Turizm işçilerinin pandemi bilançosu ve 1 Mayıs’ı
Yalnızca kayıtlı çalışan sayısının bile 1 milyonu aştığı kafe, bar, restoran, otel ve yemekhane işçilerinin bağlı olduğu turizm iş kolunda çalışan işçiler, covid-19 pandemisi ile yoğun bir gelir kaybı yaşıyor. Salgınla birlikte turizm sektöründe yaşanan kriz, sektörün kendisinden çok işçileri olumsuz anlamda etkiliyor.
27 Nisan’da online basın bir basın açıklaması ile turizm işçilerinin pandemi sürecinde yaşadıklarını anlatan bir rapor açıklayan DİSK’e bağlı Dev-Turizm İş Sendikası, turizm işçilerinin işsizlik veya ücretsiz izin dayatmasıyla karşı karşıya kaldığını belirtti.
Bazı işyerlerinde ücretsiz izinlerin, iş sözleşmesinin askıya alınması şeklinde işletildiği ve bu durumda işçinin sigorta priminin yatırılmadığı belirtilen raporda, turizm sektöründe sezonluk olarak çalışan işçilerin de durumuna değinildi.
Turizm sektöründe ortalama 1 buçuk milyon sezonluk işçi çalıştığı hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Bu arkadaşlarımız en az bir yıl boyunca açlığa mahkumdur. Sezonluk işçilerin birçoğu ne kısa çalışma ödeneğinden ne de işsizlik maaşından faydalanamamaktadır. Kısa çalışma ödeneğine başvuru için işçi adına son 3 yılda en az 450 gün prim yatmış olması, kısa çalışmanın başlangıcından geriye doğru 60 gün kesintisiz çalışmanın bulunması gerekir. Bu koşullar kayıtsız çalışan sezonluk işçiler için geçerli değildir. İşsizlik maaşı için ise son 3 yılda en az 600 gün prim yatmış olması, kısa çalışmanın başlangıcından geriye doğru 120 gün kesintisiz çalışmanın bulunması gerekiyor. Bu arkadaşlarımız işsizlik maaşı da alamamaktadır.”
Turizm sektöründe %30 oranında göçmen işçinin bulunduğu ve bu işçilerin ücretlerinin dahi ödenmeden işten atıldığı ifade edildi. Kayıtsız, güvencesiz, her türlü haktan mahrum olarak çalıştırılan göçmen işçilerin de kısa çalışma ödeneği ve işsizlik maaşından yararlanamadığı ifade edilen açıklamada, “Sosyal ilişki ağları dar olduğu için toplumsal dayanışmanın da ciddi oranda dışında kalan bu kesim en büyük mağduriyeti yaşamaktadır” denildi.
Sendika ayrıca, turizm sektöründe çalışanların neredeyse tamamının örgütsüz oluşu nedeniyle yaşanan krizin derinleştiğini ifade ediyor:
“Turizmde kayıtlı işçiler baz alındığında örgütlülük oranı yüzde 3,95 iken her türlü kayıtsız çalışan verileri de göz önüne alındığında bu oran yüzde 1 bandına gerilemektedir. Bu örgütsüzlük durumu yaşanan sorunların daha da vahim bir tablo açığa çıkarmasına neden olacaktır.”
Açıklanan rapor sonrası sendikanın talepleri şu şekilde açıklandı:
“İşten atmak yasaklansın. Çalışanlara ücretli izin verilsin. Elektrik, su ve doğalgaz faturaları ertelensin. İşsizlere temel geçim ödeneği verilsin. İşçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kala taleplerimizi bir kez daha dile getiriyoruz: Bizi yok saymaya, görmezden gelmeye çalışanlara inat ‘Biz varız, hayatı yaratıyoruz ve yaşamak istiyoruz!’ diyoruz. Hak arama mücadelesinin ve dayanışmanın olmazsa olmazı örgütlülük bu dönemde her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bir olgudur. Kayıtlı-kayıtsız, sendikalı-sendikasız sektörde mağduriyet yaşayan tüm işçiler sendikamızla irtibata geçmelidir.
Korona günlerinde 1 Mayıs
İşçilerin Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ın, bu yıl pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilen günlerden birine denk gelmesiyle de birlikte pek çok sendika ve kitle örgütü bu yıl 1 Mayıs’ı farklı şekillerde kutluyor.
Dev-Turizm İş Sendikası da hala çalışmaya devam eden işçilerin iş yeri önünde buluşarak burada 1 Mayıs kutlamasını gerçekleştirdi.
Kadıköy’de Kalamış Khalkedon Restoran’ı önünde bir araya gelen sendika yöneticileri ve işçiler, 1 Mayıs için basın açıklaması düzenlemek istediler ancak polisin engeli ve bekletmesiyle karşı karşıya kaldılar. 2 adet çevik polis otobüsünün de geldiği alanda sendika yöneticileri ve sendika avukatları ile yapılan görüşme sonrası, ancak 10 kişi ile basın açıklaması yapabileceklerini öğrenen işçiler, “Fabrikalarda 300 işçi yan yana çalışıyor ama onlar için herhangi bir engel söz konusu değil. Biz neden engelleniyoruz?” tepkisini verdiler.
Daha sonra yapılan basın açıklamasında 1 Mayıs’a bu sene olağanüstü koşullarda girildiği, tüm dünyada ciddi bir tehdit haline gelen koronavirüs salgınının en çok işçileri etkilediği belirtildi. “Dünyanın dört bir yanında egemenler sermayeden yana tutumlarıyla bizleri ya açlığa ya ölüme mahkum etmeye çalışıyor. Ülkemizde de ya ücretsiz izne çıkarılarak sefalet ücretiyle açlığa ya da sağlıksız koşullarda dayatılan çalışmayla hastalığa itiliyoruz. Ama çaresiz değiliz, güç örgütlülüğümüzde, dayanışmada ve 1 Mayıs’ı yaratan işçi sınıfının mücadele geleneğindedir.”
“Bizi yoksulluğa mahkum eden, hastalıklı koşullarda çalışmaya iten, umutsuzluğa sürükleyen kapitalist düzene karşı bir araya gelerek, örgütlenerek, dayanışmayı büyüterek karşı durursak geleceğimizi kurabiliriz. Üzgün ve çaresiz olmaktansa öfkemizi bizi sömürenlere yönelterek yaşamı kazanabiliriz. Bunu yapabilecek gücümüz var. Bu gücü 1 Mayıs’ı yaratan işçi sınıfının mücadele geleneğinden alıyoruz.”
Açıklama sonrası “Halaysız 1 Mayıs olmaz” denerek fiziksel mesafe kurallarına dikkat edilerek halaylar da çekildi.