Abdal tarım işçisi: “Çalışacak iş yok, ölsem belki aileme yardım gelir”

Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeki Abdal ve Domlar koronovirüs sürecinden şiddetli bir şekilde etkilendiklerini ve derinleşen yoksullukla artık baş edemediklerini belirtiyorlar.

Hatay, Kırıkhan, Barbaros Mahallesi

Koronavirüsün Türkiye’ye geldiği tarihlerde ülkenin birçok bölgesinde mevsimlik tarım işçileri çalışmak için göçe hazırlanıyordu. Ağırlıkla nisan-kasım ayları arasında çalışan mevsimlik tarım işçilerinin önemli bir kısmı büyükşehirlere getirilen giriş çıkış yasakları, araçlardaki yolcu sayısı sınırıyla birlikte maliyetlerin artması, 20 yaş altı-65 yaş üstünün sokağa çıkma yasağı ve çalışma yaşamındaki belirsizlik nedeniyle çalışmaya gidemedi. Çoğu ildeki tarım işçileri izin belgesini alabilmek için Tarım Müdürlükleri önünde kuyruk oluşturmayı sürdürüyor.

Mevsimlik tarım işleri ve hurdacılıkla yaşamlarını sürdüren Hatay Kırıkhan ilçesindeki Abdal ve Domlar koronovirüs sürecinden şiddetli bir şekilde etkilendiklerini ve derinleşen yoksullukla artık baş edemediklerini belirtti.

Tarım işçisi Erol Önek, alacaklılar kapıya dayandığı için evde kargaşa yaşandığını, üç ayrı bakkala borcu olduğu için evden çıkmaya utandığını anlattı. Bir diğer tarım işçisi Hüseyin Gezer ise, ölse kefen parası bile bulunamayacağını ifade ederek “Ölsem belki ailem için para toplanır da rahat ederler.” dedi.

“Fırından kalmış bayat ekmek istedim”

Hüseyin Gezer, hurda toplayarak, Ramazan’da davul çalarak geçimini sağlıyordu. An itibariyle para kazanacakları tek yolun tarım işçiliği olduğunu söylüyor.

Hatay’da yaşayan Gezer ailesi her yıl Antalya’ya narenciye toplamaya giden mevsimlik tarım işçilerinden. Koronavirüsten sonra perişan olduklarını anlatan Hüseyin Gezer, “Sigorta yok, Bağ-Kur yok, ölsem kefen param bile yok! Ölsem belki ailem için yardım toplanır da rahat ederler.” şeklinde konuşarak içinde bulundukları durumun vahametini gözler önüne seriyor. Normalde hurda toplayarak, Ramazan’da davul çalarak geçimini sağlayan Gezer, an itibariyle para kazanacakları tek yolun tarım işçiliği olduğunu söylüyor. 5 çocuğuyla birlikte tarım işçiliği yapan Gezer, bu yıl kazanacakları paraya güvenerek borca harca girdiğini, alacaklıların artık kapıya dayandığını belirtiyor. Gezer, “Artık bakkallardan veresiye de alamaz olduk. Fırına gidip kalmış bayat ekmekleri istedim. O bile yoktu. Günde 9-10 ekmek alıyoruz, günlük ekmek gideri bile kaç para, kolumuz kanadımız iyice kırıldı. Kaymakamlıktan bin lira destek aldık, faturaları ödedikten sonra kalan para bizi iki hafta kıt kanaat idare etti. Belediye de gıda kolisi verecekti, henüz alamadık.” diyor. Bir an önce yola koyulup tarlalarda çalışıp para kazanmak istediklerini aksi halde virüs süreciyle daha fazla baş edemeyeceklerini vurguluyor.

“Alacaklılar beni dövse de sövse de haklı!”

Bir diğer tarım işçisi aile de her yıl Hatay’dan Konya’ya şeker pancarı çapalamaya giden Önek ailesi. Eşi ve iki oğluyla tarım işçisi olarak çalışan Erol Önek, tarlaya giderlerse ailece çalışıp 1 ayda kazanacakları paranın 3 bin lira olduğunu, bu parayla borçlarını kapatmak istediğini anlatıyor. Diğer aylarda ayakkabı boyacılığı yaparak veya günlük yevmiyeli işlerde çalışarak ailesini geçindirdiğini söyleyen Önek, ilkbaharda kazanacakları paraya güvenerek borca girdiğini aktarıyor. Bir süredir alacaklılarla yaka paça olduğunu kaydeden Önek, “93 yılında çamurdan tek odalı bir ev yaptım. Daha sonra bu evi, kiremitli bir eve çevirdim. Evi yaparken de borca harca girdim. 15 bin lira borcum kaldı. Usta eve gelip parasını istedi, ‘Dövsen de sövsen de haklısın ama param yok’ dedim. Ekmeği nasıl alacağım diye karar kara düşünürken bu borcu nasıl ödeyeyim?” diye soruyor.

