Koronavirüs iddiaları ve bilinmesi gerekenler

Koronavirüsün neden olduğu covid-19 hastalığı ile ilgili en sık konuşulanlar ve iddiaların kısa açıklamaları:

Koronavirüs nedir?

11 Şubat 2020’de Dünya Sağlık Örgütü, ilk kez Çin’in Wuhan kentinde tanımlanan 2019 koronavirüs salgınına neden olan hastalık için resmi bir isim açıkladı: covid-19. Bu isim Corona Virus Disease’in kısaltması olarak kullanılırken, 19 sayısının kullanımı da 2019 yılında hastalığın tespit edilmesinden kaynaklanıyor. Daha önceki SARS, MERS gibi koronavirüs tiplerinden ayırmak için de ‘yeni’ anlamına gelen “2019 novel coronavirus” ya da “2019 n-CoV” ismi sık sık karşımıza çıkıyor.

Koronavirüs nasıl ortaya çıktı ve yayıldı?

Koronavirüsler hayvanlarda bulunan ve hayvanlardan insanlara bulaşabilen bir virüs türü. Yeni tip koronavirüs de (covid-19) Çin’in Wuhan kentindeki canlı hayvan pazarındaki bir hayvandan insana bulaşarak ortaya çıkmış oldu.

Virüsün “damlacık yolu” denilen yani kişinin konuşurken, hapşırırken veya öksürürken etrafa yaydığı damlacıklar yoluyla çevresindeki diğer insanlara yayıldığı biliniyor. Virüsün akciğerlerde bulunan reseptörlere tutunduğu varsayılıyor.

Çin dışında ilk kez Tayland’da, daha sonra Japonya’da tespit edilen koronavirüs, günümüz itibariyle 100’den fazla ülkede tespit edilmiş durumda.

Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi tanımlaması ne anlama geliyor?

Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020’de covid-19’u pandemi olarak nitelendirdiklerini duyurdu. Pandemi, bölgeler ve gruplar üstü, dünyayı saran salgın anlamında kullanılan bir terim. Daha önce pandemi ilan edilen hastalıklar kara veba, kolera, grip, tifo ve domuz gribi. Covid-19 için bu kararın alınmasının sebebi ise virüsün yayılma ve şiddetinden duyulan endişe. İki hafta içinde Çin dışında covid-19 vaka sayısı 13 kat arttı, dünya genelinde yüz binlerce vaka tespiti yapıldı.

Türkiye’de koronavirüs

11 Mart Çarşamba, günün ilk saatlerinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, canlı yayında Türkiye’deki ilk resmi vakayı açıkladı. Hangi şehirde tespit edildiği açıklanmayan koronavirüs vakası şu an itibariyle 6’ya ulaşmış durumda.

Alınan önlemler arasında 16 Mart itibariyle ilköğretime bir hafta, üniversitelere üç hafta boyunca ara verilmesi; çeşitli spor müsabakalarının seyircisiz oynanacağı kararı; sağlık çalışanlarının izinlerinin iptal edilmesi ve toplu ulaşım araçlarının sık sık dezenfekte edilmesi. Bugün itibariyle de Alo 184 koronavirüs danışma hattının faaliyete geçtiği duyuruldu. Ayrıca Sağlık Bakanlığı sık sık “mecbur olmadıkça dışarı çıkmayın” çağrısı yapıyor.

Son olarak Ankara Gölbaşı’ndaki öğrenci yurdu gece saatlerinde boşaltılarak umreden dönen binlerce kişi burada karantinaya alındı.

“Türkiye’de daha fazla vaka var ama saklıyorlar” iddiası

Medyascope’ta yayın yapan Açık Oturum’un 12 Mart tarihli programında enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol ve Prof. Dr. Alpay Azap bu iddiayı şu şekilde değerlendirdiler:

“Çin’de yayımlanan 40 binden fazla kanıtlı vakanın verilerine bakacak olursak, yoğun bakıma yatacak kadar ağırlaşanlar tüm hastaların %5’i. Dolayısıyla siz yoğun bakıma bir hastayı yatırıp ona tanı koyduysanız, bunun 20 katı kadar da dışarıda hasta vardır demektir. Bu yüzden virüsün yeni girdiği ülkelerde birkaç gün içerisinde vaka sayılarında çok hızlı bir artış yaşanıyor.”

“Bugün gördüğüm bir matematik modelleme virüsün dinamiklerinden şöyle bir tahmin yürütüyor. Virüs tespit edildikten sonra aradan geçen her 16 günde bir bunun 10 katı arttığı düşünülüyor. Diyelim ki şu an 20 vaka varsa 16 gün sonra 200, bir 16 gün sonra 2000 gibi bir oran gösteriyor. Bunun için alınabilecek bütün önlemlerin hızlıca alınmasında yarar var.”

