Barınaklar hayvanlar için sağlıklı mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın “Sokakta yaşayan hayvanların yeri barınaklardır.’’ açıklaması yıllardır önemini koruyan barınaklar tartışmasını tekrar gündeme getirdi. 

Hayvanseverlere, Hayvan Hakları Aktivistlerine ve Veteriner Hekimlere sorduk.  Barınaklar hayvanlar için güvenli mi?  Hayvanlara Adalet Derneğinden avukat Hülya Yalçın durumu Karşı Mahalleye değerlendirdi.

Hülya Yalçın açıklamalarına sokakta yaşayan hayvanların yaşam alanlarına müdahalenin  ilk olmadığını,  yıllardır bu tarz sorunların yaşandığını vurgulayarak başladı. Barınak ve rehabilitasyon ve geçici bakım merkezlerinin farklarına değindi.’’ Barınak kelimesini genelde dil alışkanlığı olarak kullanıyoruz ama oraların rehabilitasyon ve geçici bakımevi olduğunu çok iyi biliyoruz. Hayvanların orada yaşamları boyunca kalmasını istemeyiz.  Hiç kimse istemez bunu. ‘’ dedi.

 ‘’Şu anda sahipsiz hayvanları kollayın anlamına gelebilecek bu açıklamaya karşılık belediyeler  ava çıkıp hayvanları toplamaya başlamışsa çok yasadışı bir iş yapıyor demektir. Kanuna uymuyor.  Cumhurbaşkanının da imzasının bulunduğu kanuna uymuyor demektir.‘’

Yalçın açıklamalarına belediyelerin yaklaşımını  değerlendirerek devam etti.  ‘’Hayvanların kalıcı olarak şehirlerden toplatılıp kapatıldığı yer gibi değerlendirildi.  Pek çok belediyenin de işine geldi bu.  Hatta geçici rehabilitasyon ve bakım merkezi olmayan yerler bile kapalı bir alan bulup gene barınak şeklinde kullanarak hayvanları topladı. ‘’

Cumhurbaşkanın  yaptığı açıklama Gaziantep de  4 yaşındaki Asiye Ateş’e  pitbull cinsi iki köpeğin saldırısında yaralanmasından sonra yapılmıştı. Yalçın açıklamalarında bu duruma da değindi.  ‘’Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamayı ise biz şöyle düşünmek istiyoruz. Küçük bir kız çocuğunun köpeklerle ilgili yaşadığı o korkunç tecrübe neticesinde tabana bir cevap vermek gerekiyordu.  Çünkü doğruyu söylemek gerekirse bu taban hayvan düşmanlığına çok çabuk teşne olan, çok çabuk gaza gelen bir taban ne yazık ki bunu her türlü olayda görüyoruz. Köpek düşmanlığı uzun süredir körükleniyordu ve bu taban bu işareti alınca Cumhurbaşkanı bunu söylemek zorunda kaldı. Kaldı ki söylediği sözlerde  ‘sıcak güvenli barınaklar oluşturun sahipsiz kalmalarına ön alın, gıda artıklarından beslenmelerini sağlayın’ diyerek  sadece bunları toplayın, bir yere kapatın öldürün demiş olmadığını düşünmek istiyoruz biz. Ki bir ülkenin Cumhurbaşkanı da zaten her şeyi bırakıp, yaşadığımız şu ortamda bir ülkede köpekleri öldürün de demez.  Bu kadar da yanlış bir şeyi yapmaz. Ama tabanın ve belediyelerin bunu nasıl anladığı çok önemli. Şu anda sahipsiz hayvanları kollayın anlamına gelebilecek bu açıklamaya karşılık belediyeler ava çıkıp hayvanları toplamaya başlamışsa çok yasadışı bir iş yapıyor demektir. Kanuna uymuyor.  Cumhurbaşkanının da imzasının bulunduğu kanuna uymuyor demektir. ‘’

Yalçın belediyelerin yaptıklarının suç olduğunu vurguladı.  ‘’Bütün bu belediyeler için yılmadan üşenmeden bütün STK’lar suç duyurusunda bulunacağız. Bu talimatı doğru anlamak zorundaydılar.

‘’Bir yerde sahiplenilmiş herhangi bir mahallenin mensubu olmuş; artık orada kalıcı olmuş, yuvası olan, beslenme noktası olan, ahaliyi tanıyan hayvanlar sahipsiz değildir. Sahipli demek illa bir künye takıp bir evin içine sokmak demek değildir.’’

