Küba’nın beş stratejik zaferi
Son iki yılda Ada, yalnızca düşman saldırısını durdurmakla kalmadı aynı zamanda beş stratejik cephede kuşatmayı kıran yaratıcı bir direniş sürdürdü.

Ada, 2022 yılını cesaret verici bir durumla bitiriyor. Donald Trump’ın başlattığı ve Joe Biden’ın devam ettiği ABD’nin devrimi yenme saldırısı yenildi.
Son iki yılda Ada, yalnızca düşman saldırısını durdurmakla kalmadı aynı zamanda beş stratejik cephede kuşatmayı kıran yaratıcı bir direniş sürdürdü. Böylece refah düzeyini yükseltti ve ülkeyi daha sürdürülebilir bir sosyalizmi inşa etme durumuna getirdi.
Covid-19
Covid-19 salgını Küba için ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturdu. Hiçbir ülke bu hastalık ile sürekli bir ekonomik savaş içinde mücadele etmek zorunda kalmadı. Washington Kübalıların malzemelere, teknolojilere ve aşılara erişimini engellemek için insanın aklına gelmeyecek şeyler yaptı.
Buna rağmen, küçük Karayip adası kendi aşılarını ve tedavi yöntemlerini geliştirmek gibi olağanüstü bir göreve girişti. Aylarca süren araştırmalar, denemeler ve aşılama kampanyalarının ardından salgını yenmeyi başardı.
Aşılanabilir nüfusun yüzde 90’ından fazlası aşılandı ve sonra takviye dozları eksiksiz yapıldı. Şu anda vakalar günde üçü geçmiyor ve 19 Ağustos 2022’den bu yana ülkede Covid’den bir kişi bile ölmedi.
Bu bilimsel zafer, Küba biliminin yüksek seviyesini kanıtladı. Salgın karşısında halk sağlığı sisteminin yönetim kapasitesini ve Sosyalist devletin hümanist iradesini göstererek halkı için bir gurur kaynağı oldu.
Sosyalist demokrasi
Kübalıların başarısı tüm akıllara durgunluk verdi. Eğer ABD’nin burnunun dibinde bir devrim ve beş Covid aşısı geliştirmeyi başardılarsa o zaman çok gergin bir ekonomik durumda da referandum ve belediye seçimleri yapmalarını hiçbir şey engelleyemez.
27 Eylül’de, kayıtlı 8,4 milyon seçmenin %74,12’si, modern bir Aile Kanunu’nu oylamak için sandık başına gitti ve sonunda yasa %66,85 ile kabul edildi.
İki ay sonra, tam zamanında % 68’lik bir katılımla belediye yetkilileri seçimleri yapıldı.
Bu süreç sadece sandığa gitmenin ötesinde iki demokratik süreç ve geniş bir halk katılımı demektir çünkü Küba’da demokrasi, özünde tartışma, münazara ve halkın inşa ettiği daha da mükemmelleştirilebilir bir dizi sosyal etkileşimi kapsar.
Siyasi açıdan, her iki süreç de Küba sosyalist sistemi için bir zaferi temsil eder. Çünkü seçim hem iç diyalog ve uzlaşma gösterisi, hem de sosyalist sistemin seçimle meşrulaşması ve halk ile liderleri arasında karşılıklı güven gösterisidir.
Ne kriz, ne medya kampanyaları ne de ABD’de planlanan ve finanse edilen yıkıcı eylemler bu stratejik zaferi tersine çeviremez.
Enerji krizinin aşamalı olarak üstesinden gelinmesi
Son iki yılda yaşanan enerji ve elektrik üretim krizi ülke ekonomisini ve ailelerin günlük hayatını olumsuz etkiledi.
Ablukanın biriktirdiği sorunlar, yakıt kıtlığı ve ülke üretim kapasitesindeki yetersizlik birleşti. Çeşitli nedenlerin yanı sıra ticari ve mali kısıtlamalar onların bakım ve onarım sürelerini uzattı.
Durumu düzeltmek, istikrarı sağlamak ve sektördeki kriz döngüsünü kırmak için tüm teknolojik ve organizasyonel yaratıcılığı gerektiren mükemmel bir fırtına yaratıldı.
Yetkililer ile halk arasında doğrudan, sürekli iletişim ve doğru bilgilendirme durumun aşılmasında belirleyici olmuştur.
Yılın son çeyreğinde ise dost ülkelerle durumu olumlu etkileyen önlemler alındı, anlaşmalar imzalandı. Gerginlikleri geride bırakacak koşullar yaratılmaya başlandı ki bu da başlı başına bir zaferdir.
