Yıldızların gölgesinde iktidarın korkusu: Bir astrologun tutuklanma hikâyesi

Türkiye’de astroloji yapmak yıldızlara bakmaktan ziyade yasalara takılmak hâline geldi. Hilal Saraç’ın tutuklanmasıyla gökyüzüne değil, ceza kanununa bakmanın önemini anladık.

Gözaltına alınan bir astrolog

Devlet Bahçeli’nin sağlık durumuna dair astrolog Hilal Saraç’ın yaptığı yorum, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. “Valla seçimi görmez. Seçim de erken olacak zaten. Neyse, kim olduğunu yazacak kadar cesur değilim ama siz anlayacak kadar zekisiniz bence” şeklindeki sözleri, MHP lideriyle alay ettiği iddiasıyla Saraç’ın gözaltına alınmasına neden oldu. Ardından tutuklandı. Peki bir astrologun tahminleri gerçekten toplumsal düzeni sarsacak kadar güçlü olabilir mi? 

Astroloji bahane, sindirme şahane

Hikâyenin özü basit bir astrolog tutuklamasından çok daha derin. Bu olay, iktidarın muhalefete karşı planı ve ifade özgürlüğünü algı makinesiyle ezme çabasıdır. Acaba bir astrologun tahminleri, düzeni sarsacak kadar etkili olabilir mi? Yoksa bu tutuklama sindirilemeyen muhalefeti bastırma amacını mı taşıyor? Gerçek, somut olanın içinde saklıdır. Peki bu hikâyede somut olan ne? Bir astrologun tutuklanması mı yoksa bu tutuklamanın ardındaki arzu mu?

 Astroloji: Kehanet mi psikolojik savunma mı?

Astrolojiyle kişi, kendini ve dünyayı anlamlandırmaya çalışır. Çağımız insanları tehlikeli, merhametsiz ve tahmin edilemeyen olaylar karşısında anlamlandırma arayışına girer. Astroloji bu anlam arayışını karşılayarak kişilere hayatlarında bir tür kontrol ve öngörülebilirlik hissi verir. Bu durum belirsizlik ve stres dönemlerinde daha belirgin hâle gelir.

Ancak astrolojinin bu psikolojik rahatlatıcı etkisi insanı gerçek sorunlarıyla yüzleşmekten kaçınmalarına da neden olabilir. Örneğin bir kişi iş hayatındaki başarısızlıklarını gezegenlerin konumuna bağladığında kendi yeteneklerini geliştirmek veya stratejilerini değiştirmek yerine pasif bir tutum sergileyebilir. Bu durum uzun vadede kişisel gelişimi engelleyebilir. Sorunlara karşı çözüm azmini zayıflatabilir.

İzahı olmayanın mizahı olur

Türkiye’de astroloji yapmak yıldızlara bakmaktan ziyade yasalara takılmak hâline geldi. Hilal Saraç’ın tutuklanmasıyla gökyüzüne değil, ceza kanununa bakmanın önemini anladık. Artık “Balık burçları dikkat, para sıkıntısı var!” demek yerine, “Maliye Bakanlığı’na dikkat, cüzdanınızda kara delik oluşabilir!” demek daha risksiz. Tarotçular deseniz onlar da “Kupa Papazı” yerine “Anayasa Mahkemesi” kartını çekmekten korkuyor. Tarihçiler şimdilik rahat ama onlar da “geçmişte şöyle olmuştu” derken “gelecekte de olabilir” iması yapmaktan çekinmeli. Kısacası gelecekten bahsetmek artık kehanet değil cesaret işi. Ama unutmayın, suya yazılan yazı silinir, sosyal medyaya yazılanlar insanın başına iş açabilir.

İktidarın korkuları ve muhalefetin direnci

Bir tarih, yalnızca kazananların değil susturulanların da hikâyesidir. Bugün bir astrolog “seçimi görmez” dediği için tutuklanıyorsa yarın bir akademisyen, bir romancı, bir şair ya da bir gazeteci, siyasi parti başkanı, işçi hak savunucusu, aktör, menajer aynı akıbete uğrayabilir. Gerçi bunların hepsi de tutuklandı.

İktidarın mesajı net: “Size de sıra gelebilir.” Ama bu korku siyaseti, muhalefeti susturmak yerine daha da güçlendirmez mi? Sonuçta baskının olduğu her yerde direnç de büyür. Muhalefetin tutkunluğu silkelenerek ya zayıflatılacak ya da güçlendirilecek. Hükümet günün sonunda yumuşama ve diyalog sürecine girecek. Meclisteki sayısal güç RTE’yi tekrar aday yapmak için yetmiyor. Başka yol yok! Bu öngörüyü astrolojik kehanet olarak okuyabilirsiniz. 

İfade özgürlüğü nerede başlar, nerede biter?

Bir astrologun kehaneti devletin sınırlarını test eden bir mesele hâline gelebilir mi? Asıl mesele geleceği tahmin etmek değil bugünü yönetmekten korkan bir düzenin varlığıdır. Hilal Saraç’ın başına gelenler sadece onun meselesi değil; bir toplumun düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarının nasıl çizildiğinin göstergesidir.

Bertolt Brecht’in dediği gibi: “Karanlık zamanlarda şarkı da söylenecek mi? Elbette, şarkı da söylenecek, karanlık zamanları anlatan.”

Ve biz, gökyüzünü izlemeye ve sorgulamaya devam edeceğiz.