Bilderberg ve S-400’ler – Mehmet Yılmazer

Başlıca üç olasılık görünüyor. Ankara Washington’un dediği doğrultuda davranırsa bu Saray’ın dış politikası için tam bir yıkım olur. Gelişmelere bakıldığında Saray’ın yüksek sesli konuşmaması, olası bir geri adımın etkilerini azaltma çabası olarak görülebilir.

ABD Savunma BakanI Vekili Shanahan’ın Hulusi Akar’a mektubu sorunun geldiği noktayı gösteriyor. 31 Temmuz’a kadar Türkiye’ye süre verilmiştir; S-400’ler alınırsa F-35 projesinde Ankara’nın yeri askıya alınacaktır.

Saray konunun bu ölçüde ciddi bir noktaya tırmanacağını ne ölçüde öngörmüştür? Şark kurnazlığıyla “işi bir biçimde idare ederiz” tavrının egemen olduğu açıkça görülüyor. Kongrenin tavrı çok açık iken işi Trump’la halletme umudu dış politikanın hangi noktalara geldiğini gösteriyor. Ancak bu sadece Ankara için böyle değildir, Trump da ne yapacağı belli olmayan bir yol izliyor. Ancak Washington’da hala kurumlar işlediği için Trump’ın yalpaları devrilmeye yol açmadan engellenebiliyor. Fakat Ankara’da yeni düzen böyle işlemiyor. Keyfilik en yüksek noktada ve kurumlar tam anlamıyla felç durumundadır.

S-400 konusu bir yanıyla dünya güçler dengesinde önemli bir sınav konusudur. Ankara tarafından hedef istendiği kadar küçültülmeye çalışılsın sonuçları önemli olacaktır. Başlıca üç olasılık görünüyor. Ankara Washington’un dediği doğrultuda davranırsa bu Saray’ın dış politikası için tam bir yıkım olur. Gelişmelere bakıldığında Saray’ın yüksek sesli konuşmaması, olası bir geri adımın etkilerini azaltma çabası olarak görülebilir.

İkinci olasılık, çok zayıf olsa da, ABD Ankara’nın tavrını karşılıksız bırakırsa dünya güçler dengesinde kendi konumuna önemli bir darbe vurmuş olacak; zaten itibarı oldukça zayıflayan Washington iyice yıpranacaktır.

Üçüncü olasılık, ikisinin arası çözümler bulmaktır. “Alıp depoya koymaktan” tutalım, konuşlandırılmasının kimseyi fazla öfkelendirmeyecek bir noktaya yapılmasıdır. Ancak böyle bir adımın kısa süre sonra üstünün örtülme çabalarına rağmen Ankara’nın aleyhine işleyen bir yola girmesi kaçınılmazdır.

Konunun bir de NATO içi dengelerin bozulması yönü vardır. Yunanistan’ın itirazı son günlerde yükselmektedir. Ankara hem S-400’leri alır hem de F-35 projesinde olmaya devam ederse bu kesinlikle Atina ve Ankara arasındaki ilişkileri gerecektir. ABD bu iki NATO ülkesine silah verirken hep belli bir dengeyi korumuştur.

Kıbrıs sorunu nedeniyle 1964 Johnson mektubuna İnönü: “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır” demişti. Ancak öyle olmadı. Ankara yine NATO dünyasının içinde kaldı, uygulanan silah ambargosu nedeniyle kendi çıkarma gemilerini üretmek zorunda kaldı. Ancak bugün kesinlikle kendi F-35’ini üretmek gibi bir şansı olmadığı gibi, F-16’ların bakımı da tehlikeye girmektedir.

Dünya güç dengelerinin oldukça hareketli olduğu günlerdeyiz. Böyle bir dönemde Ankara’nın bir müddet daha güçler arası oynayabilme şansı olabilir mi? Bu soruya mutlak olarak hayır demek mümkün değildir. Trump’ın adımlarıyla kaotik ve sürprizli bir dönemden geçiliyor. Bu karmaşaya rağmen Ankara oynadığı oyunun sonuna gelmiştir. Ankara’nın ağırlığı daha fazla olsaydı oyuna birkaç perde daha ilave edebilirdi. Yaşadığı ekonomik krizin de ağırlığı ile böyle bir şansı görünmüyor. Oyun artık bir biçimde sonlanacaktır.

Son birkaç haftada dünyada önemli toplantılar gerçekleşiyor. Haziran başında İsviçre’de ünlü Bilderberg toplantısı yapıldı. St. Petersburg’da “Rusya’nın Davos’u” denilen Ekonomik Forum toplanıyor. 18 bin kişilik katılımla… Ankara orada yüksek profille görünmemeyi tercih etmiştir. G20’ye ise Damat katılmamış, yerine yardımcısı Bülent Aksu katılıyor. Orada da profil çok düşük. Böyle yerlerde ikide bir yüksek sesle dünyaya nutuk atmaya hevesli Saray, nedense aynı yolu izlemiyor. Göze batmamakla gelecek zararın etkilerinin azaltılabileceği umuluyor olmalıdır. 

Bilderberg toplantısına Türkiye’den katılan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Selva Demirel nelerin konuşulduğunu toplantının sıkı kurallarını çiğnemeden aktarıyor: Özellikle Çin konuşulmuştur. İkinci sırada AB’nin geleceği tartışılmıştır. Bunlara ilave olarak S-400 sorunu konuşulmuş ve “Türkiye’ye taviz verilmemesi” vurgulanmıştır (BBC Türkçe). Bilderberg’de konu böyle ele alındıysa Ankara’nın işi gerçekten zordur.

Dünya güçler dengesi özellikle küreselleşmenin tıkanması sonrası adeta bir satranç oyununa dönüşmüştür. Hatalı hamle yapan taş kaptırıp pozisyonunu kötüleştirir. Ankara illaki taş kaybedecek, oyun tahtasının başında zararını hafifletmek için ter döküyor.

Yazarın Diğer Yazıları