BADİS: Asgari geçim ücreti eşit ve en az yoksulluk sınırı seviyesinde olsun!
Bursa’da Bağımsız Direnişçi İşçiler Sendikası’nın (BADİS) çağrısıyla Osmangazi Metro istasyonunda bir araya gelen işçiler, asgari ücret taleplerini açıkladı.
Osmangazi Metro İstasyonu’ndan Kent Meydanı’na yürüyen işçiler adına konuşan BADİS Genel Başkanı Metin Burak ilk olarak ülkemizde 13 milyon 722 bin emeklinin yarıdan fazlasının açlık sınıra yakın bir hayat yaşadığını ve çalışmak zorunda olduğunu belirtti. Burak, ”Bir ülkede ne kadar çok işsiz yaratılırsa, emeğin değeri o kadar çok ucuzlar. Yıllarca emek vermiş ve çalışması zorlaşmış emeklilere, en az yoksulluk sınırı seviyesinde maaş verilmesini istiyoruz. Emeklilerin yaşamlarının kalan kısmında, patronlara köle olmasını istemiyoruz.”diyerek emeklilerin talebine değindi.
Açıklamalarına 2023 bütçesinin belirlenme yöntemini eleştiren Burak, bütçe görüşmelerinin masa başında değil halkla, işçilerle olması gerektiğini vurgulayarak ”Sendikamız BADİS kurulduğu tarihten buyana bütçeyle ilgili her yıl söylediği gibi bu yılda; işçilerden, kamu çalışanlarından, emeklilerden dolaylı ve dolaysız sömürülerek toplanacak vergilerden oluşacak olan 2023 bütçesinin, burjuvaziye peş keş çekilmemesi ve bütçenin işçi sınıfı kontrolünde, ihtiyacı olan insanlara ve ülke yararına, eşit bir şekilde kullanılmasını istiyoruz.” dedi.
Son olarak işçilerin taleplerinede değinen Burak ”Zorunlu ihtiyaçların kâr güdümlü satılmamasını, üretimden doğrudan ihtiyacı olan insanlara, maliyet fiyatına verilmesini istiyoruz. Emeklilerin yaşamlarının kalan kısmını, patronlara köle olmasını istemiyoruz. Aynı ülkede, aynı mahallede ve sokakta birlikte yaşamak, aynı marketten ve pazardan zorunlu ihtiyaçlarımızı karşılamak, aynı ulaşıma binmek, aynı kirayı, doğalgazı, elektriği, suyu, iletişimi ödemek zorunda kalan işçilerin, kamu çalışanlarının ve emeklilerin, asgari geçim ücreti eşit ve en az yoksulluk sınırı seviyesinde olmasını istiyoruz.” diyerek açıklamalarına son verdi.
Açıklamanın tam metni
Basına ve Kamuoyuna;
2023 Asgari ücreti, Bütçe, Emeklilik maaşları ve Kamu Çalışanların ücretleri ve talepleriyle ilgili; Bağımsız Direnişçi İşçiler Sendikası ile 4.Vardiya İşçi Dayanışması ile Bursa Osmangazi Metro İstasyonu arkasında toplanıp Kent Meydanına kadar sloganlı ve ajitasyonlu yaptığı yürüyüş sonucu aşağıdaki basın açıklaması BADİS genel başkanı Metin Burak tarafından okundu..!
Ülkemizde yaratılan işsizlik, yoksulluk ve ekonomik krizle birlikte, önlenemeyen pahalılıkla işçilerin, kamu çalışanlarının ve emeklilerin borca boğulduğu, dolar milyarderlerinin arttığı bir süreçte, bir taraftan insan onuruna yaraşır ücret istiyoruz derken, diğer taraftan yoksulluk sınırının altında asgari ücret talep etmek, insan onuruna yaraşır bir yaşamdan uzaklaşıp, açlık sınırına mahkum olmak ve daha fazla borca batmak demektir.
Burjuva sınıfı kapitalizm; yarattığı işsizlikle, pahalılıkla, yoksullukla ve ekonomik krizlerle, işçileri, kamu çalışanlarını ve emeklileri kendilerine muhtaç bırakarak, emeğe saygı duymadığını göstermektedir.
Sermayeye köle olmayacağız
Ülkemizde 13 milyon 722 bin emeklinin yarıdan fazlası, açlık sınırının yarısına mahkum edilerek çalışmak zorunda bırakılması, burjuvazinin işsizlik yaratma planıdır. Bir ülkede ne kadar çok işsiz yaratılırsa, emeğin değeri o kadar çok ucuzlar. Yıllarca emek vermiş ve çalışması zorlaşmış emeklilere, en az yoksulluk sınırı seviyesinde maaş verilmesini istiyoruz. Emeklilerin yaşamlarının kalan kısmını, patronlara köle olmasını istemiyoruz.
