İkili İktidarlar – Mehmet Yılmazer
19. ve 20.yüzyılın örgüt yapıları bugüne tam cevap vermese de, lidersiz, örgütsüz, horizontal yapılarla da mücadele belli bir noktaya geldikten sonra düzenin bariyerlerini aşamıyor.
Roar Magazine’in bu yılki son sayısının konusu “ikili iktidar” üzerineydi. Özellikle Kiracı Birlikleri’nin Amerika’nın çeşitli kentlerindeki mücadelesini anlatan yazılar çoğunlukta. Evlerden atılmak istenen insanların direnişiyle pek çok uygulamanın geri püskürtüldüğü anlatılıyor. Amerika’da New York, Chicago, Jackson-Mississippi kentleri dışında Kanada, Montreal’den, Mexico City’den de mücadele örnekleri var. Aynı sayıdaki ilginç yazılardan birisi ise Şili ayaklanması üzerine olanı.
2019’un en önemli olaylarından birisi şüphesiz yılın son aylarındaki Şili ayaklanmasıdır. Şimdi yatışmış görünse de aslında yeni anayasa hazırlığı için mahalle meclislerinde yoğun bir çalışma sürmektedir. Olayların tepe noktasında Başkan Pinera “normallik” çağrısı yaptığında, Şili halkının büyük çoğunluğu için “normallik sorun demekti”. (Şili Ayaklanmasının Kalbinde Halk Meclisleri, Roar Magazine, Aralık 2019) Başkanın bu isteğine karşı yazar, bir duvar yazısını öne çıkartır: “Kaosu tercih ederim” (a.y) Normalliğin Şili’de insanları götürdüğü yer neoliberal uygulamaların cehennemidir. Üstelik bu konuda dünyanın ilk ülkesi olmak gibi bir talihsizliğe sahiptir. Bu acılı yolculuk uzun süren Pinochet yıllarıyla başlamıştır. Kısa kesintiler dışında yarım yüzyılı bulan neoliberal uygulamalar artık sonuna gelmiştir. Bir pankartta yazdığı gibi “Şili’de doğan neoliberalizm Şili’de ölecektir.”
“Diktatörlük yıllarından bugüne kadar, topraklara el konulmasından doğan mahalleler otonomi ve direniş geleneklerini, çatışmalı zamanlarda hükümet güçlerini uyarmak için yanan barikatlarla bölgelerine sınır çekerek, devam ettiriyorlar. Medya bunları suçlu ve kanunsuz olarak nitelerken, bu topluluklar kültür, sağlık, eğitim ve mahalli kaynakların dağıtımı konularında, kendini yöneten projeler yaptılar. Bunlar mahalle sakinleri ve işçi sınıfının aktif kültürü arasındaki bağları güçlendirmiştir.” (Roar Magazine, a.y.)
Şili’de ikide bir parlayan halk ayaklanmalarının altında böyle bir örgütlenme ve tarih yatmaktadır. Son ayaklanmaya bugüne kadar tarafsız duran özel üniversite öğrencilerinin de katılması önemlidir. Uzun ayaklanma günlerinde gönüllü sağlık ekipleri, halk mutfakları ve mülklerin rastgele tahribini engelleme komiteleri kurulmuştur. Ayaklanma günlerinin bir meyvesi de sendikaların ve sosyal hareketlerin yan yana gelmesiyle Sosyal Birlik kurulmasıdır.
Bütün bu olanlar sırasında bir liderliğin olmaması çok tartışılmıştır. Yazarın bu tartışmalara cevabı ilginçtir: “Hala lidersizliğiyle gurur duyarak, Şili ayaklanması önceleri tarafsız duranları da sosyal eyleme kazandıran bir yol ortaya koydu.” (Roar M.; a.y.) Yazar Bree Busk’ın Siyah Gül Anarşist Federasyonu (ABD) ve Dayanışma (Şili) örgütlenmelerinin üyesi olduğu için “lidersizlikle gurur” duyması doğaldır.
2000’li yılların başlarından beri başta Latin Amerika’da ve tüm dünyada halk hareketlerinin bir özelliği lidersiz ve hatta örgütsüz olmalarıdır. 2001 yılındaki Arjantin ayaklanması bu konuda horizontalizm kavramını bile yarattı. Bu önemli konu önceki on yıllardan 2020’ye devrediliyor.
İkili iktidarlar 21. yüzyılın mücadele yollarından en öne çıkandır. Sosyalizmin yıkılışı ve kapitalizmin yapısal değişimi; bunlara ilave olarak özellikle gelişmekte olan ülkelerde nüfusun kentlere yığılması, ancak üretim süreci içinde yer alamamalarından dolayı, sistem kentlerdeki önemli bir kitleyi yönetemez durumdadır. 19. ve 20.yüzyılın örgüt yapıları bugüne tam cevap vermese de, lidersiz, örgütsüz, horizontal yapılarla da mücadele belli bir noktaya geldikten sonra düzenin bariyerlerini aşamıyor.
Şili ayaklanmasında eski örgütlenme biçimleri öne çıkan bir rol oynamasalar da başka bir örgütlenme aylarca süren mücadelenin omurgasını meydana getirmiştir.
“Diktatörlük yıllarından bugüne kadar, topraklara el konulmasından doğan mahalle” örgütlenmeleri, “otonomi ve direniş geleneklerini” sürdürüyor; ayrıca bu örgütlenmeler “kültür, sağlık, eğitim ve mahalli kaynakların dağıtımı konularında” önemli roller üstleniyorlar. Bunların toplamı “ikili iktidar” demektir. Ancak bu konumlarıyla Şili egemenlerine karşı mücadeleleri sınırlı kalmaya mahkumdur. Otonom kalmakla yetinmek ve mahalli seviyede mücadele yürütmek, merkezi devlet gücüne karşı bir noktaya kadar yol alır, farklı bir seviyeye tırmanamadıkça geriye düşmesi kaçınılmazdır.
2020, halk kitlelerinin mücadele yollarının yeni çözümler beklediği bir yıl olmaya adaydır. Arjantin ayaklanmasını bir sınır olarak kabul edersek yeni yolları öğrenmek ve uygulamak için yirmi yıl yeterli olmalıdır…