Hatay’da panel: Demokrasi ittifakı ve üçüncü yol
Hatay Evvel Temmuz Festivali kapsamında Demokrasi İttifakı ve Üçüncü Yol paneli düzenlendi.
Bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Hatay Evvel Temmuz Festivali kapsamında 10 Temmuz günü Demokrasi İttifakı ve Üçüncü Yol paneli düzenlendi. Furkan Ege moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, Ekoloji Politik’ten Prof. Dr. Beyza Üstün, Kaldıraç Temsilcisi Hakan Dilmeç, SODAP Yürütme Kurulu Üyesi Mert Büyükkarabacak ve SYKP Parti Meclis Üyesi Canan Yüce konuştu.
“Afetleri felakete dönüştüren bir iktidarla karşı karşıyayız”
İlk sözü alan SYKP Parti Meclis üyesi Yüce, “AKP- MHP iktidarı yıllardır her alanda baskı ve sömürü furyasını arttırarak yoluna devam ediyor. Hayat pahalılığı ve geçinemeyenlerin karşısında bu iktidarın yaratmış olduğu bir zenginler topluluğu var. Afetleri felakete dönüştüren bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi. Yüce ayrıca katbekat artan kadın cinayetlerine, iktidar tarafından kadın haklarını törpüleyen yasaların çıkarıldığına dikkat çekti. Bu gibi problemlerin çözümünün ise üçüncü yol siyasetini güçlendirmekten geçtiğini, ikili kutup dayatmasına karşı başka bir dünyanın mümkün olduğunu söyledi.
“Biz Alevi’yiz, bu topraklarda yaşıyoruz, bu toprakların gerçeğiyiz”
Ardından söz alan Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Aslan, Alevilerin demokratik mücadelesinden bahsetti. “Biz kadının bu topraklarda şiddete maruz kalmaması, ikinci sınıf vatandaş olarak kabul edilmemesi, bu topraklarda Kürt’ün, Türk’ün, Çerkez’in, Laz’ın, Alevi’nin, Sünni’nin, Arap’ın, herkesin kendi diliyle, kendi inancıyla, kendi rengiyle bir eşitlik talep ediyoruz” dedi. 31 yıl önce gerçekleşen Sivas Madımak Katliamı’nı gerçekleştirenlerin mahkeme önüne çıkmadığını ve bu katliamın asıl sorumlusunun sistemin kendisi olduğunu söyledi: “Adalet ve hakikat arayışımız maalesef Türkiye’nin diğer sorunları gibi hep askıda kaldı. Cumhurbaşkanı, katilleri affetti. Bizim demokratik ülke dediğimiz ya da batı dediğimiz kesimler de iki yüzlülüklerini bize göstermiş oldular.”
“Üçüncü yol değil, emek cephesi olarak ikinci yol”
Kaldıraç Temsilcisi Dilmeç konuşmasına Gezi şehidi Medeni Yıldırım’ı hatırlatarak başladı. Gezi Direnişi’nin ardından başlatılan forumların ve kurulan meclislerin bugüne kadar gelen toplumsal örgütlenme zeminleri olduklarından bahseden Dilmeç, Gezi ve Kobane davalarında verilen cezalara dikkat çekerek “İki büyük direniş ve bu direnişlerin cezalandırılmaya çalışılması var” dedi. Dilmeç hem Kürt özgürlük hareketinin hem de Türkiye solunun ortak bir mücadelede bir araya gelmesi düşüncesinin iktidarı çok korkuttuğunu, o günden beri de iktidarın saldırganlaştığını dile getirdi. “AKP MHP, Ergenekon, CHP, İYİ Parti ne parti varsa hepsinin içinde olduğu ortak bir rejim kuruldu. Muhalefet bir tarafa, iktidar bir tarafa düştü. Burada iki kutup yok bizce. Burada tek kutup var. Eğer biz üçüncü yolu tartışacaksak, üçüncü yolu değil, bizce ikinci yolu, gerçek emek cephesini tartışmamız gerekir.” Son olarak 1 Mayıs’ta tüm direniş odaklarının, mücadele dinamiklerinin bir araya geldiğinden ve bunların birleşik emek cephesi olarak alternatif bir direniş hattı olarak örgütlenmesi gerektiğini söyleyerek konuşmasını bitirdi.
“Birlikte karar verelim, bu sistemi birlikte alaşağı edelim.”
Sivas Katliamı’ndan, Akbelen’de ortaya çıkan orman yangınından, İliç ve Soma maden facialarından ve bu gibi felaketlerde ortaya çıkan dayanışma ruhundan bahseden Üstün, “Üçüncü yolun bütün araçlarını ördüğümüz gibi yol ve yöntemlerini de taktiksel olarak tartışıyoruz. Dayanışmanın yöntemleri de politiktir, dönüştürücüdür ve ittifakın kendisidir. Öz savunma yeterli değildir. Tıpkı forumlarda ve dayanışma mekânlarında yaptığımız gibi birlikte karar verelim, yaşamı birlikte örelim. Bu sistemi birlikte alaşağı edelim. Sömürüye, kapitalist ve patriarkal sisteme karşı halkların bütün iradesini yaşama geçirelim” dedi. Üçüncü yolun ilmek ilmek örüldüğünden emin olduğunu da ekledi.
“I. ve II. Dünya Savaşı arasında yaşanan tarihsel dönemi andıran bir zamandan geçiyoruz”
Son sözü alan SODAP Yürütme Kurulu üyesi Büyükkarabacak, Demokrasi ittifakı ve üçüncü yol tartışmasının nasıl bir konjonktür içerisinde yapıldığını hatırlatarak başladı. Ardından dünya genelinde faşist rejimlerin giderek birçok ülkede, özellikle Batı’da iktidar seçeneği hâline geldiği bir sürecin içinde olunduğunu, Ukrayna ve Gazze’de var olan savaşlarla birlikte küresel çatışmanın yeni eşikler aşarak bir somut olasılık hâline geldiğinden bahsetti. “Aslında birçok açıdan birinci ve ikinci dünya savaşı arasında yaşanan tarihsel dönemi andıran bir andan geçiyoruz. Gazze’deki soykırım karşısında, özellikle Batı’nın neredeyse tüm aydınlanmanın birikimlerini ayaklar altına alan kayıtsızlığı da bu tabloyu tamamlıyor.”Sözünün devamında Türkiye’de faşizmin kurumsallaşma sorunu değil istikrar kazanma sorunu yaşadığını, bunun sebebinin de 2020’lerden beri sezilen, işçi sınıfının siyasal İslam hegemonyasından kopma yönünde inisiyatif geliştirmesi olduğunu belirtti. Son yerel seçimlerin, CHP’nin yükselişi olarak değil Türkiye işçi sınıfının 12 Eylül’den beri ilmik ilmik örülen siyasal İslam hegemonyaasından kurtulma adımları olarak görülmesi gerektiğinin altını çizdi.