Muharebe kazanıldı şimdi sıra savaşı kazanmada
Lula seçimleri kazandığının açıklamasından sonra yaptığı ünlü konuşmada “Halklar benim davamdır ve hayatımın sonuna kadar yaşama nedenim yoksulluğa karşı savaştır.” dedi. 33 milyon açın karnını doyuracak, onlara sosyal rahatlama getirecektir? Peki bunları hangi ekonomik program ile yapacaktır?
Zorlu bir mücadeleden sonra Latin Amerika kıtasının en büyük ülkesi Brezilya’da Silvia da Lula başkanlık seçimlerini kazandı. Seçim döneminde Bolsonaro’nun yenilgiyi kabul edip etmeyeceği, taraftarları ya da içinden geldiği Ordu ile(tıpkı Trump gibi) bir darbeyle iktidarda kalmayı sürdürüp sürdüremeyeceği tartışıldı. Seçim sonrasında da iki gün ortada görülmemesi bu korkuları yaydığı gibi ortaya çıkıp da ilk yaptığı konuşmada da Lula’nın seçimleri kazandığını kabul etmedi. Bir garip tutumlar içinde seçimlerin üstünden bir hafta geçmiş olmasına rağmen hala ne yapacağıyla ilgili belirsizlik hâkim. Ya başka ülkeye kaçar, ya muhalefetin başı olma uğraşı verir ya da yolsuzluk suçlamaları ile hapislerde yatar deniliyor. Bunlara rağmen hafta başında, Bolsonaro iktidarı ile yeni kurulacak Lula iktidarı arasında 1 Ocak 2023 için devir işlemlerinin başladığı haberleri geldi. Lula taraftarları bir rahat soluk almış görünüyorlar. Ama bu iki aylık geçiş döneminin nasıl yaşanacağı kocaman bir sorudur. Seçim sonuçları belli, Seçim Yüksek Mahkemesi sonuçların kesin olduğunu, değiştirilme riski olmadığını açıkladı. Bir rahatlama var ama bu tam ortama hâkim değil, güvensizlik sürüyor.
Bunun temel nedenlerinden biri seçim sonuçlarındaki kıl payı farktır. Lula 60 milyon oy, Bolsonaro ise 58 milyon oy aldı. Küsuratlar da hesaplanırsa aralarında 1.5 milyon oy farkı var. Bu oyların dağılımı Lula %50.9, Bolsonaro da %49.1 anlamına geliyor. 124 milyonun üstünde seçmenin olduğu bir ülke için bu sonuç pek rahatlatıcı değil. Yenilen taraf iktidar gücünü hala elinde tutma dışında hak, hukuk dinlemeyen, faşist, şiddet yanlısı, peşinden silahları ile koşturabileceği, paralar, rüşvetlerle beslediği bir taraftar halk kitlesi var.
Son oy kullanımı sırasında Bolsonaro taraftarı olan trafik polisleri Lula’ya oy verileceğini bildikleri alanlarda 500’ün üzerinde yol kontrolleri yaparak, çeşitli operasyonlar ile halkın sandıklara gitmelerini engellemeye çalıştı. Seçim sonuçları açıklandıktan hemen sonra “seçimlerde yolsuzluk yapıldı sonucu kabul etmiyoruz” diyen 222 bin Whatsapp ve Telegram mesajı ortalığa yayılınca Bolsonaro’cular sokaklara fırladılar. 23 kentte Bolsonaro taraftarlarının kamyonları anayolları kapatmaya başladılar. 2 Ekim günü 17 eyalette 156 ana yol kapatılmış ve 732 tane gösteri dağıtılmıştır. Bunlar “Vatan, Aile, Mülk, Özgürlük, Allah” sloganları ile bağırdılar. Yüce Mahkeme’nin polise kamyon plakalarının numarasını alıp, 19 bin dolara kadar ceza yazabileceğini açıklaması ile yollar biraz açıldı. Sonra Bolsonaro yardımcısının “ağlamayı bırakın, 2026’da daha güçlü geleceğiz” demesi ile ortalık biraz duruldu. Yani Bolsonaro 3 yıl sonraki seçimlere şimdiden adaydır.
