Seçime giden dikenli yol
17 Nisan gece yarısı Zap, Avaşin bölgesine yeni bir operasyon başladı. Bölgeye peşmerge güçlerinin de gitmesi, olacakların kapsamını genişletecek bir nitelik taşıyor. Bu operasyon hemen her bahar tekrarlanan “PKK’yi bitirme” operasyonlarından birisi mi? Çok kritik bir hesaplaşma dönemine doğru gidildiği için bu operasyonun eskilerin bir tekrarı olmadığı söylenmelidir.
Seçime daha oldukça uzun bir zaman var. Belki zaman aralığı bakımından değil, taktik adımların pek çok olasılık içermesi açısından uzun belirsiz bir dönemin yaşanacağı anlaşılıyor. Bugüne kadar genellikle ekonomik kriz ve zamlar gündemi işgal etti. Son bir kaç haftadır Ukrayna savaşında Ankara’nın üstlenebileceği rol öne çıkmıştı, ancak İstanbul görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla gündemde bir kayma yaşanıyor.
Mesrur Barzani’nin Ankara ziyareti önemliydi. Ardından Londra’ya gitmesi de görüşmenin önemini daha fazla artırdı. Ankara Mesrur Barzani’ye operasyonu bildirmiştir, Londra’da ise operasyonun sınırı konuşulmuştur. Sonuç olarak 17 Nisan gece yarısı Zap, Avaşin bölgesine yeni bir operasyon başladı. Bölgeye peşmerge güçlerinin de gitmesi, olacakların kapsamını genişletecek bir nitelik taşıyor. Bu operasyon hemen her bahar tekrarlanan “PKK’yi bitirme” operasyonlarından birisi mi? Çok kritik bir hesaplaşma dönemine doğru gidildiği için bu operasyonun eskilerin bir tekrarı olmadığı söylenmelidir.
Dünyanın gözü Ukrayna savaşındayken zamanlama çok uygun görünüyor. Ancak operasyonun derinliği ve kapsamını bugünden öngörmek oldukça zor olsa da, şu soru yersiz değil: Olaylar neden iktidarı yine eski kısır döngünün içine çekti?
Bunun cevabı yeterince açık. İktidar son iki yıldır ekonomik krizin içinden çıkamadığı gibi, kendi dar çıkarlarını garanti altına almak için her attığı adımla durumu içinden çıkılmaz bir arapsaçına dönüştürmeyi başarmıştır. Londra para piyasalarından yüksek tefeci faizleriyle 30 milyar dolar civarında para aranıyor. Rus oligarkların Türkiye’ye “park etmesi” için imkânlar sunuluyor. Ancak hiçbirisi bir çözüm yaratmıyor.
Bu baş edilemez tıkanmanın yarattığı tepkilere karşı Erdoğan’ın elinden sabır dilemekten başka bir şey gelmiyor. Parti içinde kaynama yükseldikçe Bülent Arınç yeniden konuşmaya başladı. Seçime yaklaştıkça AKP’den kopmalar bekleniyor. Arınç’ın konuşması bunun işareti olabilir!
Öte yandan ülkenin ne ölçüde çürüdüğünün son kanıtları olarak Mersin’de ve İspanya açıklarında bir kez daha Türkiye ile bağlantılı kokain yakalandı. Keyfiliğin ve çürümenin zirve yaptığı bir dönemde başlayan operasyon nasıl bir rol oynayabilir?
Bir dönem iç politikaya iktidar lehine yansıyan sonuçlar yaratan bu harekâtların Gare operasyonundan beri artık eski ölçüde işlemediği biliniyor. Rol oynayabilmesi için kitlelerin bilincinde şok etkisi yaratacak güce sahip olması gerekiyor. Elbette iktidar elindeki medya ile gelişmeleri olduğunda farklı ve büyük gösterebilir. Ancak o kadar yalan söylendi ki, artık bu silahın da son sınırlarına gelindi. Bütün bunlara rağmen iktidar risk almak zorundadır, çünkü “normal” yollardan seçim kazanması imkânsız görünüyor. Büyük bir zafer gerekli ancak imkânlar oldukça sınırlı, iktidarın açmazı burada yatıyor.
Operasyonun derinliği ve kapsamı nasıl tepkiler ortaya çıkartabilir? KDP’nin Erdoğan’la bu ölçüde sıkı işbirliğinin zemini önemlidir. Bilindiği gibi 2017 yılındaki “bağımsızlık” referandumunda Erdoğan çok açık tehditler savurmuştu. Barzani ile Ankara arasındaki ilişkinin güçlü boşluk noktaları vardır. Ancak son yıllarda oluşan öyle bir zemin var ki, Ankara ve Erbil’in ortak alınyazısı onları güçlü işbirliğine itiyor. Barzani yönetimi ekonomide, siyasette hemen hiçbir başarı sağlayamadı. Keyfilik ve çürüme inanılmaz boyutlara vardı. Barzani ailesinin ABD’deki mal varlığının da gösterdiği gibi bölgenin zenginliği bir aile tarafından yıllardır yağmalanmaktadır. Barzani ailesiyle tek adam yönetiminin benzerlikleri saymakla bitmez. Yılların akışıyla alınyazıları ortaklaştı.
Bu gerçekliklerden dolayı Barzani yönetiminin Ankara ile ilişkisi bugüne kadar kaçınılmaz tepkiler biriktirmiştir. Barzani yönetimi özellikle son on yıldır sürekli güç ve itibar kaybetmektedir. Bu alınyazısı ortaklığından dolayı böyle operasyonların kapsamı büyüdükçe Kürt halkı içindeki tepkisi artmaktadır. Peşmergeler arasındaki tepkiler zaman zaman açığa çıkmaktadır.
Öte yandan, Ankara’nın pervasızca bir işgalci gibi davranması Bağdat yönetiminde de tepkiler yaratmaktadır. Irak cumhurbaşkanı Salih’in açıklamaları sözden öteye geçecek mi göreceğiz. Ayrıca Mukteda el-Sadr’ın tepkisi de önemlidir. Bugüne kadar Bağdat’tan gelen tepkiler çok sınırlı kaldı ve caydırıcı bir rol oynamadılar. Ancak bölgedeki dengelerde hareketlilik yeni sürecin başladığının işaretidir. ABD’nin yenilgisi ve çekilmesi, Arap dünyasında Washington’a karşı yükselen tepkiler Bağdat, Tahran, Şam ve diğer Arap başkentleri arasında yeni ilişkilerin kurulmakta olduğu bir dönemi başlattı. Ankara Ukrayna savaşının dikkatleri farklı noktalara çekmesinin avantajından yararlansa da, bölgede artık yeni bir dönem yaşanıyor ve farklı güç dengeleri kuruluyor.
Son operasyonun iç politikaya yansımalarının 6’lı masa üzerindeki etkileri, yaklaşan süreç açısından önem taşımaktadır. 6’lı masa bu operasyona karşı tepkisinde ön almayı başaramaz veya tercih etmezse, olayların ardından sürüklenirken zaten sınırlı olan etkisinin çok daha zayıfladığını görecektir. Cumhur ittifakı muhalefetin davranış alanını ustaca “aman kıpırdamayalım” anlayışına daraltabildi, son operasyona karşı tepkileri de “devletin bekası” anlayışının içine gömebilirse seçime giden yolun dikenleri iyice büyüyecektir.