Ekonomik yetersizliğin normal zamanda da belini büktüğünü ifade eden Önek, son iki ayda üç bakkala ayrı ayrı borçlandığını, artık veresiye istemeye yüzü kalmadığını kaydediyor. Liseye giden oğlunun eğitime erişememesinden dolayı duyduğu üzüntüyü de paylaşan Önek, “Uzaktan eğitim diyorlar, bilgisayarı bırakın telefona kontör alamıyoruz. Kontör olmuş 50-60 lira. Onun yerine evime ekmek almayı düşünüyorum. Büyük oğlum okulu bırakmak zorunda kaldı. Bari bu çocuğum okusun da eli ekmek tutsun.” şeklinde konuşuyor.

Belediye Başkanı Yavuz’dan Karşı Mahalle’ye dezenfekte sözü

Yerel kaynakların iddiasına göre Kırıkhan Belediyesi Başkanı tarafından gösteriş için şehrin merkezi dezenfekte edilirken Barbaros Mahallesi’ne herhangi bir ilaçlama yapılmadığı iddia ediliyor. Hatta iddiaya göre belediye, Barbaros Mahallesi’nin çöplerini mahalle sakinlerinin telefonla araması üzerine alıyor.

Günlük kazançlarını çıkarmak için hurdaya ya da il sınırları içinde günlük 30-35 TL’ye tarım işçiliğine gidilirken Kırıkhan Belediyesi’nin hiçbir gıda desteğinde bulunmadığı ifade ediliyor. Hatta diğer mahallelerde erzak dağıtımı yapan Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin de Abdal ve Domlara herhangi bir destek sunmadığı kaydediliyor.

Tüm bu iddiaları Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz’a sorduk. Yavuz ramazan pidesi ve ekmek dışında destek sunulmadığı iddialarını reddederek “Vefa destek, Kızılay ve Suriyeliler için oluşturulan dernekler vasıtasıyla %99’una maddi yardımlar yapıldı. Talep edenlere yardımlar yapıldı. Kırıkhan genelinde 5-6 bin aileye gıda yardımında bulunduk.” ifadelerini kullandı.

Barbaros Mahallesi’ne yardım yapacak mısınız sorumuza ise Yavuz, “Bugün (pazar) ve yarın (pazartesi) o mahalleye de yardımlar gidecek.” dedi.

Barbaros Mahallesi’nin dezenfekte edilmediği iddialarını kabul eden Yavuz “Evet yapmadık, talep olursa yapıyoruz. Halkın toplu gittiği yerleri yaptık. Banka, PTT, ana cadde, pazar yerleri vesaire yapıyoruz.” diyerek “Sizin aracılığınızla müjde verelim, ekiplere talimat veriyorum, salı günü mahalle dezenfekte edilecek. Hatta maske de dağıtalım.” diye kaydetti. Evlerde insanların kendi kullanımları için dezenfektan vermelerinin mümkün olmadığını da ekleyen Yavuz, “Hepsine dağıtım için söz veremem. Ama bununla ilgili çalışma yapacağım. Şimdi isterseniz 100 aileye dağıtırım ama hepsine dağıtmadığımızda hoş olmuyor.” dedi.

Barbaros Mahallesi sakinlerinin iddiaları arasında çöplerin telefon edilmediği sürece toplanılmadığı iddialarını da kabul etmeyen Yavuz “Asla öyle bir şey söz konusu değil. Günlük olarak mahalleler, köyler ve mezraların çöpleri alınıyor. Yalnız bu mahallede at besleniyor. Temizlik çalışması yaptığımızda mahallenin dışına çıkartıyoruz, iki üç gün sonra geri getiriyorlar, bundan kaynaklı şeyler olabiliyor. Ama çöplerin alınmadığı doğru değil.” diye konuştu.

Not: Belediye Başkanı Ayhan Yavuz’la görüşme yaptıktan sonra Barbaros Mahallesi’ndeki kaynaklarımızla yaptığımız görüşmede herhangi bir yardımın yapılmadığını belirttiler.

Hemra Nida – Sezgin Kartal