“Neden bize yardım edilmiyor, ölmemiz mi bekleniyor?”
İstanbul, Mersin ve Hatay’daki esnaflar hükümetin açıkladığı paketlerin kendilerini kapsamadığı görüşünde. Hepsinin ortaklaştığı diğer bir konu ise salgının sürmesi halinde iflasın kapıda olduğu.
Covid-19 salgınıyla birlikte İçişleri Bakanlığı’nın toplu hizmet verilen yerlere dönük geçici kapatma kararı on binlerce işletmenin kapanmasına neden oldu. Salgın aynı zamanda hala işleyen küçük esnafı ise iş yapamaz duruma getirdi.
Karşı Mahalle’ye konuşan İstanbul, Mersin ve Hatay’daki esnaflar hükümetin açıkladığı paketlerin kendilerini kapsamadığı görüşünde. Hepsinin ortaklaştığı diğer bir konu ise salgının sürmesi halinde iflasın kapıda olduğu.
3 yıldır İstanbul Esenyurt’ta gelinlik ve kuaför dükkânı işleten Birgül Kızıldağ iki bin lira kira ödediğini ve tam sezonun açılacağı zamanda virüs salgını ile karşılaştığını söylüyor.
Kızıldağ “Eğlence mekanları, düğün salonları ve diğerleri hakkındaki genelge yayımlanınca düğünler iptal oldu ve herkes gelip kaporalarını geri almak istedi. Biz kapora aldığımızda onu başka giderlerimizde kullanıyoruz işin dönmesi için. Tabii bu durumda da birçok müşterimize olumlu dönüş yapamadık ve müşterilerimizle sorunlar yaşadık. Gelinlikler iade edildi ama paralarını geri veremedik.” diyor.
Her gün dükkanı açmasına rağmen müşteri gelmediğini belirten Kızıldağ, salgının uzun sürmesi halinde tamamen kapatmak zorunda kalacağını söylüyor.
Nüfusu bir milyona yaklaşan Esenyurt’ta bir tane devlet hastanesi olmasını da eleştiren Kızıldağ, rahatsızlıkları olmasına rağmen hastaneye gitmekten çekindiğini ifade ediyor.
Mersin’in Yenişehir ilçesinde halı, perde, çeyizlik eşyalar satan dükkânını bir buçuk yıl önce açan Yasin Demircan salgın öncesi işlerinin döviz endeksine göre değişkenlik gösterdiğini söylüyor. Demircan “İş yerimizi açıyoruz ama açtığımız gibi siftahsız kapatıyoruz. Şu anda ne yapacağımızı bilmiyoruz. Şaşırdık. Çeklerimiz, ödemelerimiz var, senetlerimiz var. Bu şekilde büyük çıkmaz içindeyiz.” diyor.
“Evde kal” çağrılarını da eleştiren Demircan “Devlet yetkilileri, sanatçılar vesaire insanlara sokağa çıkmayın çağrıları yapıyorlarsa bunun yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor. İşini ekmeğini sokaktan çıkaran insanlara ne olacak?” diye ekliyor. Salgın devam ettiği sürece ne yapacağı konusunda en ufak bir fikri olmadığını belirten Demircan “Kapatacak mıyız, devam ettirebilir miyiz bilmiyorum. Tek kelimeyle çaresiziz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı paketlerin kendileri için fiyasko olduğunu söyleyen Demircan, devletin sermayeyi koruduğu görüşünü savunuyor.
15 yıldır aynı adreste (İstanbul Mahmutbey) lokanta-catering hizmeti veren Arzum Yemek’in sahibi Erhan Daşkaya, Covid-19 salgını öncesi ekonomik sıkıntı yaşamalarına rağmen çalışanların ücretini ve giderlerini karşıladıklarını kaydediyor. İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı genelgeden dolayı lokanta bölümünü kapattıklarını söyleyen Daşkaya, 19 çalışanından 15’ini çıkarmak zorunda kalmış. İşçi ücretlerinin bir kısmını devletin ödeyeceğini duyurması üzerine başvuru yaptığını söyleyen Daşkaya, müfettişlerin gelip iş yerini teftiş edeceklerini belirtmelerine rağmen gelen giden olmadığını kaydediyor.
Daşkaya geçici olarak lokanta bölümünü kapatsa da yedi bin lira kirasını ödemek zorunda. Şu an sadece catering bölümünde hizmet vermesine rağmen günlük 900 kişiden 400 kişiye düşmüş. Giderlerini zor karşıladıklarını belirten Daşkaya, “Çıkarmak zorunda kaldığımız işçilerimiz sürekli arıyor, biz ne yapacağız, yarım maaş da olsa yardım et, diyorlar. Maalesef bunu yapamıyoruz”diyor.
Yasin Demircan gibi devletin insanları kendi kaderine terk ettiğini savunan Daşkaya, “Bu süreç iyi yönetilmiyor. Hükümetin çılgın projelerine ne oldu? İhtiyacımız olmayan üçüncü havalimanı orada bomboş duruyor. Ne gereği var bu harcamalara?” diye soruyor.
Hatay’da otobüs şoförlüğü yapan Kemal Güzel yolcu sayısının genelge ile düşürüldüğünü ve 12 kişiden fazla yolcu alamadıklarını kaydediyor. Güzel “Virüsle birlikte işler berbat oldu, bir kuruş cebimize girmiyor. Mazotumuzu bile daha önce birikmişlerimiz ve sağdan soldan edindiğimiz borçlarla alıyoruz”diyor.
Toplu taşıma araçlarının düzenli dezenfekte edilmesi gerekirken Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin yardımcı olmadığını belirten Güzel, sadece UKOME (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) tarafından aracına bir sefer dezenfekte işlemi yapıldığını söylüyor.
Cumhurbaşkanını da eleştiren Güzel “Neden bize yardım edilmiyor diğerleri gibi? Ölmemizi mi istiyorlar?” dedi.