Latin Amerika’da kadınların mücadelesinden haberler (I)
Kadına dönük şiddete karşı mücadeleye dikkat çekmek için bu yıl BM, 25 Kasım 10 Aralık arasında dünyayı turuncuya boyuyor. Biz de bu nedenle Latin Amerika ve Karayip’lerden bir yazı dizisi hazırlamayı uygun gördük.
Kadın örgütlenmeleri Latin Amerika ve Karayip’lerde hem çok aktif hem de çok güçlü. Bu aktivitenin başını da genelde yerli halktan kadınlar çekiyor. Son zamanlarda dünyamızın bu bölgesinden önemli olabilecek bazı kadın haberlerini özetleyerek paylaşacağız sizlerle.
Dünyayı turuncuya boya: Kadına yönelik şiddete hemen son ver!
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2000-2018 yılları arasında 161 ülkede yapılan 300’den fazla araştırmayı değerlendirerek hazırladığı gelmiş geçmiş en kapsamlı raporuna göre, dünya genelinde 736 milyon kadın hayatında en az bir kez fiziksel/cinsel şiddete maruz kaldı. Bu veri, neredeyse her 3 kadından 1’inin şiddete uğradığını gösteriyor. Üstelik pandeminin etkisiyle artan şiddet vakalarını kapsamıyor. Dahası şiddet sadece evde, sokakta ve fiziksel/cinsel şiddet şeklinde yaşanmıyor. Kadınların önemli bir kısmı eğitim, iş ve sosyal hayatlarında duygusal, psikolojik ve ekonomik şiddet görüyor.
Kadınların şiddete ve hak ihlallerine karşı verdiği mücadeleye dikkat çekmek için Birleşmiş Milletler (BM) her yıl bir farkındalık ve aktivizm çağrısı yapıyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nden 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne kadar olan 16 günlük sürede duruma dikkat çekmek için dünyayı turuncuya boyuyor. “Kadınlar için daha aydınlık bir gelecek” mottosuyla turuncuyu seçen BM, bu yılın sloganını ise ‘Orange the world: End violence against women now’ (Dünyayı turuncuya boya: Kadına yönelik şiddete hemen son ver) olarak belirledi.” ( Kaynak: https://www.zorlu.com.tr/akillihayat2030/yazilar/kadina-yonelik-siddete-son)
Biz de bu nedenle Latin Amerika ve Karayip’lerden bir yazı dizisi hazırlamayı uygun gördük. Son zamanlarda dünyamızın bu bölgesinden önemli olabilecek bazı kadın haberlerini özetleyerek sitemiz için yazdık. Umarız ilginizi çeker.
Bilindiği gibi kadın örgütlenmeleri Latin Amerika ve Karayip’lerde hem çok aktif hem de çok güçlüdür. Bu aktivitenin başını da genelde yerli halktan kadınlar çekiyor. Onlar yıllardır kölelik koşulları ve beyaz halkların sömürüsü altında zaten ezilmişlerdi.
Son yıllarda Bolivya’da yerli halklara Evo Morales liderliğinde tanınma çerçevesinde birçok hakların verilmesi sonucunda bu halklar arasında bir direnç ve hak arama mücadelesi güçlendi. Bunun başını da genelde kadınlar çekiyorlar.
Diğer yandan neoliberal politikaların yarattığı soygun nedeniyle de en altta, en ezilen durumunda olan kadınlar örgütlenmeye başladılar. Feminist hareket kıtada giderek güç kazandı.
Belli aralıklarla oradaki kadınların mücadelesini anlatan haberleri sizlerle buluşturmaya çalışacağız
Kolombiya iktidarı cinsiyet eşitliği grubu kurdu.
Kolombiya’nın solcu yeni lideri Gustavo Petro kadınların görünmez emeği nedeniyle insanlıktan alacaklı olduklarını BM konuşmasında açıklamıştı. O nedenle de seçim öncesinde ülkesinde kadınlara olan bu borçlarını ödeyecekleri vaadinde bulunmuştu. Şimdi cinsiyet eşitliği konusunda ülkenin kadınlara ve LGBTİ’lere olan tarihi borcunun ödenmesine katkıda bulunması için bir Cinsiyet Eşitliği Çalışma ve Teftiş Grubu kuruldu.
Grup 1 Aralık’tan itibaren çalışmaya başlayacak. Kadınların ve LGBTIQ+’ların işyerlerinde yaşadıkları deneyimlerde farklı durumlar tespit edilecek. Yerli, Afrika kökenli, trans, yaşlı ve gençler gibi toplumun farklı kesimlerinden 50 kadın bu gruba seçildiler. Ülkede şiddet ve ücret eşitsizliği durumlarını araştıracaklar. Ayrıca çalışmanın temel bir hak olarak korunması ve insana yaraşır iş garantisinin sağlanması için denetim, gözetim yapacaklar.
Gustavo Petro, Çalışma bakanı Gloria Ramirez başkanlığında kurulan grubun ülkede ayrımcılık yapmama ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama konusunda ülkede bir güç olmasını beklediğini açıkladı. Gruba bağlı olarak bir çok iş müfettişi, yüzlerce ve belki de binlerce iş hukukçusu çalışacaktır.
