Bugün ve Yarının En Büyük Sorunu İşsizliktir!
İşsizlikle ilgili acil ve köklü çözüm yaratılmadığı takdirde dünyada ve ülkemizde, emeğiyle yaşamını sürdürüp hayatta kalma mücadelesi veren işçi sınıfını bekleyen daha ağır ve zor günlerin telafisi olamayacak.
Yıllardır sendikalar tarafından yapılan araştırmaların sonucunu görünmez kılmaya çalışan AKP iktidarı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in açıklamalarıyla saklamaya çalışsa da, işsizlik süreklilik arz edecek şekilde katlanarak artmaktadır.
2008 krizinden beri hızla artan ve önlenemeyen işsizlikle karşı karşıyayız. 2020 Nisan ayından buyana Covid-19 salgını gerekçe gösterilerek, geçici olarak getirilen işten çıkarma yasağıyla işsizliğin artmıyor, hatta işsizlik fonundan patronlara yapılan teşviklerle sahte istihdam sağlanıyor gibi gösterilmesi, özellikle hayatta kalmaları için iş arayan veya arayacak olan lise ve üniversite gençliği için çok ciddi bir tehlikedir.
2020 Nisan ayından itibaren sözde işçi çıkarma yasağıyla, çalışarak emeğinin karşılığında aldığı ücretle zor geçinen işçiler bugün çok daha zor durumda. Covid-19 salgını nedeniyle değil aslında ekonomik kriz nedeniyle, üretimin tamamen durmuş olmasını ve iflas aşamasına gelinmiş olmasını görmez kılmak için, işsizlik fonunda işçilerin emeğinden kesilerek biriken paradan açlık sınırının çok altında, asgari ücretin yarısına denk düşen ücretsiz izin ödeneğine ya da maaşının %60’ına denk gelen kısmi çalışma ücretine yaklaşık 1 yıldır mahkum edilen milyonlarca işçi borç batağında boğuluyor.
Şimdi de pandeminin sözde normale dönüşmesiyle birlikte işçi çıkarmanın serbest bırakılmasıyla, açlık sınırının çok altında olan ücretsiz izin ile kısmi çalışma karşılığı verilen ödeneklerin bile son bulmasıyla birlikte işsizlik daha fazla artacaktır.
Ayrıca pandemiyi fırsata çeviren sermaye sınıfı az işçiyle çok iş, yani iş yükünü artırıp, 2-3 işçinin yapacağı işi 1 işçiye yaptırarak, çalışma saatlerini 8 saat yerine 12 saate çıkartarak, aşırı göç alarak, düşük emekli maaşları nedeniyle emeklileri çalışmak zorunda bırakarak işsizler ordusuna yeni katılacakların sayısını artırdı. Lise ve üniversiteyi bitiren gençlikle birlikte 2021 yılında kat be kat artacak olan işsizlik, telafisi yapılamayacak kadar gençliğe ağır bedel ödetir.
Umutsuzluktan umut beklenemez!
Yoksul halkları bir biçimiyle ezen, sömürüp zulüm eden kapitalizmden istihdam sağlaması ve işsizliği ortadan kaldırması beklenemez. Kapitalizm sürekli artı değer üretmek ister ve köle gibi çalıştırdığı işçilere ürettiğini satmak için en kolay becerdiği iş budala tüketici yaratmaktır. Sadece en az işçiyle ihtiyacı olan üretimi tedarik eder, bu da işsizliği önlemez. Kapitalizmin politikaları bellidir. Kapitalizm, emeğiyle geçinenler arasında işsizlikle, yoksullukla, pahalılıkla, ayrımcılığı alabildiğine yükselterek, yoksul bıraktığı halkları bölerek yönetir.
Umut ellerimizdedir. Kendi güvencemizi kendimiz yaratmalıyız!
Bugünün ve yarının en büyük sorunu olan işsizlikle mücadele planı, ciddi olarak ele alınmalı ve projeler geliştirilmelidir.
İşsizliğe karşı mücadelenin sloganı, istihdamı işçiler sağlar, işsizliği işçiler önler olmalıdır.
İşçilerin olmazsa olmaz örgütlenme araçları olan sendikaların asli görevi, işçilerin güvenceli çalışıp, güvenceli yaşamaları için nasıl mücadele edileceğidir. Bunu öne alan sendikal mücadele anlayışı bu kadar bölünmüş ve güvencesizleşmiş, işsizliğin boyutu bu kadar artmış sınıf gerçekliğinde sınıf ekseninde nasıl yaptırım uygulanacağına kafa yormalıdır. Ayrıca güvence hareketinin çalışmaları sendikalarla paylaşılmalı ve kapitalizmin sömürüsüne, faşizmin zulmüne karşı alternatif olan sosyalist yaşam politikalarının mücadelesi işçi sınıfı içinde verilmelidir. Sendikalar vasıtasıyla işsizliğe karşı, varoşlardan başlatılarak işyerlerinde uygulamaya geçirilecek, güçlü bir mücadele hayata geçirilmelidir.