Kitlesel Eylem Ve Modi – Thomas Crowley (Jacobin)
O zaman bir ya da iki günlük grevlerin Hindistan işçi sınıfı ve genel olarak solun karşı karşıya kaldığı birçok zorluğun altını çizdiğini düşünebiliriz
Hindistan’da geçen hafta, milyonlarca işçi Modi’nin emek karşıtı yasalarına karşı etkileyici bir genel greve gittiler.
Hindistan’da milyonlarca işçi 8 ve 9 Ocak’ta genel greve giderek kilit sanayileri sekteye uğrattılar, demiryollarını ve otobanları kestiler ve iktidardaki BJP(Hindistan Halk Partisi)’nin işçi düşmanı politikalarını kınayan yürüyüş ve gösterilere katıldılar. Bu, partinin neoliberal programının ve katı Hindu milliyetçiliğinin eksiksiz bir biçimde cisimleştiği Başbakan Narendra Modi yönetiminde iktidara geldiği 2014’ten bu yana yaşanan bu büyüklükteki üçüncü grev oldu. Nisan ve Mayıs’ta yapılması planlanan bir sonraki genel seçimlerden önceki son böylesi grev olması da muhtemel.
Yaklaşmakta olan yarışın sonuçları oldukça önemli olacak. İlerici militanlar yeni bir BJP zaferinin Modi hükümetinin adım adım ilerleyen otoriterizmini hızlandıracağını; işçilerin, çiftçilerin, kadınların, Müslümanların ve ezilen alt “kastlardan” olanların aleyhine gericiliğin saldırgan güçlerini kuvvetlendireceğini biliyorlar. Peki o zaman, geçtiğimiz haftanın görkemli grevi, atmosfere hâkim olan politik ve seçime dair havayla ilgili ipuçları sunuyor mu?
Sorunun tatmin edici olamayan cevabı maalesef bunu söylemenin çok zor olduğu, böyle düşünmemizin en önemli sebebi de kitle eyleminin büyük oranda sembolik düzeyde kalması. Bir ya da iki günlük genel grevler Hindistan için sıra dışı olmayan protesto biçimleri. Hint hükümet yetkililerinin ekonomik krize yanıt olarak Hint ekonomisinin liberal açılımını ve özelleştirmeleri hızlandıran bir dizi reformu hayata geçirdikleri 1991 yılından bu yana işçiler tarafından bir düzineden daha fazla sayıda genel grev yapıldı. Son yıllarda, genel grev çağrıları önde gelen bir siyasi parti ile ilişkili ulusal düzeydeki sendikaların koalisyonu tarafından yapılıyor. Sesi en çok çıkan destekçiler, iki ana akım komünist parti olan CPI ve CPM ile bir zamanların Hint bağımsızlığının, şimdinin de ideolojik olarak kafası karışık muhalefet partisi olan Kongre Partisi’ne bağlı sendikalar oldu. Bütün bu partiler denetimleri altındaki sendikalar ile birlikte BJP’yi düşmanları olarak görmekteler ve grevi de hükümetin sermaye yanlısı iş yasası reformuna saldırmak için bir araç olarak düşünüyorlar. Son grevde, sendika liderleri sendika yasaları ile ilgili meclise sunulmuş yasa değişikliklerini özellikle hedef aldılar.
Fakat genel grevlerin ani politik değişimlere yol açmasına pek de sık rastlanmıyor. Daha önceki iki genel grevle ilgili yaptığım analizlerde bahsettiğim gibi böylesi eylemler sembolik anlamda etkili olabiliyor ancak takip eden bir politik ajitasyonla desteklenmedikçe kof ve etkisiz kalmaktalar. Çünkü belirli bir süre ile sınırlılar ve bir ya da iki günlük grevlerin devlet ve sermaye için rahatsız ediciliği de sınırlı oluyor. Ancak –patronlara karşı yürütülen daha geleneksel ve yerel grevlerde olduğu gibi- uzun süreler boyunca üretimi durdurma tehdidi yaratabildikleri oranda etkili olabilirler. Oysa ulusal düzeydeki sendikaların tehdidi bu seviyeye çıkarma konusunda isteklerinin de olanaklarının da olmadığını biliyoruz.
O zaman bir ya da iki günlük grevlerin Hindistan işçi sınıfı ve genel olarak solun karşı karşıya kaldığı birçok zorluğun altını çizdiğini düşünebiliriz: ezici çoğunluğu yeterince temsil edilemeyen enformel sektörlerde çalışan bir işgücünü örgütlemenin zorlukları; militan eylem yerine paternalist bir devletle kapalı kapılar ardında yürütülen pazarlıkları öne çıkaran ülkedeki çalışma ilişkilerinin sinik yapısı ve gerçek bağlılığı işçi sınıfı hareketindense belli siyasi partilere olan ulusal düzeydeki sendikaların varlığı ile daha da şiddetlenen işçi sınıfı hareketinin bölünmüş doğası.
