Kadınlar, halkın yükselen sesidir

Mart sonunda IMF ve iktidar masada karar alacaklar ve en azından o güne kadar kadınlar tüm güçleri ile sokaklarda seslerini ve kararlılıklarını duyurmaya devam edecekler, asla geri adam atmayacaklarını gösterecekler.

Arjantinli feminist kadınlar IMF ile çok ciddi bir savaşa başladılar. 200 feminist örgüt, sosyal örgüt, siyasetçi, feminist ve transfeminist direkt olarak IMF’yi ve elbette de iktidarlarını karşılarına aldıklarını ve haklarından asla taviz vermeyeceklerini açıkladılar. 8 Mart’taki talepleri arasında IMF’nin sırtlarından düşmesi de yer alıyordu, şimdi de IMF’nin olası yaptırımlarına karşı direnme kararı aldılar.

Ülke ekonomisi daha önce tahmin edilen ekonomik iyileşmeyi gösteremeyecektir. Bu yaz çok sıcak geçti ve ülke tarihinin en büyük kuraklığı yaşanıyor. Soya fasulyesi ve mısır üretimi tam bir felaket durumunda. İhracatın 15-22 milyon dolar düşeceği öngörülüyor. Öte yandan Batı’daki banka sistemlerinde görülen iflaslar da ülke finansal durumunu etkiliyor. Bu nedenlerle Fernandez iktidarının IMF ile yapılan anlaşma gereği ödemesi gereken borçları ödemede zorluk çekmesi söz konusu. Swap ile de para bulmada zorlanabilecek,  çünkü Merkez Bankası bizdeki gibi boş durumda.

Zaten halklar yıllardır bir önceki Macri hükümetinden devr aldığı, banka tarihinin en büyük borcunu ödemek için yoksullaştıkça yoksullaştılar. Paralarının değeri yabancı paralar karşısında sürekli değer kaybediyor. Enflasyon geçen yıl %100 oldu ve ücretlerin alım gücü eridikçe eridi. Devlet muhtaç olanlara ek ödemeleri yapamaz duruma düşüyor. Açılan bedava devlet mutfaklarına artık eskisi gibi yiyecek bile yollanamıyor.

Ekonomik zorlukların en altlarda olan kadınları en çok etkilediğini yazmaya gerek bile yok. Bu yılın başında kadınların yoksullukları karşısında özel olarak yapılan emeklilik anlaşması bitti. İktidar da kadınların durumunu bilerek mecliste yeni bir yasa ile 500 bin kadına emeklilik ödeme kararını onayladı.

IMF ile geçtiğimiz yıllarda yapılan borç ödeme anlaşmasına göre yılda 4 kez iktidar IMF ile masaya oturup ödeme anlaşmasını yeniden gözden geçirme durumunda. Yani iktidar ne kararlar almış, bunlar borç ödemesine engel mi, ne kadar ödeyebilir ve destek için yeni biraz daha yardım yapılsın mı diye görüşmeler yapılıyor. Son gelen IMF yorumlarında şu andaki ekonomik durumun kadınlara böyle bir emeklilik verilmesine uygun olmadığı ve yasanın iptali talep edilecek deniyor. Eğer iptal edilmez ise IMF yeni yaptırımlar getirme tehdidinde bulunuyor.

“Kadınlar bu anlaşmanın kesinlikle IMF kurallarına uygun olduğunu Devletin kadınlara, lezbiyenlere, travestilere ve translara olan borcunun ödenmesinin, IMF’ye olan o gayrimeşru borçtan daha öncelikli olduğunu savunuyorlar.” (1) IMF’nin Arjantin iktidarına şantaj yaptığını söylüyorlar.

Devletin Sosyal Güvenlik Anlaşması ile 500 bin kadına yıllardır evde yaptıkları bakım işleri ve çalıştıkları iş yerlerinin gerekli emeklilik ödeneklerini ödemediklerinden yasanın kendilerinin sosyal güvence hakkı olduğunu savunuyorlar.

Ni Una Menos kollektivi olarak “IMF’nin yaptıkları kesinlikle bizim haklarımıza saldırıdır.” diyerek şikâyet ediyorlar. Kendileri ile anlaşma imzalandığında devlet ve kadınlar arasında bu anlaşma zaten vardı sadece süresi bitti diyorlar. Ayrıca 2018 yılında IMF’nin ülkelerine geldiğinden beri kadınların ve LGBTİ+ların hayat kalitesinin daha düştüğünü, artık ücretlerin, yoksulluk yardımlarının da yetmediğini savunuyorlar. IMF ve iktidarın sırf o çok sevdikleri kapitalist pazarı dinledikleri, onun çıkarları doğrultusunda hareket ettiklerini söylüyor ve kadınlar olarak kendilerinin de halkların sesi olarak tüm haklarını aramakta inat ediyorlar.

