Bir arka plan var mı?

Son günlerde yaşanan bazı olaylar gelişmelerin bir arka planı olduğu düşüncesini uyandırıyor. İki helikopterin düşmesinden beri bir dizi olay yaşandı; en sonuncusu içinde Amerikalı askerlerin ve Mazlum Abdi’nin bulunduğu bir konvoyun çok yakınına, Süleymaniye hava alanının yanına bir dron saldırısıydı.

AKP iktidarının seçim dönemlerinde uyguladığı stratejilere dayanarak günümüzde olanların eksik ve garip bir yanı olduğu üzerine sık sık yorumlar yapılıyor. Görünene bakılırsa AKP seccadeye basma gibi olayları büyük medya gücüyle öne çıkartarak adım atmaya çalışıyor. Öte yandan deprem bölgeleri ile ilgili vaatler tekrarlanıyor. Bunlara “mülakatın kalkacağı vaadi de ilave edildi. Bir “uçak gemisi”dir konuşuluyor. Uydu yollanmış. Belli ki buna benzer gösteriler devam edecektir.

Bu haliyle Sarayın elinde göz doldurucu başka imkânlar yoktur.

Ancak son günlerde yaşanan bazı olaylar gelişmelerin bir arka planı olduğu düşüncesini uyandırıyor.

İki helikopterin düşmesinden beri bir dizi olay yaşandı; en sonuncusu içinde Amerikalı askerlerin ve Mazlum Abdi’nin bulunduğu bir konvoyun çok yakınına, Süleymaniye hava alanının yanına bir dron saldırısıydı. Son zamanlarda Bafıl Talabani’nin Rojova’ya destek olması, YPG’ye bazı imkânlar sağlaması Ankara’yı fazlasıyla rahatsız etmiştir. Süleymaniye’den uçuşlara Türkiye hava sahasını kapatmıştır. Konvoyun yakınına yapılan saldırı bir tehdit ve uyarıdır. Ancak böyle uçuşlar Amerika tarafından “koordinasyona” bildirildiği için Ankara’nın yaptığı özel bir istihbarat başarısı değil, her zaman yaptığı gibi “oyun bozma” çabasıdır. Ankara seçim öncesi bu olanlardan Rojova üzerinden kendine bir başarı çıkartma gayretindedir. Ancak bu güne kadar olgunlaşan bir adım yoktur.

Öte yandan, Uluslararası Tahkim Mahkemesinin kararı nedeniyle Kürdistan Bölgesel Yönetiminden (KBY) Ceyhan’a petrol pompalanması 22 gündür durdu. Ancak karara göre 4 Nisanda petrol akışı yeniden başlayacaktı. Anlaşılan o ki, bu konuda Ankara işi ağırdan alıyor.

“Beklentiler, nihayetinde sorunun çözüleceği yönünde. Çünkü Türkiye de bu işten en az KBY kadar zarar ediyor…

“Ancak, Türkiye’nin hâlihazırdaki önceliği farklı…

“Seçime şurada bir aydan az bir zaman kala iktidar seçmenin gözünü dolduracak bir “başarı hikâyesi” peşinde…

“Ya da Erbil’de konuşulduğu haliyle bir “kelle” peşinde…” (Arzu Yılmaz, Medyascope)

Ankara Şam’la Moskova’da bir buluşma gerçekleştiremedi. Ancak bölgedeki her gelişmeden kendine bir “başarı hikâyesi” çıkarma peşinde… Bu arayışın seçimlere kadar devam edeceğini tahmin etmek zor değil. Ancak buradan Sarayın şapkasında bir tavşanın hazır olduğunu ve her an çıkarabileceğini düşünmek hatalı olur. Sarayın manevra alanının oldukça daraldığını, buradan sürekli bir çıkış aradığı sonucunu çıkartmak daha doğru olur.

Hulusi Akar Kayseri’deki konuşması sırasında “vur de vuralım, öl de ölelim” diyenlere gülerek “meraklanmayın onun da zamanı gelecek” demiştir.

Seçimlere 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası yaşananların dersleriyle gidiliyor. Yıllardır yaşananlar kitlelerde güçlü bir bilinç yarattı. Elbette iktidar bütün gücüyle bu bilinci yıpratmak, kararsızlaştırmak için elinden geleni yapmaya devam edecek. Ancak halklar sekiz yıl önce ellerinden alınan başarının öfkesi ile yola çıktılar. 7 Haziran sonrası attıkları adımlarla yaşananlardan önemli dersler çıkarttıklarını kanıtladılar. Ancak herkes biliyor. Gerek seçim süreci ve gerekse sonrası çok zorlu bir mücadele yaşanacaktır. Yüz yılın değişimi başka türlü olmaz.