan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın en üst yetkilisi Mersin Cemevi’ni ziyaret etti.

Ziyaretin yapılış şekli ve hediyesi bir kez daha Aleviliği yok saydıklarının göstergesi olmuştur. Alevi duruşu ve görüşmelerin nasıl olması ayrı bir tartışma ama yaşanan pratikte rızalık esasının bir kez daha çiğnendiği aşikardır. Alevilik değerlerini kendi elimizle esasına göre uygulamadığımız gerçekliği ile yüz yüzeyiz.

Öğretimizin kurallarını yok sayarak yaşarken diğer taraftan asimilasyoncular boş durmuyor ve Alevi köyüne zorla cami ve Alevi öğrencilerine namaz baskısı yapıyorlar. Kars Sarıkamış Kaymakamı, Alevi köyü olan Aşağısallıpınar’a cami yaptırıyor; köy halkı ve derneği karşı çıkmalarına rağmen inşaatı hızla devam ediyor. Adıyaman Gölbaşı ilçesine bağlı Belören Beldesi’nde bulunan çok programlı lise müdürü öğrencilere Menzil tarikatının yayını olan Semerkant dergisini dağıtıyor ve Alevi öğrencilerine namaz kılmaları için baskı yapıyor.  Kurumlarımızdan biri yerinde inceleme yaparak suç duyurusunda bulunacağını beyan etti. Birçok kurum ise pazar günü Ayazağa Cemevi’nde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Hiçbir şey yapılmamasından iyi olsa da artık taleplerimizi ve itirazlarımızı Cemevlerimizin içinde dört duvar arasında yapıyor olmamız, rahatsızlık duyduğumuz konuları hiçbir kimseye rahatsızlık vermeden itiraz ettiğimiz anlamına da gelmiyor mu?

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sarıyer Şube Başkanı Zeynep Yıldırım bir buçuk yıldır iddianamesi bile hazırlanmadan hapishanede alıkoyulurken aynı Cemevi’nin yöneticisi Songül Çimen oğlunu ziyarete gittiği Silivri cezaevinde gözaltına alınarak tutuklandı. 24 Ekim Perşembe günü de Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Onursal Başkanı Turgut Öker 2012-2015 yılları arasındaki sosyal medya paylaşımları nedeniyle mahkemeye çıkartıldı. Paylaşımlarında Gezi Şehitlerini sahiplenme ve 3. boğaz köprüsüne Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi nedeniyle Yavuz Sultan Selim’e lanet okuması sebebiyle yargılanan Turgut Öker’e yurtdışı yasağı konularak dava süreci başlatıldı. Amaç sadece Avrupa’da yaşayan Alevilerle Turgut Öker’in fiziksel buluşmasını engellemek değil aynı zamanda biat etmeyen, dik duran kurum yöneticilerimize yönelik sindirme ve baskı politikası uygulamaktır. Korkularını Kerbela’da bırakanların bu uygulamalara boyun eğmeyeceği yapılanların nafile olduğunun görüleceği bir süreci yaşayacağız. Resmi rakamlara göre 40000 Alevinin katliam emrini veren Yavuz Sultan Selim’e katil demeyeceğiz de ne diyeceğiz?

Bugün Cumhuriyet’in kuruluşunun 96. yılı ve Alevilerin birçok talebi halen karşılık bulamamıştır. Halen Cemevleri ibadethane kabul edilmemiş, zorunlu din dersleri kaldırılmamış, Diyanet İşleri Başkanlığı fesih edilmemiş, Alevi dergahları Alevilere iade edilmemiş, devlet Alevi katliamları ile yüzleşmemiştir. Alevilere sadece Cumhuriyet’in bekçilik görevini layık görenler, asimilasyona halen devam edenler ve bu tarihe birçok katliamı sığdıranlar bilsinler ki eşit yurttaşlık mücadelesi sürecektir. Cumhuriyetin daha demokratik, daha eşitlikçi, hukukun üstünlüğü ve gerçek laikliğin uygulandığı bir yapıya dönüştürme sorumluluğu ile karşı karşıyayız.

Eşit yurttaşlığı, inançların ve halkların eşit bir şekilde yaşadığı Cumhuriyet bayramları yaşamak dileğiyle.

Aşk ile

Yazarın Diğer Yazıları