Mart sonunda IMF ve iktidar masada karar alacaklar ve en azından o güne kadar kadınlar tüm güçleri ile sokaklarda seslerini ve kararlılıklarını duyurmaya devam edecekler, asla geri adam atmayacaklarını gösterecekler.

Brezilyalı köylü kadın örgütleri tarım endüstrisine karşılar

Brezilya köylü kadınları da büyük toprak sahipleri, yani latifundalar ve tarım endüstrisine karşı mücadelelerini yükselttiler. 25 Mart Topraksız Köylü Hareketi (TKH) Kadınları Günü olarak ilan edilmiştir. O gün, 600 topraksız aile üstünde üretim yapılmayan bir alanı işgal ettiler. Bu alanın seçilmesinin de kadınlar açısından bir anlamı var. Bu topraklar uzun yıllardır ekilip biçilmiyor ve kriminal gruplar tarafından uluslararası insan ticareti yapmak ve cinsel sömürü alanı olarak kullanılıyormuş. 2016 yılında federal polis ve İsviçre yetkilileri bu alanda kadınların çeşitli sömürülere tabi tutulup hapsedildiklerini ortaya çıkartmış. Toprak sahibi de bu kriminal örgütün bir parçası imiş. Daha önce kadınlara tecavüz yeri olan bu topraklar şimdi kadınlar önderliğinde aileleri ile oturup tarım yaptıkları bir alan olacaktır. “Şiddete karşı mücadele edebilmek için sağlıklı yiyecek üreteceğiz.” diyor Topraksız Köylü Hareketi Ulusal başkanlarından Patricia Cristiane (2)

Topraksız Köylü kadınlarının ulusal mücadele gününde kadınlar, tarım reformunun önemi kadar kırsal kesim kadınlarına karşı şiddet konusunu duyurmaya çalıştılar. “Tarım endüstrisinin gelişmesinden en çok zararı kadınlar gördü. Bu üretim modeli açlık ve şiddet üretir. Açlık ve şiddete karşı, topraklarımıza karşı şiddetten bedenlerimiz üzerindeki şiddete karşı tarım reformu gereklidir. Brezilya topraklarının yeniden düzenlenmesi başlayacaktır” dedi TKH ulusal kadın lideri Lucineia Freitas. (3)

TKH Köylü kadınları Mart ayı boyunca çeşitli etkinlikler düzenlerler ve seslerini duyurmaya çalışırlar. Bu yıl da eskisi gibi kırlardan kentlere doğru yola çıkıp uzun yürüyüşler düzenlediler. Yollarda kamplar kuruldu, bilinçlerini geliştirici eğitimler düzenlendi. Bu sayede kadınlar hem örgütlenirler hem de yapılan workshoplarda deneylerini paylaşırlar. Yol boyunca sergiler açarlar, işgal ettikleri topraklarda ekip biçtiklerinden örnekler dağıtırlar. Ağaçlar dikerler. Daha sonrada kentli hemcinsleri ile buluşup dertleşirler ve projeler üretirler.

Yıl boyunca da belirli zamanlarda yetiştirdikleri ürünleri pazarlarda aç insanlara dağıtırlar. Pandemi süresince de tonlarca yiyecek dağıttılar yoksullara, işsizlere.

TKH köylü kadınları ayrıca çeşitli kamu politikalarının önemine de dikkat çekerler. Örneğin sağlık ve eğitim sosyal hizmetleri kadar köylü aile çiftçiliği perspektifinden tarım endüstrileşmesi, taşımacılık ve ticaret gibi kamu politikaları konusunda çeşitli taleplerde bulunurlar. Kırsal alanda kadınlar daha çok erkek şiddeti ile yüzyüzedirler ve buna karşı çıkmaları daha da zordur. TKH Köylü Kadınları Örgütü de bu doğrultuda kadınları cinsel eşitlik konusunda, erkek şiddeti konusunda bilinçlendirmeye ve dayanışma ağları kurmaya çalışır. Kırsal alanlarda da kadın evleri projelerini hayata geçirme mücadelesi verirler.

Arjantin ve Brezilya’da kadınlar 8 Mart’taki hareketliliklerini, örgütlenmelerini sürekli olarak arttırıyor ve yükseltiyorlar. Kadın olmaktan doğan haklarını savunma yolu ile aslında tüm ülke halklarının, çoluk çocuk, gençler, yaşlılar, erkekler, işçiler, güvencesizler, sağlık, eğitim tüm sosyal halklarının peşinde sokaklarda direniyorlar. Arjantin’de IMF’ye karşı, Brezilya’da bir çok Latifunda topraklarına ve tarım endüstriyel şirketlerine karşı mücadele ederek yalnız kendi ülkelerine değil hem kıta hem de dünyaya örnek oluyorlar.