Yıkıcılığa karşı birlik
Sürekli başarısızlıklarına rağmen ABD, Devrim karşıtı eylemleri teşvik ve finanse etmeyi ve desteklemeyi bırakmadı. Ancak Temmuz 2021’deki büyük yankısı olan yenilginin ardından, Washington’un Ada’daki iç “kuvvetleri” kopmuş ve azalmış görünüyor.
Terörist nitelikteki olaylar ve dijital ortamı aşmayan geçici seferberlik girişimleri dışında, Beyaz Saray patlamaya yol açabilecek bir kaynama ve toplumsal huzursuzluk ortamı yaratmayı başaramadı.
“İnsani kriz”, “insani yardım”, “SOS Küba”, “başarısız devlet” ve “baskıcı devlet” kalıplaşmış söylemler, son iki yıldır tüm manevraların merkezinde yer alıyor ama bunlar sadece dijital balonlar olarak uluslararası kurumsal basında görülüyor.
Ülke ve sokakları hala Devrim’den yanadır. Herhangi bir karşı-devrimci plan veya eylemde belirleyici güç, halkın siyasi bilinci ve devrimci kesimlerin herhangi bir tehdit karşısında kendiliğinden harekete geçebilen organik birliğidir.
İzolasyona karşı dayanışma
Ada’nın yaratıcı ve başarılı direnişi, dünyayla dayanışması, aktif ve tutarlı dış politikası, bölgenin ve dünyanın geçirmekte olduğu dönüşümler, ABD’nin Küba Devrimi’ni tecrit etme çabalarını etkisiz hale getiren bir senaryo oluşturuyor.
Washington’un Küba’ya yönelik ekonomik, ticari ve mali ambargosunu 185 ülkenin reddettiği bir alan olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaşananlar, yalnızca ABD tavrının kınanması değildir. Aynı zamanda küçük ve şeytanlaştırılmış Küba’nın BM belgelerinde soykırım olarak sınıflandırılan bir politikaya karşı egemenlik hakkına saldırı olarak dünyayı arkasına alma yeteneğine sahip olduğunu da göstermektedir.
Amerika Halkları Bolivarcı İttifak (ALBA) ve Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC)’da Washington’un ekonomik savaşına karşı çıktı.
Meksika Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador (AMLO), Kübalı meslektaşını bağımsızlık çığlığı kutlamalarına katılmaya davet etti. AMLO komşusu Küba’ya yönelik ablukanın kaldırılmasını ve Ada’nın bölgesel jeopolitik rolünün yeniden onaylanmasını istediği törene davet ettiği tek başkan Küba başkanıydı.
Bu yıl bitmeden hemen önce de Başkan Miguel Díaz-Canel, ikisi küresel güç olan Çin ve Rusya ile ikisi bölgesel güç olan Cezayir ve NATO üyesi Türkiye’yi ziyaret etti. Bu tur ekonomik, ticari ve mali bağları güçlendirmenin yanı sıra, Havana için güçlü bir siyasi destek mesajı ve ABD siyasetinin izolasyonunun bir başka kanıtı oldu.
Bu dört devlet, Küba’nın uluslararası ilişkilerdeki ağırlığını ve Devrim’in ABD hegemonyasına karşı mücadelesinin olağanüstü tarihi, kültürel ve siyasi değerini kabul ediyorlar.

Eski yıl için sonsöz
Washington yukarıdaki her şeyin farkındır. Küba’ya karşı Trump’ın başlattığı ve Biden’ın sürdürdüğü “azami baskı” taktiği bozguna uğratıldı; Demokratların felaketinin daha kötü olabileceği ara dönem yasama seçimleri sonuçlandığı ve Florida’da bu partinin kontrolü ele geçirme umutları ortadan kalktığına göre Beyaz Saray, Obama’nın görev süresinin başında çokça kullandığı mevcut Torricelli yasasının II. versiyonun tozunu alabilir.
İki ülke yetkilileri arasındaki temaslar ve Biden yönetiminin Küba konusunda geliştirdiği çok küçük ve yetersiz hamleler, Trump’ın dayattığından farklı bir olabilir.
Her durumda, Küba kuşatmayı kırmayı ve 2023’te yeni zaferlerin habercisi olan beş stratejik boşluk açmayı başardı.
Bu yazı İspanyolca Al Mayadeen’deki orijinal hâlinden Ayşe Tansever tarafından çevrilerek özetlenmiştir.