Vergileri Kim Ödüyor? – Necdet Pekgöz
Sonuç olarak 2017 yılı içinde toplanan 536 Milyar TL’lik verginin, 360 Milyarlık “dolaylı vergi” bölümü aslında “doğrudan” bordrolulara, emeklilere ve masraflarını herhangi bir deftere “gider” olarak yazamayanlara ödetilmiş olur.
Vergide adalet kavramı denince akla ilk gelen sloganlardan biri “az kazanandan az, çok kazanandan çok”tur. Bir de şöyle ünlü sözü çoğumuz hatırlar “ödediğiniz her kuruş vergi size yol, su, elektrik olarak geri döner”.
Gerçekte neler oluyor? Sözlerle uygulamalar uyumlu mu?
Sondan başlayayım, ödediğimiz vergiler bizlere yol, su, elektrik olarak dönüyor mu?
Bedava su kullanan, bedava elektrik kullanan birileri var mı bu ülkede? Vergi ödeyenler yollarda ücretsiz mi dolaşıyor?
Köprüler, otoyollar ücretli değil mi? Geçmediğimiz köprülerin, kullanmadığımız yolların da paraları ülkedeki tüm insanlardan tahsil edilmiyor mu?
Şöyle bir iddia gündeme gelebilir. Zaten doğru dürüst vergi ödeyen yok bu ülkede denebilir (mi?).
Mutlaka böyle düşünenler de vardır. Ama diğer tarafta gerçekler de var.
“2017’de toplanan 536 milyar TL verginin 360 milyarı KDV ve ÖTV başta olmak üzere dolaylı vergilerden oluştu. Kurumlar 52, ücretliler 67 milyar TL vergi ödedi.”(*)
Hani yeri göğü parselleyen, her yere mantar gibi HES, JES, RES dikenler, garanti geçişli otoyollar, köprüler yapanlar, kimsenin geçmediği yerlere yolcu garantili havalimanları konduranlar, Şehir Hastaneleri adı altında hasta değil, müşteri odaklı yapılarla hasta garantili işletme açanlar, fabrikatörler, finansörler, bankalar, sanayi tesisleri, petrol rafinerileri, GSM şirketleri aklınıza gelebilecek bütün firmalar, holdingler bunların hepsinin ödediği vergi toplamı topu topu 52 Milyar TL.
Ülkenin gelirlerinin devasa bölümünü alan, bütün varlıkların, değerlerin % 55’ten fazlasına sahip olanlar yani gerçek ve tüzel kişilerin toplam ödediği vergi 52 Milyar TL. Bunu unutmayalım.
Diğer yanda emeğinden başka bir şeyi olmayan, asgari ücretle de olsa kıt kanaat geçinme pahasına çalışan, çoluğunu çocuğunu geleceğe taşımak için çırpınan “bordro mahkumları” var. Gelirlerin çok çok küçük bir kısmını alsalar da o devasa şirketlerin ödediğinden daha fazla vergiyi çatır çatır ödemek zorundalar. Zorundalar diyorum, çünkü seçme şansları yok. Gerçek ve tüzel kişiler beyan ettikleri gelirler üzerinden vergi öderken, bordrolu çalışanlar maaşlarını henüz göremeden vergileri kesilir ve ellerine kalan bölümü tutuşturulur. Bu kesimin ödediği vergi miktarı 67 Milyar TL.
Soygunun büyüklüğünün farkında mıyız?
Keşke soygun sadece bu kadarla sınırlı kalsaydı. Turbun büyüğü hala heybede duruyor. Adına “Dolaylı Vergi” denen, kağıt üstünde herkesten eşit alındığı rivayet edilen KDV var, ÖTV var.
Gözlerden saklanan fakat katmerli soygunun olduğu alan da burası.
Bir örnek üzerinden ifade etmeye çalışayım. Varsayalım bir memur, 2010 model arabası ile bir benzinciye gidip, 100 TL’lik yakıt almış olsun. Kabaca bu yakıtın 60 TL’si KDV, ÖTV vs. olduğu için vergi olarak kesilir. Gerçekte 40 TL’lik yakıt almış olsa da cebinden temiz bir 100 TL çıkar. Hani bizim memur maaşını alırken bütün vergisini zaten ödemişti diye sormanın alemi yok. O konu çoktan unutturuldu.
Şimdi de sıradan bir şirket sahibini örnek alalım. O da aracıyla yakıt almak için aynı istasyona gider. Diyelim ki o da 100 TL’lik yakıt alır. O da 60 TL vergi öder ve gerçekte 40 TL lik yakıtı deposuna doldurur. Onun da cebinden 100 TL çıkar. Buraya kadar her şey aynı. Ama bundan sonrası hiç de aynı yaşanmaz.
Memurumuz aracıyla yola düşer ve aldığı yakıtı tüketir. Şirket sahibimiz doğru ofisine döner, aldığı yakıt fişini muhasebeye teslim eder. Muhasebe, fişin vergi bölümünü mahsup etmek için her ay verilen KDV beyannamesine, yakıt kısmını ise doğrudan gidere atar. Böylece şirket giderleri 40 TL artmış olacağı için, ödeyeceği vergi de 40 TL düşmüş olur. Ayrıca ödemesi gereken KDV de 60 TL düşer. Yani sonuç olarak şirket kasasından o yakıt işi için tek bir kuruş bile harcanmamış olur.
Sonuç olarak 2017 yılı içinde toplanan 536 Milyar TL’lik verginin, 360 Milyarlık “dolaylı vergi” bölümü aslında “doğrudan” bordrolulara, emeklilere ve masraflarını herhangi bir deftere “gider” olarak yazamayanlara ödetilmiş olur.
Üç kuruşluk maaşları ile kurumlardan fazla vergi ödeyen “bordro mahkumları” aslında doğrudan en büyük vergi kalemi olan “dolaylı” vergileri de ödemiş olurlar.
*Cumhuriyet Gazetesi Emre Deveci Yayınlanma tarihi: 21 Ocak 2018 Pazar, 02:14