Çalışma Bakanı, amacın “eşit değerde işlerde, eşit ücreti teşvik etmek, işyerinde şiddetle mücadele etmek, cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırmak olduğu kadar bu kesimlerin resmi ortamlarda özel ihtiyaç ve taleplerini görünür kılmak” olacağını belirtti.
Grubun sorumluluk alanında, çalışma ilişkilerinin toplumsal cinsiyet pespektifi ile izlenip denetlenmsi, gerekirse yaptırım altına alınması, eşdeğer işe eşit ücret ilkesinin yaygınlaştırılması, çalışma dünyasında güçlendirilmiş korumaya sahip özel gruplara toplumsal cinsiyet ve kadın hakları perspektifinden destek olunması gibi konular yer alacaktır.
Ayrıca, kamu politikalarının uygulanması için “ulusal ve uluslararası çalışma standartlarıyla ilgili olarak kadınların çalışma haklarının korunmasına yönelik araçlarda iş müfettişlerinin güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyet perspektifiyle teftişin kurumsallaştırılması ve kayıtlı ve kayıt dışı sektörlerdeki toplumsal cinsiyete dayalı iş gücü boşlukları hakkında raporlar ve tanımlamalar sunulması” amaçlanmaktadır.
Kolombiya, Birleşmiş Milletlere ülkesi ile ilgili bir rapor sundu. Bu rapora göre kadınların yaptığı günlük görünmez emek giderek artmaktadır. 2020 yılında kadınlar günde 6 saat 52 dakika görünmez emek harcarken 2022 yılında 7 saat 44 dakika çalışmaya başlamışlar. Yani günde görünmez ya da karşılığı ödenmeyen emek miktarları 52 dakika daha artmış. Bu elbette pandemi ile de bağlantılıdır. Pandemi felaketi fazlası ile kadınların sırtına yükleniverdi zaten.
Arjantinli Yerli Kadınlar Merkez Bankasını İşgal Ettiler: “Yeter diyen Toprak Anamızın Sözcüsüyüz”
Latin Amerika kadınları çok güzel protesto eylemleri yaparak seslerini ülkeleri kadar tüm dünyaya duyuruyorlar. Şili’de gelişen danslarından bunu zaten yakından izledik. Bunlardan bizce ilginç olanı bir tanesi de geçenlerde Arjantin’de yapıldı. Kasım ayı başında çeşitli yerli kadın hareketlerinden kadınlar Arjantin Merkez Bankasını barışçıl bir şekilde işgal ettiler. Bizler ülkemizde ve dünyada ölüm ve mülksüzleştirme politikalarının üretildiği, uygulamaya konulduğu yerin Merkez Bankaları olduğunu düşünüyoruz dediler. Chineo’nun (yerli kız çocuklarına yönelik tecavüz ve ölümler) yerli çocuklara karşı işlenen bir insanlık suçu olarak kabul edilmesi için kampanya yürütüyorlar. O nedenle de banka yöneticileri ile görüşmek istediklerini açıkladılar. Öğleden sonra başkan tarafından kabul edildiler.
Bizi iyi dinleyin diyerek Merkez Bankası başkanına bir takım taleplerini sundular.
“Sizler burada ölüm getiren bir ülke modeli üzerinde çalışıyorsunuz. Biz buraya ölüm değil yaşam modeli istediğimizi söylemeye geldik. Siz burada kurşunlar ve baskılar gibi ölüm bütçeleri yapıyor bunu yasallaştırıyor ve kabul ediyorsunuz. Burada bizim kadınlarımızı öldürmek, baskı altına almak, onları zehirlemek, tutuklamak için Çok Uluslu Şirketlerin ülkemizi işgalini onaylıyorsunuz. Bu alanlarda iş çevrelerini toprak ağalarını dinliyor ve onların ölümcül politikalarına alan açıyorsunuz. Bizler de dinlenmek istiyoruz.”
“Biz Güzel Yaşam için Yerli Kadınlar ve Farklılıklar Hareketi olarak şunu iletiyoruz.”
Arjantin topraklarında farklı uluslardan oluşan biz yerliler Arjantin halklarına ve dünya insanlarına bizim atalardan kalan toprak ve kültürlerimizi koruma altına alınmasını istediğimizi duyurmak istiyoruz diyerek taleplerini sıraladılar. Yerli halklara baskı ve yaptırım politikalarına son verilmesini vurguladılar. Çıkarım yapan şirket ve çok uluslu firmaların bölgelerinde ölüm saçtıklarını ve canlarına kasteden militerleşmeyi arttırdıklarını açıkladılar. Bunların durdurulmasını istediler. Chineo yasasının kaldırılması, Mapuche yerli halklarının politik tutuklularının derhal serbest bırakılmasını, Birleşik Askeri Komutanlığın feshini, tüm yerli alanlardaki militer güçlerin çekilmesini, işgallere ve kendilerinin bu topraklardan çıkarılmasına son verilmesini istediklerini açıkladılar.
Sonra da barışçıl bir biçimde dağıldılar.