Cemile Tekin: “Sağlık çalışanlarının koruyucu ekipmanlarının artırılması için kamuoyu desteğine ihtiyacımız var”

Covid-19 salgını ile baş etme konusunda büyük rol oynayan doktorların, hemşirelerin ve diğer sağlık emekçilerinin bu süreçte yaşadığı zorluklar yeterince görünür değil. Hastalığın, çok sayıda sağlık çalışanına da bulaştığını maalesef ki takip ediyoruz. Sağlık emekçilerinin talepleri neler? Salgınla birlikte hayatları nasıl değişti? Devlet yeterli ekipmanları sağlıyor mu? Tüm bu soruları bir pandemi hastanesinin acil servis bölümünde hemşire olarak çalışan sağlık emekçisi Cemile Tekin ile konuştuk.

Günler geceler boyu aralıksız çalışan, sevdiklerinden ayrı bir yaşam sürmek zorunda kalan ve bizlerden neredeyse 30 kat daha fazla hastalığı kapma riski olan bir sağlık emekçisi olarak yaşadığın zorluklar nelerdir?

Öncelikle, sadece sağlık çalışanları değil, bankacılar, gıda sektöründeki çalışanlar, ücretli izin verilmeyen, işine devam etmek zorunda kalan tüm emekçiler de sağlık çalışanlarından daha az da olsa risk altındadır.

“Ev sahipleri sağlık çalışanlarına ev kiralamıyor”

Ailesiyle yaşayan sağlık personellerine yurt, otel gibi barınma yerlerinin tahsis edildiği kamuoyuna duyuruldu. Fakat kontenjan sayısı asla yeterli değil. Bazı hastaneler, binalarının bir katını personellerine açtı. Bu açılan katların altlarında veya üstlerinde covid-19 hastalarının yattığı servisler olduğunu biliyoruz. Amaç, biz sağlık personellerine ve çevremize koronavirüs bulaştırmayı önlemekse neden aynı binada bir kat veriliyor? Bu durum sadece ve sadece “sağlık personellerimize barınmak için yer ayarladık” demek içindir. Ailesiyle yaşayan sağlıkçılar evlerine gitmek zorunda. Şu süreçte bir ev bulup taşınmak sizin de tahmin edebildiğiniz gibi kolay değil. İşin maddi boyutu hariç, ev sahipleri hastanede çalışan kişilere ev kiralamak istemiyor; apartman sakinlerini bahane ediyor ya da 1 yıllık kontrat imzalatıyor. Bizim hakkımız olan bir konaklama yeri maalesef yetkililer tarafından sağlanmıyor.

Ben ailesiyle yaşayan bir kişiyim; iş arkadaşımın evine geçici süreliğine taşındım. Evet, aileden uzak kalmak tabi ki üzücü ama mecburuz. Pandemi hastanelerinde görev yapan sağlık çalışanlarının virüsü çevrelerine taşıma riskini önlemek için, sağlık çalışanlarına barınma yerlerinin hızlıca ve sayı olarak da fazlaca ayarlanması gerekiyor. Toplumdan en izole yaşaması gerekenlerin bu sağlık çalışanları olduğunun unutulmaması lazım.

Bu konu hakkında bir şey daha söylemek istiyorum. Ayarlanan otel ya da yurtlara torpilli olanların geçtiğini duydum.

Bu dönemde özel olarak yaşadığın zorluklar nelerdir?

Özel zorlukları konuşacak olursak, kendimi toplumdan uzak tutmak için elimden geleni yapıyorum. İşe ilk zamanlar taksiyle gidip geliyordum. Taksi şoförüne de aracına binmeden önce hastanede çalıştığımı söylüyordum ve genelde kabul ediyorlardı. İndikten sonra camları açarak otomobili havalandırması, aracı dezenfekte ettirmesi konusunda tavsiyelerde bulunuyordum. Çünkü bir insanın benden ötürü bu hastalığa yakalanmasını istemiyorum. Tabi işin maddi boyutu fazla olduğundan otobüs, metrobüs kullanmak zorunda kalıyorum. İnsanlar durakta ya da araç içinde yanıma doğru gelirken ben kaçıyorum; önce onları sonra kendimi korumak adına… Evlerinde buluşan arkadaşlara çok sert dille uyarılar yapıyorum. Konuştuğum herkese hastaneye gitmeden önce saat kaç olursa olsun beni aramasını, şikâyetlerini dile getirmesini söylüyorum. Çünkü hastanelere acil durumlar harici gidilmesinin şu süreçte sadece vaka sayısını arttıracağı aşikâr.

