Öcalan ile görüşme

Mehmet Yılmazer yazdı: “Yeni paradigmayı” bugüne kadar herkes Bahçeli’nin konuşmaları kadar biliyor. O açıklamalarda süreci taşıyacak kapsamda bir paradigma zenginliği görünmüyor. Bugüne kadar Bahçeli’den sürecin aynı zamanda “bir demokratik dönüşüm” olacağına dair bir açıklama duyulmadı.

Beklenen görüşme gerçekleşti. Görüşme sonrası yapılan Dem Parti açıklamasında bir sürecin başlayabilmesi için Öcalan’ın görüşleri açıklanıyor. Bahçeli’nin ilk adımından sonra yaşanan günlerde ortaya yürüyen bir süreç çıkmadı. İmralı görüşmesi sonrası böyle bir sürecin başlaması olasılığı yükselmiştir.

Önceki görüşme sürecinin üzerinden 10 yıl geçti. Çökertme operasyonları yapıldı, çözüm aramaktan yeniden inkâr politikalarına dönüldü. Bugün yeniden bir süreç başlayacaksa bu 10 yıldan çıkartılması gereken dersler olmalıdır. İnkâr ve imha ile bir sonuca varılamayacağı bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Bu yıllar “Türkiye toplumu” için kayıptır. Ayrıca gözleri soruna kapamak hiçbir şeyi çözmediği gibi toplumsal yıkımı arttırıyor. Ekonominin en kötü zamanlarını yaşar hâle gelmesi, hatta girilen yeni yılın bu konuda ne yazık ki umut verici olmayacağı herkes tarafından kabul ediliyor. Toplumsal olarak, sadece yoksullaşma yaşanmadı, aynı zamanda toplumsal bir çürüme de yaşanıyor. Sosyal yaşamda bir anlamda kolaylık sağlayan değerler çürüyünce en basit sorunların ele alınmasında bile engeller artıyor. Halklar 10 yıllık ertelemede büyük bedeller ödedi. Böyle bir gidişin imkânsızlığı belli ölçülerde anlaşılmıştır. Konu iç politika manevralarına kurban edilemeyecek kadar önemlidir; aynı zamanda her erteleme yeni ekonomik ve sosyal yıkımların boyutunu büyütmekten başka bir sonuca varmıyor.

Bu 10 yıldan çıkarılması gereken diğer ders, sorunun ülkenin sınırlarının dışına çıkması ve bölgesel bir sorun hâline gelmesidir. Suriye’de son yaşananlarla birlikte bu konudaki ertelemelerin artık son noktaya dayandığı, sorunun vardığı kapsam ölçüsünde ele alınması gerektiği görülmelidir.

Görüşme sonrası yapılan açıklama henüz bir sürecin olmadığını ancak başlamasının mümkün olduğunu gösteriyor. Önceki süreçten farklı olarak konunun TBMM’de ele alınması öneriliyor. “Tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir” deniyor. Bu önemlidir. Elbette böyle bir deney yaşanmadı, bu durum süreci karmaşık hâle getirebilir, ancak bu yoldan yürünmesi aynı zamanda sürecin bir teminatı da olabilir.

Diğer önemli vurgu demokrasi üzerine yapılandır: “Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.” Bugüne kadar bu konuda en fazla açıklama yapan Bahçeli’den sürecin aynı zamanda “bir demokratik dönüşüm” olacağına dair bir açıklama duyulmadı. “Kürt sorunu”nun  çözümünün aynı zamanda bir demokrasi sorunu olduğu çok söylendi; bu gerçeklikten dolayı sürecin ilerlemesi sırasında bütün demokrasi güçlerinin en güçlü şekilde kendilerini ortaya koymaları sürecin başarısı için çok önemlidir.

Öcalan’ın “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” açıklaması belki de 10 yıl sonra yapılan ilk görüşmenin en önemli noktasıdır. “Yeni paradigmayı” bugüne kadar herkes Bahçeli’nin konuşmaları kadar biliyor. O açıklamalarda süreci taşıyacak kapsamda bir paradigma zenginliği görünmüyor. Elbette gidişin henüz açıklanmamış yönleri olabilir.

Öte yandan Dem Parti’nin açıklamasından sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “Bahçeli’nin vizyonu yeterince nettir” ifadesi paradigmaya sanki bir sınır çizmektedir. “Yeni paradigma” ile sorunun kapsamının ne ölçüde uyumlanabileceği önümüzdeki günlerde görülecektir.

Yıllardır çözümlenemeyen sorun hem ülkedeki zorlu günlerden hem de bölgede yaşanan, içinde büyük riskler taşıyan süreçten dolayı önemli zorluklar yüklüdür.

Bütün demokrat güçlerin ve sorunun çözümünü isteyen herkesin bu süreçte bir rol üstlenmesi, sorunun kitlelere mâledilmesi, vizyonun büyütülmesi, bir imkânın daha boşa gitmemesi için büyük önem taşıyor.