Bir şehir efsanesi

Eyüp Sultan konuşması, Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın dini siyasete alet etme suçundan tutuklanması, Vatan Partisi’nin kapatılması ve diğerleri… Sahi ne olmuştu?

Yıllardır anlatılır durur. Dr. Hikmet Kıvılcımlı, dini siyasete alet etme suçundan tutuklanmış, aynı ’’suç’’ Vatan Partisi’nin kapatılmasının da gerekçelerinden biri olmuştur. Anlatmakla da kalınmaz, yazılır durur da. Biz de öyle duymuştuk ilk gençlik yıllarımızda ve öyle inanmıştık. Çoğu başka şey için de böyleydi bu. Çünkü hem araştırma gücümüz sınırlıydı hem araştırma olanakları. Dahası bir sorgulama ihtiyacı da duyulmuyordu. Zamanla hem sorgulama dürtülerimiz gelişti hem araştırma olanakları arttı. Yeni mecralar, yeni belgeler ortaya çıktı.

Bizim Kıvılcımlı geleneğinde böyle bir anlatı, Kıvılcımlı’nın 1957 seçimlerinde Vatan Partisi Genel Başkanı olarak Eyüp Sultan Camii önünde bir cuma namazı çıkışında halka yaptığı konuşma1 üzerinden vardır. İlginç olan, bu anlatının Kıvılcımlı geleneği dışında, genelde de kabul görüyor olmasıdır. 

1957 seçimlerinde Kıvılcımlı Kuran’dan ve Muhammet’ten alıntılarla ve geniş tarih bilgisiyle, İslami veriler üzerinden yoksul dindar vatandaşla bağ kurmaya çalışır. Her mitingi devletin polisi tarafından titizlikle izlenen Kıvılcımlı’nın cami kapısında halkı politik etki alanına almaya çalışması devletin sinirlerini tın ettirir. Ancak olay bir dava açmaya, hele partinin kapatılmasına kadar uzamaz. Ancak o gün yaşananlar, bir şehir efsanesinin başlangıcı olur. Olayı Kıvılcımlı daha sonra kendisi yazılı olarak anlatacaktır ama o oracıkta, tarihin derinliklerinde kalır, ama ’’efsane’’ sürer.

Seçimler bittikten, aktif ve başarılı bir süreçten sonra Kıvılcımlı hem seçim çalışmalarından dolayı kendilerini kutlamak hem de seçim çalışmaları hakkında genel bir bilgi vermek amacıyla İzmir il örgütüne, genel başkan sıfatıyla bir mektup yazar. Mektup Hollanda IISG arşivindedir. 

Mektup sayesinde hem ‘‘şehir efsanesi’‘nin arkasındaki gerçeği hem de bütün baskı ve provokasyonlara karşın Vatan Partisi’nin seçim çalışmalarını öğrenebiliyoruz.

“Eyüp’te hiçbir partiye gösterilmeyen ilgi: resmî telle bütün konuşmaları diktafondan tespit şekline girdi. Hazreti Muhammed’in ’hatemel enbiyayım’ (ben son peygamberim.b.n.) sözünün bundan sonra kanunlar gökten inmeyecek, kendiniz kanunlarınızı yapacaksınız manasına geldiği yorumum2 üzerine, genel başkan aleyhine dini siyasete alet etme maddesi ile suç takibatı açıldı. Genel Başkan ve Genel Sekreter o gece müteferrikada kaldılar. Ertesi günü savcılıkça iş anlaşılarak serbest bırakıldılar.” 

Kıvılcımlı, düzen değnekçisi basını da teşhir etmekten de geri durmaz. 

‘’Dünyanın en aşağılık satılmış basını olan babıali paçavraları, kusmaları ile bu olayı komünistlik propagandası takibatı şeklinde yaydılar ve tekzibimizi yayınlamadılar. Buna rağmen Kasımpaşa toplantımız başarılı olmakta evvelkileri geçti.’’ 

Daha sonra düzenlenen ve geniş ilgi gören Sirkeci mitingi polis tarafından yönlendirilen provokatörlerin sözlü ve fiziksel saldırısına uğrar, parti yöneticisi Fatma Yalçı yaralanır, saldırı püskürtülür ve Kıvılcımlı konuşmasını tamamlar. 

‘’Sirkeci toplantımız yeni merhale provokasyonun maskesini indirdi. Üç beş intelicens …sı o zamana kadar yapmaya çalıştıkları tahriklerini bağırarak ve resmi sivil polis ekiplerinin himayesinden cüret alarak takı…  … lamaya kalkıştı. Asil Türk halkından layık oldukları cevabı alarak bozuldular. Sultanahmet toplantımız, Seçim Kurulunca yazılı olarak Ayasofya önü olarak gösterildiği halde polis zoru ile Ticaret okulu önüne götürüldü ve intelicens ırkçıları bu sefer daha kalabalık, polis ciplerinin himayesinde tahriklerini hayasızlık derecesine vardırdılar.’’3

Asıl konumuza dönersek ne Kıvılcımlı ne Vatan Partisi, ‘’dini siyasete alet etmek suçundan’’, (bir gecelik gözaltı dışında) herhangi bir kovuşturmaya uğramamışlardır. Vatan Partisi’nin faaliyetleri, 1957 seçimleri sonrasında durdurulmuş ve hakkında dava açılmıştır. İddianamede bu konuyla ilgili herhangi bir suç atfı yoktur. Dava doğrudan Vatan Partisi’nin TKP’nin devamı olduğu ve üyelerinin de zaten sabıkalı eski komünistler olduğu üzerinden partiyi doğrudan ‘’komünizm suçundan’’ kapatmaya yöneliktir. Ancak dava beraatle sonuçlanır. 

Budur ol hikâyet!


1. (Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Eyüp Sultan Konuşması.)

2. ’Yine vatandaşlarım iyi bilir ki Muhammet ‘’Ben hatemel enbiyayım’’ demiştir o büyük sözün manası üzerinde vatandaşlarımı bir an düşünmeye davet ederim… Vatandaşlarım!.. O zamana kadar insanlar arasında bütün düzeni kuran kanunlar ve kaideler ‘’gökten inerdi’’. Hazreti Muhammet ben sonuncu peygamberim demekle bizlere şu büyük hakikati anlatmış oluyordu. Artık kanunlarınızı kendiniz yapacaksınız.’’ (Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Eyüp Sultan Konuşması, Sosyal İnsan Yayınları S. 8.)

3. 1957 Seçimlerinde Vatan Partisi’nin miting yaptığı bölgeler: Kazlıçeşme, Aksaray, Taşlı Tarla, Beşiktaş, Taksim, Eyüp, Kasımpaşa, Sirkeci, Sultanahmet, Zeytinburnu, Saraçhane-Şehzadebaşı, Karagümrük, Fatih.