Yalçın ‘sahipli hayvan’ kelimesini tanımlayarak sadece evde yaşayan hayvanların sahipli olmadığı vurgulayarak şunları ekledi:  ‘’Bir yerde sahiplenilmiş herhangi bir mahallenin mensubu olmuş; artık orada kalıcı olmuş, yuvası olan, beslenme noktası olan, ahaliyi tanıyan hayvanlar sahipsiz değildir. Sahipli demek illa bir künye takıp bir evin içine sokmak demek değildir. Mahallece de yaşadığı yörede sahiplenilmiş hayvanlar belediyenin görev alanında değildir. Toplanıp barınağa götürülemez. Sadece sokakta yaşaması zor, herhangi bir grup veya kimse tarafından sahiplenilmemiş hayvanların tedavisi, bakımı yapılsın diye geçici olarak belediyeler götürecek;  beslenmesini tedavisini sağlayacak ve hayvanların yaşayabileceği mahallelere bırakacak. Olması gereken ve bizim anladığımız budur. ‘’

‘’Hayvanların yaşam alanı kapalı yerler değil sokaklardır.’’

 ‘’Nihai olarak hayvanların yaşam alanı kapalı yerler değil sokaklardır. Sahiplenildiyse sahipleri ile birlikte yaşadıkları evlerdir.  Bizim yanımızdır. Kültürümüzde bunu gerektirir, doğanın kuralları da bunu gerektirir. ‘’diyerek açıklamalarına son verdi.

‘’Çok pis, çok soğuk, yemek yok, su yok, hayvanlar fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. ‘’

Ankara’nın Altındağ bölgesinde  yaşayan gönüllü hayvansever Şeyda Turunç barınaklarla kendi deneyimlerini şöyle aktardı.  ‘’Hayatında bir kere bile olsa barınağa gitmiş biri hiç bir hayvanın orada yaşamasını istemez. Hastalık kapılmasını ve hastalığın kolayca yayılmasını sağlayan  bir ortam.  Bazı hastalıklar, ev ortamında bile atlatılmazken öyle ortamlarda atlatmak oldukça zordur. ‘’

Turunç barınakların koşullarının sağlıklı olmadığını belirtti. ‘’ Çok pis, çok soğuk, yemek yok, su yok, hayvanlar fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Bu yerlerde çalışan insanların daha duyarlı olması gerekiyor.  Bu yerlerin sağlıklı hayvanları almak yerine, hasta olan hayvanlara iyileşmesi için yardım edip sonrasında bırakmaları gerekli. Ben bir gönüllü olarak bu alanda her türlü yardıma açığım. Yaklaşık 15 senedir gönüllü olarak çalışmalar yapıyorum ‘’ dedi. 

Konuyla ilgili danışığımız Veteriner Hekimler barınak gibi kalabalık ortamlarda yeterli koşullar ve dezenfeksiyon sağlanmazsa  bu ortamların birçok hastalığa yol açabildiğini vurguladılar.

” Yeterli koşulların olmadığı ve hayvanların birlikte bir alana konulduğu ortamlarda hayvanların birbirlerine virüs bulaştırma, hastalık kapma olasılığı çok yüksek. Genelde barınaktan hayvan sahiplenildikten sonra  bize getirildiklerinde, özellikle  barınaklarda kalan köpeklerde kanlı ishal (parvovirüs) ve gençlik hastalığını (distemper) yaygın olarak görüyoruz.’’

Veteriner Hekimler alınabilecek önlemleri sıraladı:  ‘’Bu gibi durumların önlenebilmesi için ilk olarak ortamın dezenfeksiyon işlemi  önemli.  Yeterli alan yaratmak, sağlık ekipmanlarına, Veteriner Hekimlere gerekli bütçeyi ayarlamak  önemli.  Hastalık kapan  hayvanların  tedavi süreçlerini aksatmadan özenle yapmak  gerekli. Ayrıca aşılarını düzenli yapmak özellikle de karma aşıları oldukça önemli. Tüm bunların sonucunda bu hayvanların barınaklar da değil alıştıkları doğal ortamlarında yaşamalarını sağlamak önemli.  Tedavileri yapıldıktan ve iyileştikten sonra  daha sağlıklı yaşayabilmeleri için alıştıkları ortamlara bırakılmaları gerekli. Burada da onlar için düzenli besleme noktaları yaratmak,  belli hava koşullarında kalabilecek yuvalar gibi yerler yapmak ve en önemlisi kontrollü bir şekilde kısırlaştırmak önemli. ‘’