“Covid-19 salgınında bir ülkede ilk vaka teşhis edilene kadar virüs çoktan yayılmış oluyor. Hastaneye gelene kadar bulaştıracağı kesime bulaştırmış oluyor. Hastalığın klinik seyri bir haftadan sonra ağırlaşmaya başlıyor.”

Bu cümlelerden de anlaşılacağı üzere virüsün bulaşma ve yayılma hızını olabildiğince ivedi bir şekilde yavaşlatmak gerekiyor.

Maske takmak koronavirüsü engelliyor mu?

Sağlıklı kişilerin maske takmasına gerek yok. Maske, ancak hasta bir kişiyle bir metreden daha yakın bir mesafede yüz yüze 15 dakikadan uzun süre kalınırsa ek bir koruma sağlıyor. Tersine maskeyi kullanmak yalancı bir güven duygusuna sebep olacağı için diğer önlemlere uyma olasılığını azaltır. Kendisi de virüs için bir kaynak haline gelebilir. Sonuç olarak yalnızca solunum sistemi şikayetleri olan kişiler maske takabilir.

Dezenfektanlar hangi durumlarda kullanılmalı?

Ellerimizi su ve sabun ile yıkayamadığımız durumlarda dezenfektanlara ihtiyaç duyarız. Su ve sıradan sabun, kolonya ve dezenfektan kadar etkili bir şekilde virüsü öldürür. Toplu taşıma araçları, kalabalık yerler veya elleri yıkama olanağının bulunmadığı alanlarda alkollü el antiseptikleri ve kolonya kullanılabilir. Bu ürünlerin de güvenilir olmasına dikkat etmekte fayda var. İçinde yeteri kadar alkol yoksa, tıpkı maske takmakta olduğu gibi, yeniden yalancı bir güvene sebep olabilir.

“Havalar ısınınca virüs yok olacak” iddiası

Covid-19 vakası hali hazırda çok yüksek sıcaklığı olan ülkelerde de görülüyor. En bariz örneği Avustralya. Sıcak havanın virüsü doğrudan yok etmesi ve salgını durdurması gibi bir durum söz konusu değil. Ancak sıcak hava virüsün bulaşma hızını yavaşlatıyor. Enfekte olan kişi daha az sayıda insana bulaştırıyor. Nasıl oluyor? Havalar ısındığı zaman virüsün dış ortamda özellikle cansız yüzeylerde yaşama süresi kısalıyor. Önemli bir bulaş yolu olan cansız yüzeylerden eller aracılığıyla bulaş böylece azalmış oluyor. Buna ek olarak insanlar havalandırması kötü olan yerlerden uzaklaşmış oluyor. Evlerde ve iş yerlerinde kapı ve pencereler sürekli açık halde oluyor. Daha çok dışarıda vakit geçiriliyor. Böylece salgının hızı epeyce kesiliyor. Ama yok olması beklenmiyor.

Covid-19 gribe benziyor mu?

Gripte sık görülen ateş, kuru öksürük ve ateş covid-19’un da semptomları arasında. Ancak ikisini ayıran en belirgin fark covid-19’da yaşanan solunum zorluğu. Gripte şiddetli nefes darlığı yaşanmadığı ama covid-19’da nefes alma zorlukları yaşandığı belirtiliyor. Bunun yanında nezlede ve gripte ortaya çıkan burun tıkanıklığı covid-19’da görülmüyor.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde her yıl 5 milyon civarında grip vakası yaşanıyor ve 650 bin kişi yaşamını yitiriyor. Bu verilere rağmen koronavirüsün gribe göre daha çok üzerinde durulmasının nedeni covid-19 ile ilgili belirsizlikler olması. Şimdiye kadarki veriler bu virüsten kaynaklı ölüm oranının grip ölüm oranlarına göre daha fazla olduğunu gösteriyor.

Sosyal mesafelenme neden bu kadar önemli?

Virüsün bulaş biçimi eller ve solunum yoluyla oluyor. Virüsün yayılma hızını düşürmek için iki kişi arasındaki mesafenin en az 1 metre olması gerekiyor. Bunun için bu süreçte, mecbur olunmadıkça kalabalık yerlerde bulunmamak ve evde vakit geçirmek gerekiyor. Karantina ve izolasyondan farkı ise, virüs şüphesi olan belirli kişilere değil, toplumun tamamına uygulanması.

Sosyal mesafelenmenin önemine dair en can alıcı örnek İtalya’da yaşananlar. İtalya’da ilk koronavirüs tespiti 15 Şubat’ta yapıldı. Vaka sayısı yalnızca üçtü. İlk ölüm haberi de yaklaşık bir hafta sonra geldi. İtalya’da kamusal ve bireysel önlemlerin alınmamasından kaynaklı sadece üç hafta içerisinde 17 bin 750 kişi enfekte, 1441 kişi ise yaşamını yitirmiş durumda.