Aynı ülkede, aynı mahallede ve sokakta birlikte yaşamak, aynı marketten ve pazardan zorunlu ihtiyaçlarımızı karşılamak, aynı ulaşıma binmek, aynı kirayı, doğalgazı, elektriği, suyu, iletişimi ödemek zorunda kalan işçilerin, kamu çalışanlarının ve emeklilerin, asgari geçim ücreti eşit ve en az yoksulluk sınırı seviyesinde olmasını istiyoruz.
Sendikamız 26 Mart 1997’den buyana, emeğiyle geçinip onuruyla yaşam mücadelesi verenlerin, üreterek yarattığı değerden en az yoksulluk sınırı seviyesinde ücret almaları için, işyerlerinde ve yaşam alanlarında mücadele veriyoruz.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz
Bütçeyle ilgili hazine ve maliye bakanı Nurettin Nebati, kaynağını milletimizin alınterinden alan bugüne kadar ki bütçeleri, nasıl milletimizin bizlere emaneti olarak gördüysek, 2023 bütçesini de aynı gördüklerini söylüyor. Ve ardından ekliyor işçilere, kamu çalışanlarına ve emeklilere fakir fukara diyor. Vermek bereket getirir diyerek resmen insanlarla dalga geçiyor. Bizde; sermaye sınıfı ve sarayın bakanı Nebati’ye, alınteri savaşa, silaha, saraya, cemaatlere, çetelere, yandaşlara ve işçileri sömüren patronlara dağıtılamaz, insanlarla dalga geçmeyin diyoruz.
Sendikamız BADİS kurulduğu tarihten buyana bütçeyle ilgili her yıl söylediği gibi bu yılda; işçilerden, kamu çalışanlarından, emeklilerden dolaylı ve dolaysız sömürülerek toplanacak vergilerden oluşacak olan 2023 bütçesinin, burjuvaziye peş keş çekilmemesi ve bütçenin işçi sınıfı kontrolünde, ihtiyacı olan insanlara ve ülke yararına, eşit bir şekilde kullanılmasını istiyoruz.
Zorunlu ihtiyaçların kâr güdümlü satılmamasını, üretimden doğrudan ihtiyacı olan insanlara, maliyet fiyatına verilmesini istiyoruz.
Sermayeye değil emekçiye bütçe
Değerli ve onurlu işçi yoldaşlarım;
Ülkemizde her türlü zorluklara rağmen, başka ülkelerin markalarını üretiyoruz. Ürettiğimiz marka ürünleri ülkelerinden, başka ülkelere satan, giyen ve kullanan işçiler; Lüksemburg 2.313, Belçika 1.842, İrlanda 1.775, Hollanda 1.756, Almanya 1.744, Fransa 1.646, ABD 1.210, İspanya 1.167 ve Slovenya 1.074 EURO asgari ücret alırken, bizim ülkemizde markaları üreten işçilere, neden açlık sınırının altında 280 EURO asgari ücret veriliyor..? Yukarıda açıkladığımız ülkelerde işçilik maliyeti %15’i bulurken, bizim ülkemizde sendikalı bir otomobil fabrikasında %5’i dahi geçmemektedir. Bu durum sermaye sınıfının doymak bilmeyen, aç gözlülüğünden başka bir şey değildir.
Yoksulluk ölümcül şiddettir
2023 yılı için asgari ücret komisyonunda teklif edilende ve kabul edilmek istenende açlık sınırı seviyesindedir. Birkaç ay sonrada açlık sınırının altına düşecektir. Masa başında emek harcamadan, yoksulluk sınırının iki veya 3 katı maaş alanlar, açlık sınırının altında nasıl yaşandığını bilmezler. Bu nedenle komisyonda sözde görevlilerin imzalama yetkisi yoktur. Devlet ile milyonlarca işçiyi ilgilendiren asgari geçim ücreti sözleşmesini imzalama yetkisi, üreterek zenginlik yaratan işçi sınıfınındır. İmza kapalı kapılar ardında masada değil sokakta atılır.
Asgari ücret sokakta yükselir
Yarattığı yoksulluktan, işsizlikten, krizlerden beslenen sömürü düzeni kapitalizmde, önlenemeyen pahalılığa karşı, üreterek yarattığımız zenginlikten hakkımız olan, en az yoksulluk sınırı seviyesinde, asgari geçim ücretini alana kadar, bütçenin işçi sınıfı kontrolünde, ihtiyacı olan insanlara ve ülke yararına kullanılması için, işyerlerinde ve yaşam alanlarında, yanlışla doğruyu birbirinden ayıran, cesareti ve özgüveni olan yoldaşlarımızla birlikte, vereceğimiz mücadele devam edecektir..!