Ölüm Gemisi Sau Paulo yola çıkıyor

2022 yılı Temmuz ayı boyunca ALCEP tarafından sosyal medya paylaşımları yaparak, imza kampanyaları başlatarak; HDP İzmir milletvekilleri tarafından mecliste soru önergeleri vererek; ekoloji örgütleri, gönüllü akademisyen ve uzmanlarca çeşitli basın kuruluşlarına röportaj vererek; demokrasi güçleri, ekoloji örgütleri, STK ve siyasi partilerin katılımı ile basın açıklamaları yaparak Sau Paulo gemisi hakkında Türkiye’de bir farkındalık yarattık.

Gül Ekici

18 Mart 2021 tarihine kadar Brezilya’da bir limanda atık bir savaş gemisinin varlığından, ihale ile sökülmek üzere ihraç edileceğinden haberdar bile değildik. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi gönüllüsü Aslı Odman hocanın ve EGEÇEP ‘in (Ege Çevre Platformu) sosyal medyadaki paylaşımları ve HDP İzmir mv. Murat Çepni’nin konuyu meclise taşıması ile 600 tona yakın asbestin bulunduğu 1960 yılında Fransa Donanması tarafından imal edilen iki savaş gemisinden biri olan Sau Paulo’nun ; 18 Mart’ta yapılan ihalede tek katılımcı olan SÖK Denizcilik ve Ticaret Limited Şirketi tarafından, Aliağa Gemi Söküm limanında sökmek üzere  satın alındığını öğrendik. Bu ölüm gemisine başka firmaların ilgi göstermemesinin nedeni gemiye ait Tehlikeli Atık Envanterinin olmaması, tehlikeli atıkların sözleşme ve kanunlara uygun bertaraf edilmesi ve mevzuata uygun işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerine harcanacak paranın belirsizliği idi.

Ölüm gemisinin Aliağa Gemi Söküm tesislerine getirileceğini bunu önlemenin yolunun da halkın birlikte, kararlı mücadelesi olduğunu biliyorduk. Başta Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP) olmak üzere İzmir ili ve çevre illerdeki Ekoloji örgütleri, STK ve siyasi partilerin ekoloji komisyonları ile ortaklaşarak yapılan eylemler, basın açıklamaları, imza kampanyaları ile yaklaşık 1 yıldır devam eden bir mücadele örgütledik.

2022 yılı Temmuz ayında, gemiyi Türkiye’ye getirecek olan römorkların Brezilya limanına ulaşmış olması ve limanda kalma izinlerinin de 5 Ağustos’ta sona erecek olması ile bu ölüm gemisi her an limandan ayrılıp yola çıkabilirdi.

Ölüm gemisi Sau Paulo’nun bu adla anılması kirli geçmişini yansıtıyor aslında; Fransa devleti, savaş politikalarının sonucu olarak öldürmek, yok etmek, başka ulusların kaynaklarını istila etmek amacıyla 1960 yıllarında Fransa donanması tersanelerinde, asbestli malzeme kullanılarak, asker işçilere aynı özelliklerde iki gemi imal ettirmiş. Adları Sau Paulo ve Clamenseu. Sau Paulo, imalat sürecinde radyoaktif başlık montajı yapan işçileri radyasyona maruz bırakmış, kanser hastalığına yakalanan işçiler uzun süre, Fransa donanmasına karşı hukuk mücadelesi vermiş. Okyanusta Fransa sömürgesi ülkelerin sularında uzun süre nükleer denemelerde kullanılmış ve 2000 yılında Brezilya donanmasına satılmış. Satılırken Fransa Milli Savunma Bakanlığı sözleşmeye koyduğu ek bir madde ile geminin nerede söküleceğine dair söz sahibi olmuş. Sonuç olarak Sau Paulo, Brezilya donanmasına hizmeti sonrasında ıskartaya çıkarılarak sökülmeyi bekleyen bir çöp gemidir.

İkizi olan Clamenseu ise İspanya’ya satılmış, ömrü dolunca söküme karar verilmiş. Belki o da Türkiye’de sökülecekti ama tehlikeli atıkların Avrupa dışına ihracını yasaklayan Avrupa Birliği mevzuatı ve uluslararası sözleşmeler sayesinden Türkiye karasularından geri dönmüş. Hindistan söküm limanına gönderileceği zaman da, Hindistan halkının ve uluslar arası çevre kuruluşlarının haklı mücadelesinin ve Greenpeace tarafından bağımsız denetleme kurumu Bureau Veritas ‘a hazırlattığı ve geminin %82 sinin incelenerek  oluşturulan Tehlikeli Atık Envanteri sonucunda,  geminin   Hindistan’da sökümü de engellenmiş.   02.02.2006 tarihli 2006-1010 numaralı Tehlikeli Madde Envanterine göre; Clamenseu gemisinde asbest: 760 ton, PCB+PCTS+PPB VB: 165 Ton, ASBEST VE PCB’li toplam bulaş malzeme: 925 tondur.

