Latin Amerika’da bu hafta öne çıkan gündemler
‘2022 Ataerkilliğe Karşı Kültür Devrimi Yılı’
Bolivya Ulusal iktidarı 2022 yılını “partriarkaya karşı kültürel devrim yılı” ilan etti. Böylece kadınlara karşı şiddet ile savaşılacak ve önleyici önlemler arttırılacaktır. Bakanlar Kurulu başkanı kadınların şiddet yaşamadığı bir yaşam biçimi kurmaya çalışacağız dedi. Böylece çeşitli bakanlıklar ve devlet kurumları kadına karşı şiddeti önleyici bir kültürel değişiklik yapılmaya çalışacak. Bu doğrultuda devletin tüm alanlarında bir takım etkinlik ve eylemlerle temel bir değişiklik yaparak şiddete karşı savaşacakları bir kültür oluşturacaklar.
Bakanlar kurulu başkanı Haberleşme Bakan yardımcısının 2021’den beri şiddete karşı savaş için çeşitli stratejiler izlediklerini vurguladı. Medya da çeşitli yazılar çıktığını ekledi. “Kardeş başkanımız Luis Arce’nin de dediği gibi kadına karşı şiddetin olmadığı bir yaşam için savaş hepimizin görevidir. Sırf biz kadınların değil hepinizin. Hem kadınların hem erkeklerin. Bu temelden, ana çekirdekten başlayan bir mücadeledir. Patriarkal mantığin üretildiği her yerde, aile içinde de temel bir rol oynar.
Aile içinde kadına şiddetin patriarkat gibi yapısal nedenlere bağlı olmasına çok üzüldüğünü söyledi. Domestik şiddet darbe iktidarı döneminde en çok görülen şiddet biçimi olduğunu açıkladı.
“Ülkemizde işlenen cinayetlerin yarıya yakını aile içinde kadına karşı işlenen cinayetlerdir. Bu üstünde çok derin düşünmemizi gerektirecek bir olaydır. Bunun için sürekli dikkat etmeli ve elimizden geleni yapmalıyız .” diye vurguladı.
2021’deki darbe iktidarı döneminde 108 feminisit işlenmiştir ve bunların %60’ı kurban ile akrabalığı yada duygu ilişkisi olan erkekler tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca kurbanların çoğu gençti. %36’si 15-25 yaş, %29’u 26-35,, %10’u 36-50 yaşları arasındaydılar. “Bolivyada feminisitin çoğu genç kadınlar karşı işleniyor ve çoğu ilk duygusal ilişkileri tarafından öldürülüyorlar.” diye ekledi.
Bolivya’nın 2022’yi Ataerkilliğe karşı savaş yılı ilan etmesi ve bu doğrultuda bir Kültür Devrimi gerekliliğine parmak basması tüm dünyaya örnek olmalıdır. Bolivya bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da tüm dünyaya örnek oluyor. Bilindiği gibi eski devlet başkanı Evo Morales Birleşmiş Milletlerde suyun aynı hava gibi tüm insanlığın malı olduğu ve o nedenle bedava olması, para ile satılmaması gerektiğini savunmuştu. Şimdi de tüm dünya da Atarerkil bir kültür yaratılmasının, ataerkilliğin tüm dünya kültürlerinden silinmesi doğrultusunda bir mücadele verilmesine ülkelerinde başlayacağını tüm dünyaya duyuruyorlar. Tüm dünya örnek almalıdır.
Latin Amerika’da çocuk evlilikleri, cins ayrımcılığını ve hamilelikleri artıyor
Latin Amerika ve Karayipler Economik Komisyonunun (ECLAC) cins eşitliği ve çocuk evlilikleri konusunda yaptığı bir araştırmaya göre her dört genç kadından biri 18 yaşına varmadan ya evleniyor ya da bir birliktelik yaşıyor.
BM Çocuk Fonunun çalışmasında da çocuk evlilikleri “çocuklar ve ergenlerin insan haklarının ihlalidir” deniyor. Bu orantısız bir şekilde ve sürekli olarak genç kadınları etkilemektedır.
Son 25 yıldır bu konudaki yaygınlık bölgelerde değişmemiştir. Bu zararlı olaya karşı önlemler almak hem cinsler arası eşitlik hem de sürdürülebilir bir kalkınma açısından karşı durulması gereken bir hedef olarak kabul ediliyor. Araştırma bölgede bu sorunun köklerine saldırıcı müdahaleler ve yatırımlar yapılmadığı taktirde 2030 yıllarında daha yüksek oranda çocuk evlilikleri yaşanacağı ve bu konuda Latin Amerika’nın Afrika Saharasının gerisinde kalacağı uyarısı yapılıyor.
Çocuk evlilik ya da birliktelik oranı ülkeden ülkeye değişmekte birlikte özellikle Karaib ülkelerinde verilerin yetersiz olduğu kesindir.
Bir çok ülkede çocuk evliliği yasalarla engellenmektedir ama bazı durumlarda ebeveynlerin yada yasal temsilciler ya da hakimlerin izni ile 16 yaşın altında gerçekleştirilebilir. Bazı ülkelerde de “haklı sebeplerle” çocuk evlilikleri yapılabiliyor.
