Kızıl Anlaşma: Gezegeni Kurtarmak İçin Yerelden Hareket
Dört ilkeye dayalı bir iklim eylem planı: "Kızıl Anlaşma, tüm halkları özgürleştirmek ve gezegenimizi kurtarmak için yerli direnişi ve sömürgecilik dışı mücadeleden doğan bir manifesto ve harekettir."
Ekososyalizm gibi görünen Green New Deal(Yeşil Yeni Düzen)(GND), popüler desteği harekete geçirmek için gerçek bir şans sunuyor. Ruhen antikapitalist ve dekolonizayona destekler gibi görünürken, daha da ileri gitmeli; onu destekleyen hareketler de öyle…
İşte bu nedenle Kızıl Ulus, 2019’da Kızıl Anlaşma’yı başlattı ve yerli antlaşma hakları, toprak restorasyonu, egemenlik, kendi kaderini tayin etme, dekolonizasyon ve özgürleşme konularına odaklandı. Onu GND’ye karşı bir program olarak görmekten çok, onun ötesine geçmeyi hayal ediyoruz. Hem yerli halkların kurtuluşuna hem de devrimci bir sol görüşe öncelik verdiği için “kızıl”. İlerleyen satırlarda göstereceğimiz gibi, bu platform sadece yerli halklar için değil.
GND, ücretsiz konut, ücretsiz sağlık hizmetleri, ücretsiz eğitim talepleri ve yeşil ekonomiden iklim değişikliğine kadar tüm sosyal adalet mücadelelerini birbirine bağlama potansiyeline sahiptir. Aynı şekilde Kızıl Anlaşma, antikapitalizmi ve dekolonizasyonu tüm sosyal adalet ve iklim değişikliği mücadelesinin merkezine yerleştirir. Böyle bir program gerekliliği, bu toprakların hem tarihine hem de geleceğine dayanmaktadır ve insan ile Toprak Ana arasındaki tüm sosyal ilişkilerin köklü dönüşümünü gerektirmektedir.
Aşağıda yerli ve yerli olmayan halk topluluk üyeleri, yoldaşlar, akrabalar ve diğer gelip gidenlerle yapılan kapsamlı konuşmalar, söyleşiler ve geri bildirimlerden sonra geliştirdiğimiz dört ilkeye dayalı bir toplu iklim eylem planı yer alıyor:
1. Krizi Yaratan Onu Çözemez
Tasfiye, 2016’daki #NoDAPL ayaklanması sırasında popüler bir stratejiydi. Su koruyucuları aktivistleri, kitleleri boru hattını sübvanse eden finans kuruluşlarından geri çekmeye çağırdı. Red Deal olarak, fosil yakıt endüstrilerinden çekilme çağrısını sürdürüyor, ancak bir adım daha ileri gidiyoruz. Siyah kölelik karşıtı geleneklerden yararlanarak, fosil yakıtlardan geri çekilmenin yanı sıra carceral dediğimiz, polis, hapishaneler, ordu ve sınır emperyalizmi gibi hapishane kurumlarından geri çekilme çağrısı yapıyoruz.
2. Tabandan Sola Geçiş
GND’nin ana savunucusu Alexandria Ocasio-Cortez’in siyasallaşmasını #NoDAPL ayaklanmasına borçlu olduğunu akılda tutmak önemlidir. Yerli halklar iklim adaleti mücadelesinin her zaman hep ön saflarında yer aldılar. GND’nin ne onurlu bir yaşam taleplerinden ne de bu mücadelede yerli halkların liderliğini merkeze almaktan geri adım atmayacağız. Aslında daha ileri gitmeliyiz. Onurlu bir yaşam için bu taleplerin arkasına halkın tüm gücünü koymalıyız. Halk gücü, kitlelerin örgütlü gücüdür. O, insanlığımızı ve dünya ile haklı ilişkilerimizi geri kazanmak için bir harekettir. Halkın gücü sadece imparatorluğu devirmekle kalmayacak, aynı zamanda küllerinden, birçok dünyanın sığdığı yeni bir dünya inşa edecektir.
3. Yalnızca Kitle Hareketlerinin Yaptığını Politikacılar Yapamaz
Devletler, sermayeyi ve onun bekçilerini, yani yönetici sınıfı korurlar; halkı korumazlar. Devlete değişim çağrısı yapan reformistler, egemen sınıfın çıkarlarına tavizler vererek geleceğimizi tehlikeye atıyorlar. Taviz vermeyi reddediyoruz. Ancak biz reforma inanıyoruz. Sadece farklı, yani düzenin sunduğu olasılıklara sınır koymayan ama kitlelerin ihtiyaç ve taleplerine öncelik verip düzenleyip yükselterek var olan; iktidar yapısına temelden meydan okuyan türden başka çeşit bir reform diyoruz.
Yukarıdan aşağıya politikalar uygulayarak sistemi iyileştirmek istemiyoruz, yerine başka şey koyabilmek için onu ya yakarak ya da milyonlarca küçük parçalara ayırarak yok etmek istiyoruz. Dolayısıyla reform felsefemiz, sosyal refahı onu gerçekten üretenlere yeniden vermektir; işçiler, yoksullar, yerli halklar, kadınlar, göçmenler, toprağın bakıcıları ve toprağın kendisine. Sosyal refahın yeniden kurulması, mülksüzleştirilenlerin güçlendirilmesi anlamına gelir. Sosyal zenginlik ancak kaynakları egemen sınıftan geri alma ve bunları mülksüzleştirilmişlere yeniden dağıtma gücüne ve yetkisine sahip bir kitle hareketi inşa ederek yeniden sağlanabilir.