Sokak gösterilerinde başı genellikle Proteston kilisesinin çeşitli fraksiyonları, evangalistler çektiler. Dualar, ilahiler okudular. Dizleri üstüne çöküp Allah’ın kendilerini komünistlerden koruması, ordunun müdahale etmesi, Yüce Adalet mahkemesinin kapatılması için de dualar ettiler. Sonra Universal Kilisesi kurucusu Edir Meceda “Allahın bu yaptığına saygı duymalıyız” dedikten sonra ancak ortalık sakinleşmeye başladı. Aynı Trump döneminde ABD halkları gibi, bu taraftarların da garip garip şeylere inandıkları, halisunasyonlar gördükleri söyleniyor. Çoğu ellerinde silahlar ile Hitler selamları verip sloganlar atıyorlar.
Sokaklar dışında lise ve üniversitelerde de nefret sözleri nedeniyle yığınla olay yaşanmış. Bolsonaro’cular ile Lula taraftarları kavga ediyor ve genel olarak Lulacılar yeniliyorlar, kaçıyorlar. Hitler fotoğrafları ile “eşcinseller, zenciler, feminist kadınlar, şişmanlar, sarı olanlar hepsi yok edilecekler” diyen ırkçı, nefret, şiddet mesajları dolaşıyor, sloganlar atılıyor. Bunun üzerine okul idaresi 8 öğrenciyi okuldan atıyor.
Ordu da artık 1964 darbe sonrasında olduğu gibi eski savunmadaki ordu değildir. Bolsonaro ile on yıl sonra kriz ortamına geri dönüp olaylar içinde aktif rol almaya başladılar. Hatta mecliste ve bir çok devlet kurumlarında eski ordu mensupları görevdedir. 2016 yılında Dilmayı görevden almak için açılan davaların hazırlayıcıları arasında bunlar da vardı. Ordu dışında Bolsonaro aşığı başka gerici gruplar da var. Onlar da “Lula hareketli bir hedeftir” diyerek onu öldürmek istediklerini açık açık söylüyorlar.
Sonuçta Bolsonaro yenilgiyi kabul etmiş gibi görünse bile kitleler saldırgan, nefret söylemleri ve eylemleriyle öyle kolay kolay pes etmiş ve edecek gibi görünmüyor. Bolsonaro da onları böyle belirsiz bir durumda, her an saldırıya hazır bekletme tutumu içinde. Fanatik, dindar, aşırı sağ gruplar heran ateşlenip hiç beklenmedik olaylara kalkışabilirler. Bunun en azından Lula iktidarı alana kadar durulmayacağı tahmin ediliyor.
Lula Politik Hattı
Lula seçim sonrası hemen tatile çıktı ve sonra da iklim konferansına geçti. Bu onun sırf ülkesinde değil tüm kıta ilericilerinin istediği gibi, kıta liderlik rolünü almaya niyetli olduğunun göstergesidir. Lula yalnız Brezilya değil tüm kıta ilericilerinin bir lideri, bir umudu, bir başkanı olarak kabul edilmektedir. Hatta BRİCS ülkeleri kurucuları arasında olduğu düşünülürse o bir dünya lideri olarak düşünülebilir. Seçildikten hemen sonra Ukrayna savaşında arabuluculuk görevini üstleneceği söylentilerinin başlaması bunun göstergesidir.
Lula, çok küçük yaşlarda, kucağında bebek kardeşini taşıyan annesi ile karınlarını doyurabilmek için San Paula’ya göç etmiş çok yoksul bir ailenin çocuğudur. 14 yaşında madenlerde çalışmaya başlar. Sonra sendika başkanı olur. Sendikacılıktan iki dönem devlet başkanlığına, sonra sahte yolsuzluk suçlamaları ile hapislere düşmüş ve 1,5 yıl içeride kaldıktan sonrada şimdi gene devlet başkanı olarak seçilmiştir. 77 yaşında olan Lula çok başarılı, zorlu bir hayat yaşamıştır. Sıradan işçilikten devlet başkanlığına kadar en tepe noktalara yükselmiştir.