BJP denetimi altındaki sendika Bharatiya Mazdoor Sangh ya da kısa adıyla BMS, siyasi bir manevra olarak nitelediği son genel greve karşı aktif bir karşıt tutum aldı. Politik spektrumun diğer ucunda ise “ana akım” Komünist partilere soldan yapılan eleştiriler ahlaken iflas etmiş Kongre Partisi ile işbirliği yapmanın ne işe yaradığını sorguladılar. Eleştirilerin daha fazla odağındaki CPM’in ulusal ölçekte neoliberalizmin en kötü aşırılıklarını dizginlemeye yardımcı olurken eyalet düzeyinde özellikle de Batı Bengal’de neoliberal anlayışın zararlı biçimlerini uyguladığı biliniyor. Her şeye rağmen birçok bağımsız sendika ve militan grevi destekledi, yurt çapında militan eylemler gerçekleştirildi, bunlar zaman zaman yoğun polis zorbalığını da karşısında buldu. Eylemleri örgütleyenler sendikal tabanın zaten güçlü olduğu merkezlerin ötesine geçmenin ve Hindistan’ın uçsuz bucaksız enformel sektöründe güçlenmenin öneminin farkına vardılar.
Başka umut kıvılcımları olduğunu da görüyoruz. CPM politik olarak da sandık performansı açısından da sallantılı bir zeminde bulunsa da partinin köylü kanadı Tüm Hindistan Kisan Sabha’sı (AIKS) beklenmeyen bir yeniden doğuş yaşıyor. Bu durum Hindistan kırlarının hükümetten duyduğu rahatsızlığı gösterirken BJP’ye karşı daha geniş ittifakların olasılığını düşündürüyor. En önemlisi de AIKS 2018’in başlarında Batı Hindistan’da yankı uyandıracak seviyede başarılı olan bir protesto yürüyüşü örgütlemişti. Eylem, on yıllardır hüküm süren neoliberal, sanayi merkezli politikalarla adım adım örülen yıkıcı tarımsal krize dikkat çekmişti. Bunu Kasım 2018’de Delhi’deki kitlesel protesto takip etti. Son genel grevin en umut verici yönlerinden birisi de AIKS ile birlikte çeşitli köylü örgütlenmelerinin sağladığı geniş destekti. Ancak yine de Hindistan’da sadece işçileri ve köylüleri değil kadınları ve ezilen kastları da birleştirebilen yeni bir ilerici hareket inşa etmek için harcanan çabalar henüz emekleme aşamasında ve birçok zorlu engelle karşı karşıya.
BJP-karşıtı güçler, partinin son eyalet seçimlerinde yaşadığı yenilgi ile zaten motivasyonlarını arttırmış durumdalar. Eyaletlerdeki seçim sonuçlarının ulusal ölçeğe nasıl yansıyacağını kestirmek güç ve BJP’nin oylarında son dönemde yaşanan düşüşten yararlanan ve bir hanedan tarafından yönetilen Kongre Partisi’nin de umut verdiği söylenemez ( Demokrat Parti’nin ABD kongresinde olduğu gibi Kongre, ülkesinin ikinci en azılı kapitalist partisi). Ancak BJP’nin seçimlerdeki her gerilemesi Hindistan’daki militanlar için bir soluklanma odası ve Hindistan sağı karşısında direnecek bir siyasi gücün zorlu inşası için zaman sağlıyor – böylesi bir gücün, sadece seçimlere giderken değil toplumsal kurallar, dinsel baskılar, aile ve kast ilişkileri gibi çok daha farklı ölçeklerde etkinlik kazanması gerekir.
Geçen haftanın genel grevinin sembolik bir hamleden daha ötesine geçebilmesi için kendisini örgütleyenlerin sınırlarının ötesine geçebilmesi ve Hindistan’ın sermayeye, kast sistemine ve patriyarkaya karşı verdiği mücadelelerin enerjisini ve çok yönlülüğünü bir araya getirebilmesi için bir yol bulabilmesi gerekiyor. Ülkenin geleceğinin ne yöne akacağı buna bağlı.
Yazı, jacobinmag.com’daki aslından Karşı Mahalle çeviri kolektifi tarafından Türkçeleştirilmiştir.