“Gerçek Ötesi” Dünya – Mehmet Yılmazer

Günümüz dünyasının “gerçek ötesi” büyüsünden kurtulmak için büyük yalanlarla örtülen gerçekleri sürekli hatırlayarak, umut ve ufuk yaratmak insanlığın önünde tarihsel bir görev olarak duruyor.

Duvar yıkıldıktan sonra “ideolojilerin ölümü” söylemiyle birlikte postmodernizm dalgası yükselmişti ancak ömrü fazla uzun sürmedi, hızla inişe geçti. Fakat dünyaya baktığımızda insan düşüncesi postmodernizmden öteye, insanlığı geleceğe taşıyacak bir düşünce sistemine veya ideolojiye henüz ulaşamadı. Bu tıkanmışlık kendini çok tipik bir kavramda dile getirdi: post-truth ya da gerçek ötesi… Bu tıkanmışlığın ve ortaya çıkan bu kavramın biraz içine girersek basbayağı yalanlar dünyasında yaşadığımızı görmek zor değil. İnsanlık Kant’la birlikte yücelttiği aklı neden yitirme noktasına geldi?

Aslında bu durum insanlığın ilk kez başına gelmiyor. Özellikle iki Dünya Savaşı arasında “aklın yıkımı” (George Lucas) yaşandı. Bu dönemin en ünlü düşünce akımı Frankfurt Okulu bu yıkımın içinde doğdu; onu tanımlamaya, yorumlama çalıştı. Avrupa’da devrimlerin yenilişi ve faşizmin yükselme yılları Kant’ın çok güvendiği insan aklında ve elbette ruhunda büyük çöküşler yarattı. İnsanlığı geleceğe taşıyabilecek devrim fırsatları elden kaçarken vahşet, soykırım ve büyük yalanlara dayalı faşizmin yükselişi burjuva devrimlerinden beri insanlığın inşa etmeye çalıştığı bütün değerleri silip süpürdü.

Avrupa kültürüne çok güvenen Stefan Zweig’ın bu yılların sonlarına doğru eşiyle birlikte intihar etmesi dönemin en sembolik olaylarından birisidir.

Faşizmin, sosyalizm tarafından yıkılışı insanlığa yeni bir gelecek yarattı. “Aklın yıkımı”nın yerini dünya ölçüsünde sosyalizm mücadelesi aldı. Bütün karmaşasına, zikzaklarına rağmen insanlık için umut yüklü yıllar oldu.

Bu dönem, Duvar’ın yıkılışı ile kapandı. Küreselleşme insanlığa yeni bir gelecek sunmuştu; hatta “tarihin sonu” olarak algılandı. Küreselleşme ve neoliberalizmin sonu da Duvar’ın yıkılışından yirmi yıl sonra gelip çattı. Sosyalizmin yarattığı değerler, bunun yanında refah devletleri yıllarında kapitalizmin yarattığı değerler hep birlikte Duvar’dan sonra basamak basamak çöktüler.

Günümüz çöküşleri iki Dünya Savaşı arasındaki yıkım ölçüsünde dehşetli yaşanmadığı için henüz aklın yıkımına gelinmese de “gerçek ötesine” varıldı. Değerlerin erimesi, keyfiliğin ve yalanın zirve yapmasıyla dünya yeni bir döneme girdi. Bu gidişte gelişmiş dünyanın iki liderinin Trump’ın ve B. Johnson’un başı çekmesi bir rastlantı değil, tam tersine dönemin yeni bir basamağına gelindiğinin işareti olmalıdır. Ayrıca Bolsonaro ile Brezilya’nın ve dünyanın en büyük demokrasisi Hindistan’ın Modi ile bu yola katılması yakın geleceğin “gerçek ötesi” dünyanın büyüyeceğinin kanıtları olmalıdır.

Trump’ın kabinesi bir türlü son şeklini alamıyor; B. Johnson Kıta Avrupası’ndan kolay kopabilmek için dünyanın en eski parlementosunu kapatıyor; İtalya ve Avusturya neredeyse sürekli krizde; böylece yalanlar dünyası derinleşip büyüyor.

Üçüncü dünya, Batı dünyasının değerleriyle hiçbir zaman tam kaynaşmadı. Kısa süren sözde demokratik günler, ardından uzun darbe ve faşizm yılları onların içinden hiç çıkamadıkları bir siyasal alın yazısı oldu. Ancak gelişmiş merkezlerde yalanlar dünyasının büyümesi tüm dünya için anlama sahiptir ve etkileri yeryüzünün en uç noktalarına kadar yayılabilir.

20. yüzyılın ilk yarısında çok öğündükleri demokrasilerinin içinden faşizm çıkageldi. Umut ve ufuk kaybı, yığınları adım adım gelen faşizm karşısında çaresiz bıraktı. Günümüz dünyasında yalanlar ve keyfilik yükselirken gelecekle ilgili umut yaratılamaz ve bir ufuk yakalanamazsa Trump ve Johnson’larla gidilecek yer bellidir.

Günümüz dünyasının “gerçek ötesi” büyüsünden kurtulmak için büyük yalanlarla örtülen gerçekleri sürekli hatırlayarak, umut ve ufuk yaratmak insanlığın önünde tarihsel bir görev olarak duruyor. Üç büyük gerçek dalgasının sentezinden gelecek için mücadele programı ve taktikleri yaratılabilir. Latin Amerika’yı saran 21. yüzyıl sosyalizmi dalgası; Ortadoğu’nun alın yazısına vurulan güçlü bir darbe, Arap isyanları;  Amerika ve Avrupa’yı saran neoliberal krize karşı isyanlar Trumpların örtmek istedikleri gerçeklerdir.

İnsanlık yeni bir aklın yıkımına doğru sürükleniyor. Çürümenin adı olan “gerçek ötesi” yalanlarla gözler kör, kulaklar sağır edilmek isteniyor. Ancak bu anafora karşı güçlü bir dalga da birikmektedir. Gerçek dünyadaki bu birikimin dili ve eylemi olmak, insanlığı geleceğe taşıyacak tek yoldur.

Yazarın Diğer Yazıları