Biraz da “sağlık sisteminin eksiklikleri neler, koruyucu ekipman yeterliliği nedir;” bunları konuşmak istiyorum.

“Pandeminin üçüncü haftasındayız ve hala sağlık personelinin koruyucu ekipman eksiklikleri karşılanamıyor”

İlk vaka görüldüğü gece nöbetteydim ve sabaha kalmadan klinikteki tüm dezenfektanlar çalınmıştı. Yeri geldi, bir iki gün dezenfektanımız olmadı. Bir tane cerrahi maske ile tüm nöbeti geçirmek zorunda kaldık; çünkü maske yoktu. “Cerrahi maske-normal maske” denince ilk akla gelen basit bir maske çeşididir. “Hangi hasta covid-19 virüsü taşıyor, hangisi taşımıyor” bilemediğinden, sağlık personelinin filtreli olan N95 maskesini kullanması en doğrusudur. N95 maskeler bize ilk vakanın görülmesinden 15 gün sonra verildi. “Talep etmiyor musunuz?” diye sorabilirsiniz; ediyoruz, hem de her gün ama “hastanede şu an N95 yok, dezenfektan yok” diyorlar. Bahsettiğim maskeden ise tüm personele toplam 2 tane verildi. Sadece 2 tane. O maskeyi aylarca kullanacağız ya da çıkıp konuşan bakanlar sözlerinin arkasında durup bize koruyucu ekipmanı yeterli sayıda sağlayacaklar. Birçok hastanenin aynı sıkıntıları çektiğini düşünüyorum. Koruyucu tulumlardan yok mesela; ameliyathane önlüklerini giyiyoruz; sıvı geçiren, diz üstüne kadar olan hasta önlükleri. Yavaş yavaş az sayıda eksikler tamamlanmaya çalışılıyor ama artık pandeminin 3. haftasındayız ve hala sağlık personelinin koruyucu ekipman eksiklikleri karşılanamıyor. Ama söz konusu kürsülerde konuşmak olunca, her şey mükemmelmiş gibi yansıtılıyor.

İş yükü açısından, cinsiyetinden ya da sağlık emekçileri arasındaki hiyerarşik pozisyonundan dolayı ayrıca yaşadığın zorluklar var mı?

İş yükümüz pek değişmedi; sadece doğal olarak stres faktörü arttı. Bizler, profesöründen, uzmanına, asistanına, ebesine, hemşiresine, temizlik personeline, sekreterine kadar hepimiz bir ekibiz. En azından ben öyle düşünüyorum. Tabi ki astlık üstlük her yerde maalesef var.

Ben kadın bir hemşire olarak cinsiyetimden ötürü olumsuz bir durum yaşamadım, yaşanmasına da asla izin vermedim ve vermem de. Elbette kadınlar olarak her yerde olduğu gibi kadın kimliğimizden dolayı çeşitli cinsiyetçi yaklaşımlarla karşı karşıya kalıyoruz. Ancak benim çalıştığım hastanede böyle bir durumla karşılaşmadım.

Sizleri güçlendirme adına bizlere ne önerirsin?

Bizim sizlere, “koruyucu ekipmanların sayısının artmasında ve hızlıca elimize ulaşmasını sağlamada” çok ihtiyacımız var. Ama bunu yapmak için de benim gibi sağlık personellerinin dile getirmesi gerekenler var. Sosyal medyadan kamuoyu baskısı yaratılabilir. Bu virüsü basite almamalıyız. Olabildiğince evden çıkmadan yaşamalıyız ama bunu demek için evinde kalan insanlara devletinin destek olması lazım; halkın devleti desteklemesi değil. Biz görevimizi yapıyoruz. Sadece konaklamamız için yer sağlanmasını, covid-19 hastalığına yakalanmamamız için koruyucu ekipman eksikliğinin acilen giderilmesini ve de virüsü herkesin dikkate almasını istiyorum.