Sau Paulo ‘nun Clemanseu gemisine benzer bir Tehlikeli Atık Envanteri yok ama bilim insanları, uzmanlar ikizi Clamenseu’daki rapora bakarak ölçmeye çalışıyorlar. GEMİSANDER (Gemi Söküm Sanayicileri Derneği) Çevre Bakanlığından aldığı güçle “şirketin asbest, atom ve radyasyon konularında akredite kuruluşlar aracılığıyla gerekli envanter çalışmalarını yaptığını ve Çevre Bakanlığının da onayladığını, sürecin Basel konvansiyonuna uygun olarak ilerlediğini” söyledi. Geminin ihracatı için gerekli olan Tehlikeli Atık Envanteri için geminin sadece %12’sinin tespite dahil olduğunu uzmanların ve uluslararası çevre kuruluşlarının açıklamalarından biliyoruz.

2022 yılı Temmuz ayı boyunca ALCEP tarafından sosyal medya paylaşımları yaparak, imza kampanyaları başlatarak; HDP İzmir milletvekilleri tarafından mecliste soru önergeleri vererek; ekoloji örgütleri, gönüllü akademisyen ve uzmanlarca çeşitli basın kuruluşlarına röportaj vererek; demokrasi güçleri, ekoloji örgütleri, STK ve siyasi partilerin katılımı ile basın açıklamaları yaparak Sau Paulo gemisi hakkında Türkiye’de bir farkındalık yarattık.

Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu  bileşenleri de bu süreci daha da etkili kılmak için,6 Ağustos tarihinde miting yapma kararı aldı. Miting katılımını genişletmek için İzmir’ deki dernekler, odalar, konseyler ve bazı ekoloji örgütlerinin de önerisi ile  mitinge 1 hafta kala  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in programına uygun bir tarih bulabilmek ve daha güçlü ve etkili bir miting yapabilmek için  hem tarihi ötelediler hem de İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda  yapılsın dediler.  Nihayetinde geminin de her an yola çıkabilir olmasının baskısı ile mitingin 4 Ağustos tarihinde ve  yine İzmir’de olması ortak görüş olarak ortaya çıkmıştı.  Aliağa Demokrasi Platformu’nun büyük çabaları ile miting yeri Aliağa olarak kabul edildi. İzmir’den İBB tarafından hazırlanan otobüsler ile halkın Aliağa miting alanına ulaşımı ücretsiz sağlanacaktı. Miting planlamasında, tüm örgütler, STK’lar, siyasi partilerin kitlesel olarak kendi rengi, pankartı ve bayrağı ile katılımının çoğulcu, özgürlükçü; kitlesel katılım sunan siyasi parti temsilcilerine eşit söz hakkının sunulması ile de demokratik bir eksende, bir arada mücadeleyi örme bakımından değerliydi.

4 Ağustos günü saat 18.00 da Petrol-İş sendikası önünde Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde İzmir’deki ekoloji örgütleri, STK’lar, sendikalar, dernekler ve siyasi partiler kortejde yerini aldı.  HDP olarak pankartımız ve renklerimiz ile kitlesel olarak oradaydık. EMEP, SOL Parti, TKH, TÖP veTİP de kitlesi ve renkleri ile kortejde yerini aldı. CHP korteje katılmadı. İBB Başkanı Tunç Soyer ve CHP Başkan Yrd. Ali Öztunç mitinge konuşmacı olarak gelecekti, gelmedi. Aliağa’da miting yapılmasını başından beri uygun bulmayanlar, siyasi kimlik ve renkler ile katılım sağlanmasını da uygun bulmadılar. Emek sömürüsü, işçi sağlığı ve güvenliği, ekolojik yıkım ve  halkın sağlığı mücadelesinde  politika üretmeyen ,tabanına ulaşıp da mücadelenin içine katamayan düzen partileri kimlikler ve renkler ile katılımda bu yoksunluğun görünür hale gelmesine tahammül edemediler.

Vahşi kapitalizm bir yandan sonlu doğal kaynaklarını talan ederken, bir yandan da çöpü, hurdayı yeniden dönüşüm ile kendine yeni kaynak yaratmanın ucuz yoluna gider. Ucuz iş gücüne dayanan, iş güvenliğinin olmadığı, çevre kanunlarının hiçe sayıldığı, halkın sağlığının önemsenmediği, hukukun geçersiz olduğu her yer onun yeni sömürgesidir artık. Düzenin siyasi partileri ve onların seçilmişleri ile kurdukları çıkar ilişkileri, düzen partilerinin, emek ve ekoloji mücadelesinde halkla beraber değil egemenlerin ve sermayenin çıkarları doğrultusunda hizmet etmeyi kendilerine ilk görev olarak belirledikleri için, halkın haklı mücadeleleri karşında dayanışma göstermemek için, mücadeleye destek olmamak için, karşısına çıkıp söz kurmamak için çeşitli bahaneler de üretebilirler.

Sonuç olarak, HDP’nin Özgürlük, Demokrasi, Ekoloji, Kadın ve Emek mücadelesindeki samimiyeti Aliağa ve İzmir ölçeğinde ortaya çıkmıştır. Ortak yaşam politikamızda ısrarcı olmaya, mücadele hattını hep birlikte kurmaya, dayanışmayla 3. Yol’umuzu büyütmeye devam edeceğiz.