Cargill gerçekleri…
Halkımız bilsin ki, bu güya iyilikler halkla ilişkiler çalışmasıdır. Cargill’e haklı olarak gösterilen tepkiyi susturma ve halkın ağızına bir parmak bal çalma girişimidir. Cargill yeraltı sularını bedavaya kullanmaktadır. Hiç kimse bundan bahsetmemektedir.
Mesut Demir “bursadabugun” internet gazetesinde, 27 Nisan 2022 tarihinde “Cargill’i anlamadık mı, anlatamadılar mı?” başlıklı bir haber yayınlanmış. Yıllardır anlatılamayan, Bursa’dan yakın olduğu kadar uzak olan Cargill’i en yetkili ağızdan dinlemişler. Ben de yıllardır, Cargill davalarıyla uğraşın bir avukat olarak, bu anlatılanların bir kısmına yanıt verme gereğini duydum.
Öncelikle belirtelim ki, AİHM’nin Bursa Barosu Başkanlığı ve diğerleri v. Turkiye (Başvuru no.. 25680/05) kararı, Cargill sürecinin tümünün hukuka aykırı olarak gerçekleştiğini apaçık ortaya koymuştur.
“Cargill, insanları kanser mi yapıyor?”
Yüksek fruktoz içeren mısır şurubu (High-fructose corn syrup-HFCS) pek çok hazır gıdada ve meşrubatta kullanılıyor.
Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatma Akar’ın liderliğinde yürütülen bir fare deneyi çalışmasında, yüksek fruktoz içeren mısır şurubunun kan damarları için zararlı olduğu ortaya çıktı. Çalışma Food and Chemical Toxicology dergisinin 28 Mart 2012 tarihli sayısında yayımlandı.
HFCS tüketiminin serumda trigliseridi, VLDL’yi, insülin düzeyini ve tansiyonu arttırdığı saptandı. Sonuç olarak HFCS’nin damar koruyucu faktörleri azaltarak damarlarda fonksiyon bozukluklarına neden olduğu ve resveratrolün HFCS tüketiminin zararlı etkilerine karşı koruyucu bir rol oynadığı anlaşıldı. (Kaynak: 27.04.2012 tarihli haftalık Cumhuriyet Bilim Teknoloji Gazetesi haberidir.)
“Cargill Bursa olarak İznik Gölü’nden 1 gram su kullanmıyoruz. Onlar İznik Gölü’nden su kullanıyor ama biz arazimizde bulunan kuyulardan kullanıyoruz…”
Evet, Cargill doğrudan İznik Gölü’nden su çekmiyor. Fakat bilirkişi raporlarına göre, İznik Gölü havzasından günlük toplam 4860 m3 su çekilebilecektir, bu rakam yılda 1.750.000m3’e karşılık geliyor. Bu çekim, İznik Gölü havzasında yer altı sularının akım yönü göle doğru olduğu için, havzayı ve dolayısıyla gölü de etkiliyor.
Küresel iklim krizi nedeniyle, yüzey suları hızla kirlenir ve azalırken, yer altı sularının stratejik olarak değeri daha da artıyor. Yer altı suları stratejik sulardır; bu sular yüzey sularına göre kirletilmesi daha zor sulardır, daha temizdir, buharlaşma çok daha azdır. Ama bu kirlenmeyecekleri anlamına da gelmemektedir. Akiferin özelliğine göre yaşlı sular da olmaları mümkündür. Mineral bakımından zengindirler. Küresel ısınma sonucu, olası bir iklimsel anomalide yüzey suları donup; kullanılmaz hale gelebilir. Böyle bir durumda yeraltı suları yaşamsal derecede önem kazanır.
Karst akiferleri, miktar ve kalite açısından değerli su kaynaklarıdır, dolayısıyla koruma ve akılcı yönetimi su beslemesini sürdürmek için çok önemlidir, mısır fruktozu gibi, sağlığa zararlı bir ürünün üretilmesinde kullanılmaması gerekir.
Gerek sosyal sorumluluk, gerekse yeşil Bursa için birçok çalışma yaptıklarını anlatıp; Cargill İlköğretim Okulu ve Cargill Sağlık Ocağından bahsetmişler. Halkımız bilsin ki, bu güya iyilikler halkla ilişkiler çalışmasıdır. Cargill’e haklı olarak gösterilen tepkiyi susturma ve halkın ağızına bir parmak bal çalma girişimidir. Cargill yeraltı sularını bedavaya kullanmaktadır. Hiç kimse bundan bahsetmemektedir.
Mısır en çok su tüketen bitkilerden biridir, pancar da ona yakın su tüketse de, pancar şekeri üretiminin katma değeri mısır fruktozundan çok daha fazladır. Dolayısıyla toplumsal yarar mısır değil, pancar üretimindedir.
“Şeker pancarı ekonomik değerinin yanında istihdam ve tarımsal üretimde devamlılığı destekler. (https://arastirma.tarimorman.gov.tr)
• Bir dekar şeker pancarı üretimi yaklaşık 10 işgücü istihdam sağlamaktadır.
• Kendinden sonra ekilen hububatta %20 verim artışı sağlamaktadır.
• Yaklaşık 350 bin çiftçi ailesi, 300 bin hektar üzerinde bir alanda şeker pancarı yetiştirmektedir.
• Bir dekarının fotosentez yoluyla havaya verdiği oksijen, 6 kişinin bir yılda tükettiği oksijene eşdeğer olup, 1 dekarlık orman alanından 3 kat daha fazla oksijen üretmektedir.
• Şeker pancarı tarıma dayalı sanayide önemli bir rol oynayarak katma değer yaratmaktadır.
• Şeker pancarı endüstriyel bir bitkidir. Endüstri bitkileri içinde sağladığı katma değer bakımından 2. sırada yer almaktadır.
• Şeker pancarının işlenmesi sonucu oluşan melas ve küspe hayvan yemi olarak kullanılmakta olup, ispirto üretimi ve içki sanayinin önemli bir hammaddesidir (Eştürk,2018).”
Millete ait egemenliğin bir parçasını oluşturan yargı yetkisi bağımsız Türk Mahkemelerine aittir. Üzülerek belirtmek gerekir ki, Türk idari makamları, Cargill sürecinde onlarca yargı kararını uygulamayarak, her defasında yaptıkları yeni işlemlerle mahkeme kararlarını geçersiz kılmış ve Türk Milleti’ne ait egemenlik yetkisini çiğnemişlerdir. Bu sürecin tamamı eylemli Anayasa ihlalleri ile doludur.