İktidarda başarısını ülke ve kıta, hatta dünya koşullarına bağlayanlar vardır. Başkan olduğu 2003 yıllarında kapitalist ekonomiler gelişme döneminde iken çıkarım endüstrisi ülke ekonomisine büyük kazançlar getirdi. Lula da onları dağıtarak 10 milyon insanı yoksulluktan, açlıktan kurtardı. Herkese 3 öğün yemek güvencesi sağladı. Konut projeleri ile çok insana barınma olanakları sağladı. Eğitim ve sağlık gibi sosyal alanları güçlendirdi. Şimdi de aynı şeyleri yapması bekleniyor.
Ama artık ülke ve dünyanın durumu değişiktir. Bolsonaro ülkeyi bir felaket içine soktu. Pandemiyi kötü yöneterek 700 bin kişinin ölmesine sebep oldu. Devletin en büyük gelir kaynağı olan ülke petrolleri, Petrobras’ın birçok yan şirketini özelleştirerek zenginlere peşkeş çekti. 33 milyonun üstünde insan açtır. Çoğu çadırlarda yaşayan 115 milyon insanın yiyecek güvencesi yoktur. Ülkede eskiden var olan yiyecek stoklarını Bolsonaro özelleştirdi. Ailelerin %79’u borç içinde. 108 milyon çalışanın ancak 34,5 milyonu kayıtlı, güvenceli işte çalışıyor, gerisi güvencesiz. (1) Güvenceli çalışan işçilerin de hakları ve ücretleri enflasyon karşısında eridi. Ülke ekonomisi uluslararası finans kurumları kontrolundadır. Ülke ekonomisi derin bir resesyon altında tek bir adam, Bolsonaro tarafından yönetiliyor.
Lula seçimleri kazandığının açıklamasından sonra yaptığı ünlü konuşmada “Halklar benim davamdır ve hayatımın sonuna kadar yaşama nedenim yoksulluğa karşı savaştır.” dedi. 33 milyon açın karnını doyuracak, onlara sosyal rahatlama getirecektir? Peki bunları hangi ekonomik program ile yapacaktır?
Lula Programı
Seçim öncesi Lula 13 maddelik “Yarınların Brezilyası için Mektup” diye bir program imzaladı. En başta 27 eyalet iktidarları ile bir plan belirleyip durdurulmuş işleri yeniden başlatmada bir öncelik belirlenecek. “Ülkemizin software, savunma, telekomunikasyon ve diğer yeni teknolojik sektörlerde güçlenme potansiyeli vardır. Özellikle sağlık, tarım, petrol ve gaz gibi ekonomik endüstrilerdeki rekabet gücü canlandırılmalıdır” dedi. (2)
Bolsonaro’nun yalanlar, nefret, işsizlik, açlık, ölümlerle anılan Brezilyasına karşı kendilerinin kuracağı Brezilya’yı şöyle tanımladı:
“Bizim kuracağımız ise umut, saygı, istihdam, makul ücret, makul emeklilik, herkese hak ve fırsatlar, yaşam, sağlık, eğitim, çevre korunması ile kadınlara, siyah nüfus ve çeşitliliğe saygı; dünya ile bağımsız bir bütünleşme, tabaklarda yemek ve hepsinden önemlisi demokrasiye sarsılmaz bağlılığın olduğu bir umut Brezilyası, herkes için bir Brezilya.” (3)
Bu kurmak istedikleri Brezilya, 13 maddelik program altında madde madde açıklanıyor.
Yatırımlar ile ekonomik kalkınma altında ulusal ve uluslararası işbirliği ile kamu ve özel yatırım desteklenecek, geliştirilecek, iç tüketim pazarı genişletilecek, ticaret, hizmetler, tarım ve endüstri geliştirilecektir. Kamu ve sosyal hizmetler, ekonomik altyapı ve stratejik doğal kaynaklara yatırımlar yapılacaktır. Petrobras gibi büyüme ve teknolojik gelişim sağlayan şirketler ve özellikle kamu bankaları bu yeni dönemde temel rol oynayacaklar. Aynı zamanda da kooperatifleşme, dayanışma ve halk ekonomisi geliştirilecektir. İşsizlik ve güvencesiz işler sorunu iktidar, işverenler ve işçiler arasında üçlü katılımlı tartışmalar ile yeni Emek Yasası çıkarılarak çözülecektir. Rekabeti ve şirketlerin yatırımını garanti altına alarak makul ücretler ve sosyal güvence sağlanacaktır. Zor durumda olan küçük ve orta boy işletmelere düşük faizli krediler sağlanacaktır. Ülke girişimler ülkesi olacaktır.
