Yerel medyanın 59 günü: Erkek şiddeti nasıl sunuluyor?

2021 yılının ilk iki ayında erkek şiddeti sonucu öldürülen 44 kadının, öldürüldükleri illerin online yerel gazetelerini araştırma kapsamına alarak inceledik.

Femicide, cins kırım, kadın katliamı, erkek şiddeti, kadın cinayeti… Bu kavramlar, cinsiyet körü olan cinayet kavramının yerine kullanılan ve faile işaret edip etmemesine göre değişen kavramlar. Adı her ne olursa olsun, Türkiye’de son 10 yılda en az üç bin kadın erkekler tarafından öldürüldü.

Toplumsal infial yaratacak seviyede olan bu ölümlerin, medyada ele alınış biçimi hep sorunluydu. Konvansiyonel medya çoğu zaman bir ‘üçüncü sayfa haberi’ şeklinde konuyu işledi, haberleri ana unsurundan kopardı, cinsiyetçi söylemleri yeniden üretti. Son dönemde ulaştığı kitle sayısı bakımından dikkat çekici olan alternatif medya da haberlerin kamuoyuna taşınmasında etkili oldu. Sayıca daha az olsa da, bu mecralarda da konvansiyonel medyada olduğu gibi haberlerin ele alınış biçiminde sorunlar mevcut.

Ancak yerel medya, görece daha az incelenen bir mecra oldu. Oysa yerel, hem kitlenin daha yakından bağ kurabildiği hem de toplumsal bir değişim olacaksa oralardan nüvelerini alacağımız yerler olması bakımından oldukça önemli.

Bu sebeple, anitsayac.com verilerine göre 2021 yılının ilk iki ayında erkekler tarafından öldürülen kadınların il bazlı haritalamasını oluşturduk ve bu illerdeki yerel mecraların kadın cinayetlerini nasıl işlediğini araştırdık.

Basılı materyallere ulaşmak ve onları da incelemek bu haberin kapsamını aşacağı için, yalnızca yerellerdeki dijital mecraları taradık. Kimi illerde farklı gazeteler olsa da, her birinde haber metni aynı/kopyaydı; çok azında muhabir imzası varken tamamına yakını ulusal ajansların imzasını taşıyordu. İstisna olsa da, kimi illerde, en çok okunan gazete olmasına rağmen o şehirde öldürülen kadına dair hiçbir haber yer almıyordu.

Haberleri beş başlıkta kategorileştirdik

Ocak ve şubat aylarında öldürülen 44 kadınla ilgili, 25 ilin 50 yerel gazetesinden toplamda 65 haberi taradık.  Bunları haberin ele alınış biçimi, kurgusu ve görsel kullanımlarına göre inceleyerek beş başlıkta kategorileştirdik. Bunlar: Haberi ana unsurundan koparma, fail aklama, kadını kurbanlaştırma/mağdurlaştırma, yanlış görsel kullanımı ve sansasyonel ifade.

%51 ile en fazla: Haberi ana unsurundan koparmak

Kadının, failin kaçıncı eşi olduğu, dini nikâhla evli olmaları, kadının genç yaşta olması veya yaş almış olması, fail ile maktulün evlenmeden birlikte yaşıyor olmaları, birlikte yaşamış oldukları mutlu anları ve buna benzer sayabileceğimiz birçok unsurun bir arada verildiği görüldü.

Örneğin Malatya’da Hüseyin Ördek tarafından öldürülen Nergis Beyaz cinayetinde, “İmam nikâhlı olarak birlikte yaşayan(…) ölen kadının ilk evliliğinden 2 çocuğunun bulunduğu, olaylara tanık olan kızının ise Hüseyin Ördek’ten olduğu öğrenildi.” ifadesiyle haberin ana gövdesini oluşturması beklenen erkek şiddeti, yerini cinayetten önce yaşanmışlıklara bırakarak haberin ana unsurundan kopmasına sebep olmakta. Aynı zamanda şiddet önlenebilir olmaktan çıkarılarak yaşamın doğal dengesini bozmayan bir durum olarak yansıtılmakta.

Fail aklama % 48 ile ikinci sırada

Haberlerde en çok yer alan fail aklama yöntemlerinden biri, failin kimliğinin açık bir biçimde verilmeyişi. Failin içinde bulunduğu ruh hali, maddi sıkıntıları, alkollü olması, cinnet geçirmesi ve failin kendini aklayıcı kelimelerinin haberleştirilip pişmanlık duyduğunun belirtilmesi haberlerde görülen diğer aklama unsurlarından. Bununla beraber, faile karşı sempati duyulmasına neden olacak çeşitli röportajlara yer verilmesiyle, failin işlediği cinayetin gerekçelendirilmiş olması da diğer bir önemli nokta.

