“İstismarın Aklanmaması” İçin Güçlü Bir Ses Çıkarma Zamanındayız

5 Şubat’ta Meclis’in açılması ile hız kazanacak bu gelişmeye karşı kadınlar mücadeleye hazırlanıyor.

Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında mağdur ve failin evlenmesi halinde, cezanın ertelenmesini ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını öngören düzenleme 2016 yılının Kasım ayında AKP tarafından Meclis’e sunulmuştu. Farklı kesimlerden kadınların güçlü bir şekilde ses çıkarması ve sokaklara dökülmesi ile bu önerge önce Meclis’ten, sonra da Adalet Komisyonu’ndan geri çekilmişti. Şimdi de ‘mağdurlara af’ şeklinde ifade edilen yeni bir düzenlemeyle cinsel istismar faillerine af gündemde. 15 yaş ve altındaki kız çocuklarına cinsel istismar suçu işlemiş veya istismarı azmettirmiş -örneğin zorla evlendirerek- kişiler affedilecek. “Af cebir, şiddet ve tecavüz durumunu kapsamayacak, erken yaşta yapılan evlilikler nedeniyle eşleri cezaevinde olan ailelerin mağduriyetleri giderilecek” denilerek meşrulaştırılıyor çocuklara yönelik cinsel şiddet. Ayrıca bazı CHP’li milletvekilleri tarafından da açıkça destekleniyor böyle bir düzenleme yapılması meselesi.

5 Şubat’ta Meclis’in açılması ile hız kazanacak bu gelişmeye karşı kadınlar mücadeleye hazırlanıyor. Türkiye’nin pek çok ilinde basın açıklamaları yapılırken Meclis’te bulunan kadın vekiller aracılığı ile de güçlü bir muhalefetin geliştirilmesi için girişimde bulunuluyor.

“İstismarın aklanmaması” için etkili eylem ve etkinliklere hazırlanan Kadınlar Birlikte Güçlü ilk aşamada aşağıda sunduğumuz bildiriyi tüm kadınlara ulaştırmak için sokaklara çıkacak, standlar açacak, 5 Şubat’ta Meclis’te güçlü bir ses olacak.

Çocuk istismarcılarına affı aklınıza da Meclis’e de getirmeyin!

Çocukların cinsel istismarını ‘başarılı ve mutlu’ evlilik koşuluyla suç olmaktan çıkarmayı amaçlayan yasa tasarısı 2016’da, AKP eliyle Meclis’e getirildiğinde her türlü çevreden, görüşten kadınlar güçlü itirazımızla bunu engellemiştik. Bu sefer de cinsel istismar faillerine af gündemde.

Medyada ‘mağdurlara af’ diye sunulan bu düzenlemenin kapsamına girecek olanlar kim?

15 yaş ve altındaki kız çocuklarına cinsel istismar suçu işlemiş veya istismarı azmettirmiş-örneğin zorla evlendirerek- kişiler. Affın cebir, şiddet ve tecavüz durumunu kapsamayacağı söyleniyor ancak Türk Ceza Kanunu’na göre 15 yaş ve altında rıza aranmadığından her türlü cinsel davranış cebir ve şiddet sayılarak ‘cinsel istismar suçu’ kapsamına giriyor. Dolayısıyla affedileceklerin cebir ve şiddet uygulamamış olması mümkün değil. Devletin ve medyanın “istismar” deyip geçtiği bu durum en açık ifadesiyle çocuklara yönelik farklı biçimlerde gerçekleştirilen cinsel şiddettir. 

Peki bahsi geçen bu ‘mağduriyet’ ne?

15 yaşını doldurmamış kız çocukları resmi olmayan yollarla -imam nikâhıyla- evleniyor, evlendiriliyor. Ortaya çıkınca, cinsel istismar suçundan şikâyete bağlı olmaksızın soruşturma başlatılıyor. Ancak bu ağır suçtan sanıklar nedense tutuksuz yargılanıyor, davalar 6-7 hatta 10 yıl sürüyor. İstismara maruz kalan kız çocukları hızlıca devlet koruması altına alınması gerekirken 15 yaşını doldurduktan sonra bir de resmi nikâh kıyılarak evlendiriliyor. 10 yıl sonra erkeğin cezası onanıp hapse girdiğinde, kadın 25 yaşına gelmiş, çocuk doğurmuş ve çocuklarının bakımıyla tek başına ortada kalmış oluyor. Yani sürekli dillendirilen mağduriyeti yaratan cinsel istismarın cezalandırılması, faillerin hapiste olması değil; mevcut yasaların etkin ve hızlı bir şekilde uygulanmaması, suç gerçekleştiği anda ‘aile içinde çözülür’ yaklaşımıyla gerekli müdahalenin yapılmaması. Bunun sorumlusu da çocuklara geçmişte ve bugün gerekli korumayı sağlamayan; sorunu, kadınlara sosyal güvence, eşitlik ve kız çocuklarının koşullarının iyileştirilmesi yerine istismarcılara af çıkararak ve çocuk istismarını evlilikle örterek çözmeye yeltenen devlet politikaları.

Af çözüm mü?

Afla 10.000 kişi cezaevinden çıkacak. Bu sayı 2016’da 2000 civarındaydı. Bu veriyi doğru kabul edersek geçen iki yılda sayı 5’e katlanmış. Şimdi bu afla birden 15 yaş ve altındaki kız çocuklarının imam nikâhıyla evlendirilmesi, istismar edilmesi son mu bulacak? İki yıl sonra bir 10.000 kişinin daha “mağduriyeti gidermek için affedilmesi gerek” demeyecekler mi? Bir önceki af da buna emsal teşkil edecek. Böylece:

•       Çocuk istismarı, tecavüz, erken ve zorla evlilikler karşısında “afla meşrulaştırma” bir devlet politikası haline gelecek.

•       Uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmış ‘çocuk’ tanımı değişecek. Bırakın 18 yaş altını, 15 yaş altı dahi tam anlamıyla ‘çocuk’ sayılamayacak; ‘cebir ve şiddet’ olmadığına hükmedilirse evlendirilmesi, istismar edilmesi af kapsamına girebilecek. Bu da 15 yaş altındaki çocuklar evliliğe rıza verebilir anlamına gelecek.

•       Cinsel istismarı durumunda evlilik yoluyla çocuğu bir ömür istismarcıya mahkûm etmek özendirilmiş olacak.

•          Hayatlarımızı belirlemeye çalışan dinci politikaların parçası olarak 15 yaş ve altında imam nikâhı adeta devlet eliyle teşvik edilmiş olacak.

Çözüm ne?

Çözüm istismarcıları affetmek, ‘ne olursa olsun yeter ki aile içinde olsun’ demek değil;  yasaları etkin ve zamanında işletmek, davaları sürüncemede bırakmamak, erken yaşta ve zorla evliliği suç olarak düzenlemek, çocukların haklarını korumak ve oluşan/oluşacak mağduriyeti sosyal politika yoluyla gidermektir!

Tecavüzü, erken ve zorla evlilikleri ve çocuk istismarını meşrulaştıracak hiçbir yasal değişikliğe rızamız yok, olamaz!

Sessiz kalmıyoruz, hep birlikte Meclis’e sesleniyoruz:

Çocuklara yönelen cinsel şiddeti, istismarı meşru kılmayı aklınızdan bile geçirmeyin! Defalarca olduğu gibi bugün de bundan sonra da tacizcilere, tecavüzcülere, istismarcılara yönelik affı gündem eden her yasanın, uygulamanın, politikanın karşısındayız!

İstismarı aklama, suça ortak olma!