Bunlar güzel hedeflerdir. Bolsonaro’nun yıkıma götürdüğü ülke ve oluşturduğu korkunç eşitsiz toplum ve tüm hakları ellerinden alınmış halkların tekrar insanca yaşamasının sağlanmasıdır. Lula’dan beklenen de zaten bu idi.
Ancak bu gerçekçi midir? Kapitalist ekonomilerin sıkışmışlığı ve ABD’nin çok kutupluluğa karşı Ukrayna ile başlattığı savaş yalnız Avrupa’da değil tüm Latin Amerika ülkelerinde de ekonomileri zor duruma sokmuştur. Bu ortamda Lula eski Lula gibi gönlünden geçenleri gerçekleştirebilir mi?
Eskisinden farklı olarak şimdi parlamentoda çoğunluğu yoktur. Aynı şekilde ülkenin 27 eyaletinin başkanlarının çoğu kendinden değildir. Bu durumda halkçı, sosyal gelişme ve adaletten yana ekonomik programlarına gerekli olan onların da desteğini alması deveye hendek atlattırmaktan zor olabilir. Bunları nasıl aşacaktır?
Bazı yorumcular Lula’nın, belki de bu zorlukların farkında olarak, eski Lula olmadığını söylüyorlar. Lula ilk başkanlık dönemdeki gibi radikal değildir. Seçimler başlamadan kendisine başkan yardımcısı olarak merkez sağ partiden Geraldo Alckmin’i seçti. Bu da Lula’nın yeni dönemde daha sağ, merkez politikalar izleyeceğinin işareti olarak yorumlanıyor. Alckmin şimdi iktidarı Bolsonaro’dan alma çalışmalarını yürütüyor. Yanında da 33 kişilik bakanlık koltuğuna oturabilecek aday var. Aralarında sağ görüşlü kişiler de bulunuyor. Lula’nın yeni ekonomik programı ve hedefleri daha merkezde olacaktır. Ülke ve kıtanın durumuna bakarak böyle bir sağa kayma tercihi yaptığı söyleniyor. İkinci olarak da, Bolsonaro’nun ekonomi politikalarından rahatsız olan sağ partiden kişiler Lula’yı destekleme kararı aldılar. Son seçimlerde bazı sağ partiler Lula’ya oy verdiler. Sonuçta Lula merkeze doğru sağa kaydı ve sağ da ona doğru biraz sola geldi denilebilir.
Sonuçta Lula parlamento ve eyaletlerde eski gücünün olmadığının bilincinde olarak daha sağa kaymış ve yanına daha sağ güçleri destek olarak almıştır. Ama o zaman da halkların çıkarından tavizler mi verecektir? Haklara verdiği sözleri yerine getirmesi biraz daha uzun dönemli bir politika mı olacaktır?
Lula ve Halklar
33 milyon insanın aç, 115 milyon insanın yoksulluk içinde olduğunu söyleyen ülkenin Topraksız Köylü Hareketi lideri Stedile, halkın 4 yıldır herşeyini kaybettiğine işaret ederek Lula iktidarının acil plan sunmak için az vakti olduğunu söylüyor. İlk 6 ay içinde bu yapılmalı ki halk bir değişiklik olduğunu anlasın diye uyarıyor. İdeolojik tartışmalarla vakit kaybedilmesine halklar dayanamayacaktır, diyor. (4) Eller çabuk tutulmalı, oyalanılmamalıdır. Lula hemen bir şekilde halkların yanına geçmeli, onlardan yana politikaları yürürlüğe sokmalıdır.
Peki, güzel de boş ve dışa borçlu devlet kasası ve yüksek enflasyon ile Lula bunları nasıl yapacaktır?