 Örneğin İzmir’de Erkan Ş.’nin Meral Şen’i öldürmesi sonucunda “işe alkollü geldiği için yaptığı şikayet üzerine öldürdüğü öne sürüldü” cümlesinde cinayet, haberin veriliş şekliyle gerekçelendiriliyor.

% 45 ile üçüncü sırada yer alan Yanlış Görsel Kullanımı, haberde kullanılan fotoğraf ve videoların amacından farklı bir biçimde kullanılmasını kapsıyor

Yanlış görsel kullanımı kategorisi altında en fazla rastladığımız durum failin fotoğrafının buzlanarak konuluyor olması. Fotoğrafın buzlanması veya hiç yer verilmemesi, failin kimliğini saklayabilmesini sağlaması açısından sorunlu. Bununla birlikte, kadınların kişisel sosyal medya hesaplarından alınan fotoğraflarının paylaşılmasıyla konu kadına yönelmiş ve failin eylemi olayda ikincil duruma düşmüş oluyor.

Yanlış görsel kullanımında çok sık rastlanılan nokta fail ile maktulün önceden bir tanışıklıkları varsa, beraber çekildikleri fotoğraflara haberlerde sıkça yer verilmesi.

 Örneğin Antalya’da Yusuf Onur Kaan Bozkurt’un Gamze Kaçar Bozkurt’u öldürdüğü haberde ikilinin romantik, mutlu, yan yana olan fotoğraflarının haberde birçok kez kullanılmasıyla cinayetin romantize edildiği görülmekte. Haberde bu tarz görsel kullanımı,  okuyucuyu bir kadının öldürüldüğü gerçeğinden uzaklaştırma ve olayın sistematik bir erkek şiddeti olduğunu göz ardı etme tehlikelerini barındırıyor.

İncelenen 65 haberin %40’ında sansasyonel İfadeler kullanılıyor

“Cinnet, vahşet, saldırgan, vicdansız, canice, kahroldu, gözyaşları sel oldu, şok oldu, 27 yerinden bıçaklandı” gibi ifadeler üzerinden incelediğimiz 65 haberin %40’ında kullanılan sansasyonel ifadelerle cinayetler magazinleştiriliyor; başlıklar üç nokta ile sonlandırılıp haberin devamına tıklamaya yönlendiriliyor.

Örneğin Muğla’da Ö.A.E ve A.M’nin Türkiye Mohammed isimli kadını öldürmeleri “Muğla’da vahşet! Elleri kelepçelenerek boğazı kesildi” başlığıyla verilmiş. Böylece haber ajite edilmiş ya da faile karşı yalnızca anlık bir öfkeye sebebiyet vermesiyle cinayetlerin önlenebilir olduğu göz ardı edilmiş.                                                             

Kadını Kurbanlaştırma/ Mağdurlaştırma: %23

“Kurban edildi, kurban gitti, talihsiz genç kız, zavallı” gibi ifadelerle, kadının “kadın oluşu” itibarıyla “pasif, güçsüz, acınası” olarak nitelendirilmesi,  yaşadığı erkek şiddetini normalleştiren bir yerde duruyor.

Örneğin Kırşehir’de Vildan İnce’nin öldürülmesinin haberi “Töre kurbanı genç kız toprağa verildi” şeklinde. Bu şekilde haberleştirilen cinayet, cinayetin sebebinin eril toplumsal düzen; failinse erkek olmasından çok, kadının zayıf/kurban/mağdur özelliğine yükleniyor.

Biz bu araştırmaya başladığımızda Türkiye’de erkeklerin öldürdüğü kadın sayısı 44’tü. Haberi yayınladığımız bugün ise cinayetler dramatik şekilde 79’a yükseldi; Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi.

Yaptığımız araştırmada yerel medyanın sıkça tekrarladığı kalıplaşmış cinsiyetçi haber yazımının, haberin ana unsuru olarak verilmesi gereken erkek şiddetini göz ardı ettiğini gözlemledik.

Her 8 Mart’ta, kadın hareketinin gücü sayesinde, manşetlerinde kadınlara ve kadın haklarına yer veren çoğu medya kuruluşu, kalan 364 gün boyunca, hatta o gün dahil, yukarıda incelediğimiz örneklerde de görüleceği üzere kadın aleyhine bir dille haberlerini yapmaya devam ediyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen bazı yerel mecralarda haberin doğru ele alınış biçimi, hem ulusal hem yerel medyada değişimin kaçınılmaz olduğuna yönelik emareler barındırıyor.


Haber: Ecem Köseoğlu, Şuheda Doğan

Veri görselleştirme: Şeriban Alkış

Araştırmacılar: Betül Aslan, Elif Ataysın, Emre Uslu, Ozan Mercan, Özlem Limon, Zeynep Saçar

Editör: Şeriban Alkış