Çocuk evliliklerinin baş nedenleri arasında şiddet, yoksulluk, okulu terk etme, çocuk hamileliği yada bazı kamu politikaları sayılıyor. Genel olarak daha çok kırsal alanlarda, yoksul aileler arasında yada eğitim olanağı olmayan durumlarda rastlanıyor ve genç kadınları daha fazla etkilemektedir. Gene bazı yerli halkların arasında sıkça görülmektedir.
Genç evlilikler riskli ve tehlikeli, zarar verici deneyimlerdir. Cinsler arası eşitsizliğe, ev içi iş bölümde cinsel ayrımcılığın çocuk yaşta yaşanmasına yol açar. Genç kızların karşılıksız emeklerini, katlar. Hem ev işleri hem bakım işleri artar. Bazı ülkelerde bu çocuk yaşta evlenenlerin haftada 40 saatlerini bu tür görünmeyen emeğe harcadıkları tesbit edilmiştir. Bu tür evliliklerde daha 18 yaşa gelinmeden çocuk sahibi olunmaktadır. Her 10 evlilikten 8’inde kadınlar daha 20 yaşına gelmeden anne olmuşlardır.
Çocuk evlilikleri konusunda kamu araştırmaları yeterli değildir. Sorunun ciddiyeti kavranmamaktadır. İçinde bulunduğumuz nesil bu konuda yeterli düzeltmeler yapmamış önlemler almamış, bu konuya gereken önemi göstermemiştir.
Araştırma bu konuda ciddi bir takım tavsiyelerde bulunmaktadır. Politik olarak konuya gereken önem verilmelidir. Çocuk yaşta evlilik yada birliktelikler, görünür hale getirilmelidir.Yasal önlemler acilen alınmalıdır. Bedava evrensel cinsel duyarlı kültürel eğitim garantisinin verilmesi çok acildir. Bu konudaki “istatistiksel sessizlik” kırılmalıdır.
ECLAC ‘in raporu sadece Latin Amerika’yı ele alıyor ama çocuk yaşta evliliklerin bizim ülkemiz ve Orta Doğu’da da çok yaygın ve devlet politikaların dolaylı dolaysız yollarla bunu, dini gerekçeler ile destekledikleri bilinen bir gerçekliktir. Bir de yoksulluk bu olayı daha da arttırmaktadır. Pandemi ile yoksulluğun arttığı düşünülürse daha da yaygınlaştığı ve yaygınlaşacağı tahmin edilebilir. Bizde bu konuda araştırmalar var mıdır bilmiyoruz ama kadın örgütlerinin bu konuda davranması ülkemiz açısından çok önemli olduğu düşüncesindeyiz. Unutmayalım ki cinsler arasındaki eşitlik ülke kalkınmasının önünü açıcı özelliğe sahiptir.
Bilgiler: https://www.nodal.am/2022/01/informe-cepal-el-matrimonio-infantil-en-latinoamerica-profundiza-la-desigualdad-de-genero-y-el-embarazo-adolescente/
Chavezciler valilik seçimlerini kaybetti
Venezuela’da Kasım ayında yapılan yerel seçimlerde Barinas eyalet seçimleri muhalefet adayı Adolfo Superlano’un üstünde bir suç davası olduğu gerekçesi ile seçimlere aday olamayacağı anlaşılmış ve buradaki seçimler iptal edilmişti. Geçtiğimiz Pazar günü 9 Ocak’ta bu seçimler tekrarlandı. İki adaydan biri Büyük Vatansever Kutup (GPP) adayı eski dış işleri bakanı Jorge Arreaza idi. Birleşik Sosyalist Venezuela Partisi (PSUV) yani Maduro’nun partisi de kendisini destekliyordu. Karşılarında muhalefetin Demokratik Birlik Masası adayı (MUD) Sergio Garrido vardı.
Daha Ulusal Seçim kurulu sonuçları açıklamadan Arreaza muhalifini seçimleri kazandığı için Twitter hesabından kutladı. Oy dağılımına göre Garrido oyların %55,36 sını (172,497 oy) Arreaze ise %41.27 sini (128,583 oy) yani yaklaşık 44 bin oy farkı ile valiliği kaybetmiş oluyor. Fakat iptal edilen seçimlere bakıldığında devrimci güçlerin oyları atmıştır.
Barrinas eyaleti’nin Chaves’in doğduğu eyalet olarak özel bir yeri vardı. Ancak bu kayıp genel Venezuela eyaletlerine bakıldığında büyük bir kayıp değildir. Kasım ayındaki yerel seçim sonuçlarına göre zaten ülkenin 19 eyaletinde devrimci güçler baştadır. Muhalefet ise sadece 4 eyalette valilik kazanabilmiştir.
Areaza twitter üzerinden yaptığı açıklamada herkese teşekkür ediyor ve militanlıklarını sürdürmeye devam edeceklerini açıkladı. Sürekli halkla beraber onların arasında olup tüm sektörleri desteklemeye devam edeceklerini açıkladı. “Üretimi sürekli arttırma koşulları yaratacağız ve Barinas’ın bu konuda büyük potansiyeli var.” diyerek seçim yenilgisi ile hiçbir şeyin değişmeyeceğini belirtmiş oldu.