4. Teoriden Eyleme
Beyaz Saray’dan çok uluslu şirketlerin CEO’larına kadar patronlar dünyayı yönetir ve karşı direnç görmeden dünyayı yağmalar. Sadece birkaç kişinin milyarlarca insana verdiği olağanüstü yıkım ve ölüm göz önüne alındığında, Küresel Kuzey’de patronlara karşı gerçek bir tehdit oluşturacak birleşik bir solun ortaya çıkmamış olması gariptir. Son birkaç yılda fosil yakıt endüstrisine, polis şiddetine, ırkçı göç politikalarına ve emek sömürüsüne karşı tabandan kitlesel ayaklanmalara tanık olduk, ancak hiçbir şey birleşik bir kitle hareketine dönüşmedi. Toprak Anamızın ve bedenlerimizin sağlığını yeniden sağlayacak reformist olmayan mücadele için en güçlü aracın kitlesel hareketler olduğuna inanıyoruz. Ancak onlar patronları alt edebilecektir. Sadece tek bir şeye karşı olamayız; bir şey için karşı olmalıyız.
Birbirimizi korumayı ve desteklemeyi amaçlayan tabandan gelen eylemlerle kendi politikalarımızı oluşturacağız. Ancak barınma, gıda güvenliği ve egemenlik, aile içi ve cinsiyet şiddet adaleti, intiharı önleme, toprakların restorasyonu ve daha fazlası için reformist olmayan reformlar etrafında örgütlenerek kurtuluşun altyapılarını kurabiliriz. Ve kuracağız. Kara Panter Partisi’nin tarihinin belirli bir noktasında karar verdiği gibi Kızıl Ulus olarak, gelecekte devrimi yapabilmek için şimdiden giderek büyüyecek kapasitemizi oluşturmamıza yardımcı olacak gerçekçi ve ilkeli eylemler gerçekleştirmemiz gerektiğini fark ediyoruz. Gerçeklerden uzaklaşmamalıyız: Henüz devrim yapma kapasitesinde değiliz, yoksa son on yılın olağanüstü devrimci enerjisinden birleşik bir kitle hareketinin çıktığını görebilirdik. Yine de oraya ulaşmak için çok az zamanımız kaldı. Bu bizim neslimizin çelişkisi ve görevidir: Ya sömürge olmaktan kurtulma ya da yok olma.
Kurtuluş bir teori değildir, dünyanın alçakgönüllü insanlarına ait bir zorunluluk ve bir haktır. Bunu nasıl gerçekleştireceğiz? İnsanları insanlıktan çıkarmak ve güçsüzleştirmek için tasarlanmış hapishaneler, çocuk bakım alanları, hastaneler, okullar gibi devlet gözetimi alanlarında örgütlenme, ajitasyon yapma ve insan gücü oluşturma olanaklarından geri adım atmayacağız. Devlet, hedefine varlığına en büyük tehdidi oluşturduğunu bildiği yoksulları ve işçi sınıfından insanları koyuyor. Artık devletin akrabalarımızı çalmasına veya gücümüzü sindirmesine izin vermeyeceğiz. Devleti içten ve dıştan kuşatmalı, tehdidi milyonlarla çarpıp çökene kadar çoğaltmalıyız.
Reformist olmayan reformlarımız pek çok biçimde gerçekleşecek. Binlerce sürdürülebilir çiftçi topluluklarının paylaştığı, ticaretini yaptığı ve beslediği yerli halkların tohum bankası ağları gibi görünecekler. Sol adayların kent ve belediyelerde iklim ve sosyal adaleti sağlamak için bir halk platformu kurdukları belediye meclisi seçimleri için yarışıyor gibi görünecekler. Suyu metalaştırmaya yönelik hükümetlerin ve şirketlerin tüm çabalarını abluka altına almak için diğer yerli halklar toplulukları ile bir araya gelerek sömürge su yerleşimlerini reddeden kamplar veya kabile konseyi kararları gibi görünecekler. Hangi biçimde olacaklarsa olsunlar sadece kolları sıvamalıyız.
Dip Notlar
The Red New Deal, Red Media ve Common Notions yayın evinden kitap halinde çıkmıştır. Satın almak için: https://www.commonnotions.org/the-red-deal , destek olmak için: https://www.patreon.com/redmediapr
*The Red Nation(Kızıl Ulus), yerli halkların kapitalizm ve sömürgecilikten kurtuluşuna adanmıştır; doğrudan eylem, savunma ve eğitim yoluyla yerli siyasi gündemleri ve mücadeleleri merkezine alır. Yerli ve yerli olmayan aktivistler, eğitimciler, öğrenciler ve yerli kurtuluşu savunan topluluk organizatörlerinden oluşan bir koalisyondur. Ana akım sosyal adalet örgütlenmesi içinde yerli mücadelelerin marjinalleşmesini ve görünmezliğini ele almak ve yerli yaşam ve toprağa yönelik hedeflenen yıkımı ve şiddeti ön plana çıkarmak için bir araya gelmişlerdir.
Yazının orijinali roar.mag sitesinden alınmıştır.