Yukarıda yazdığımız programındaki çoğu istihdam yaratma, yeni işyerleri açma politikası kısa dönemde halklara beklediklerini veremez. İçinde bulunulan sağ çoğunluklu politik dengede yeni bir Vergi ve Emek Yasası geçirmenin uzun ve zorlu tartışmalara yol açacağı ortadadır. Lula’nın sağ politik partiler ve kişilerle sınırlı bir ittafak içinde olması ne kadar işini kolaylaştıracaktır? Bolsonaro’nun seçim sonrası yaptığı bazı görüşmeler ve söylemleri onun iktidardaki tek adamlığını gibi muhalefette de tek adamlığa oynadığına işaret ediyor. Sağın tüm güçlerini kendi cephesine çekip, çok sıkı bir muhalefet yaparak 2026 seçimlerinde tekrar iktidar olabilme hırsındadır. Seçimlerdeki aşırı sağ, faşizan, şiddet yanlısı, acımasız Bolsonaro şimdi Lula karşısında aynı şeyi muhalefet olarak yapacaktır.
Yukarıda alıntısını yaptığımız Stedile bu çetin durumun farkında olarak, aynı yazıda “halk hareketlerinin iktidarda işlevsel olması gerektiğini” söylediği yazılıyor. Bir şekilde halkların iktidar işleyişine katılması gerekliliğine inanıyor. Böyle düşünen yalnız o değildir. Eski başkan Dilma’nın genel sekreteri Gilberto Carvalho
da benzer düşüncededir.
“Bu durumlarda, iktidar olduğu için kurumsal alanda sorunları çözebileceği gibi yanlış hayallere kapılmadan, dakika değil saniye bile harcamadan, iktidarın gerçek güç olan halklara verilmesi hesaba katılmalıdır… Halklar evlerine dönmemelidirler. Onlar cesaretlendirilmelidirler.” (5)
Lula iktidarda halkları yanına almalıdır. Söylenen budur. Yoksa bu iktidar yapısı içinde Lula’nın programlarını hayata geçirmesi çok uzun süreli olur, halklar dayanamazlar. Hatta belki programlarını uygulaması bile olanaksızdır. Biz bu önerilerden halk iktidarının kurulmasını anlıyoruz. O zaman Lula iktidar olur olmaz sosyalizmi mi ilan edecektir? Seçim öncesinde de Lula kendisi iktidarı sürecinde halk ile birlikte olacağı türünden laflar etmiştir. Ama şimdiki 1.5 milyon oy farkı ile bu güçte olmadığı ortadadır.
Bu kadar radikal olmasa da benzer şeyleri söyleyen başka sol gruplar da vardır. Halk örgütlenmeleri kullanılsın, halk meclisleri kurulsun deniyor. Her gün onları meclis önüne toplamak ve taleplerini dile getirterek baskı olarak kullanmak, halk gücünü dayatmak gibi öneriler, çareler düşünülüp öneriliyor.
Yazımızın başında seçim sürecinde Bolsonaro taraftarlarının neler yaptığını anlattık. O süreçte Lula taraftarlarına ellerinde silahlarla saldırdılar, yaralanmalar, öldürmeler yaşandı. Bolsonaro seçimleri iptal etmeye bahane olarak kullanma planı ile bile bile taraftarlarını silahlandırdı, onları Lula taraftarlarının üstüne saldı. Bu durumda da Lula hep sukünet ve sabır, kışkırtmalara gelmeme uyarısında bulundu. Onun örgütlenmeleri sakin, arka planda kaldılar. Seçim sonuçları açıklandıktan sonra da Bolsonaro’cılar sokaklarda sonuçları kabul etmek istemediler. Lula’yı iktidar yapmamaya ant içmiş gibiydiler. Peki Lula iktidarda iken bu gruplar yok mu olacaklar? Lula taraftarları meclis önlerinde her gün eylem yaparken Bolsonaro’nun onları Lula’cılara karşı kullanmaması düşünülebilir mi? Lula’nın iktidar döneminde halkların böyle meclis önünde baskı eylemleri yapabilecekleri bir durum yok gibi gözüküyor. En azından şimdilik.
Lula’ya iktidar olabilmesi için önce “faşist ejderhaları silahsızlandırması gerektiği” de öneriler arasındadır. (6) Yukarıda anlattığımız yalan dolan, nefret ve silahlar ile donatılmış kesimlerin dağıtılması demektir. İktidarı süresince bu kesimlerin ona rahat vermeyeceği haklı olarak düşünülüyor. Ama böyle bir silahsızlandırma onları dağıtma da kolay, kısa sürede, acil olarak yapılabilecek bir iş değildir.
Bir de orduyu unutmamak gerekir. Onun da milisleri, polisleri vardır. Ordu üst kademeleri her ne kadar Bolsonaro’nın istediği gibi Lula seçimleri kazanırsa darbe yapmaktan kaçınmış olsalar bile Bolsonaro ile bağları vardır. Bir de iktidarı Lula devraldığında da tüm bu gerici gruplar devlet kurumları içinde varlıklarını sürdüreceklerdir. O nedenle “faşist ejderhaları” kısa sürede temizlemek de kolay olmasa gerektir.
Bu konuda Brezilya sosyologlarının daha da derin bir değerlendirmesi var. Onlara göre Brezilya halkında eskiden beri gelen böyle bir şeye körü körüne inanma ve hayatını tehlikeye atma özellikleri vardır. “Milyonlarca insanın demokrasiyi reddedip aşırı sağ kanat sloganlar ile kadınlar, cinsel farklılıklar, siyahiler ve yerli halkların haklarını gasp etme peşinde koşma nedenlerini daha derinden anlamak gerekmektedir.” (7) Kısa sürede Bolsonaro taraftarlarını etkisiz hale getirip demokratik bir ortam yaratıp Lula programlarının gerçekleşmesi epey zor görünüyor.
Peki Lula taraftarlarının hiç mi gücü yoktur. Onlar örgütlü değiller midir? Elbette vardır. Seçimin hemen arkasından sokaklara çıkıp gösteriler yapan, yolları kapatan evangalist ve diğer protestan dinci grupları dağıtıp yolları açmaya Lula taraftarı futbol kulüpleri gitmişler. Bir de baştan beri Lula’cı, hep demokrasi yanlısı olmuş Samba grupları olduğu biliniyor. Bunların 120 bin üyesi varmış. Hatta gelenek olarak şiddete karşı olduklarından seçim sürecinde de faşist saldırılardan korkmadan sokaklardaymışlar. Demokrasiyi sanatla savunma mücadelesi vermişler.
Bu durumda Lula çok zor bir ortamda iktidar olma durumu ile karşı karşıyadır. Hem siyasi hem de eli silahlı, sosyologlara göre her şeye körü körüne inanan, hayatını tehlikeye atma özellikleri olan büyük halk kitleleri içinde halktan yana politikalar yapmanın çetin mücadelesini verecektir. Söylendiği gibi radikal sosyo politik görüşlerden daha sağa kaymış olması büyük olasılıkla bu dengeyi önceden görüp değerlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Sanırız onun en büyük yardımcısı dıştan bulacağı destekler olacaktır. Belki kıta geneli de ekonomik olarak farklı gerilimler içindedir ama en azından oralarda ilerici iktidarlar baştadır. Maddi olamasa bile manevi bir destek, dayanışma içinde olacaklardır. Seçimler öncesinde bunu fazlasıyla gösterdiler. Lula’lanın neler yapacağı yakından izlemeye devam edilmelidir.
Kendisine “Umut peygamberi” “Yükselen İsa” denilen Lula, seçim muharebesini kazandı. Ülkesine, kıtaya bir umut doğdu, “demokrasi geri geliyor” dendi. Şimdi karşısında yaşamını adadığını söylediği halkının karnını doyurma savaşı duruyor. Çok zorlu bir savaş olacak gibi görünüyor. Ama Lula 77 yıldır yoksulluk ve mücadele içinde yetişmiş çetin bir savaşçıdır. Dileriz bunu da kazanmanın yolunu bulur ve Brezilya halkları zafere ulaşırlar. Şansı bol olsun.
Alıntılar:
(1) https://www.pagina12.com.ar/493634-el-brasil-que-deja-bolsonaro-mas-pobreza-empleo-precario-y-v
(2) https://www.resumenlatinoamericano.org/2022/10/28/550967/
(3) ay
(7) https://www.resumenlatinoamericano.org/2022/11/06/brasil-las-hinchadas-contra-bolsonaro/