Nafile uğraşlar, harika muhalefet

Sindirilmek, yalnızlaştırılmak istenen HDP’ye toplumsal ve siyasal muhalefetin açıktan sahip çıkması, yapacağı ittifakları topluma deklere edecek cüreti sergilemesi gerekmektedir.

Son dönemde yaşananlar gerçekten akıl almaz noktaya doğru gidiyor. İktidarını kaybetme telaşı ile hareket eden Erdoğan, almış olduğu kararlar ve yapmış olduğu konuşmalarla akıl sağlığını yitirmişçesine davranışlar sergiliyor.

Erdoğan ve Biden görüşmesi uzun bir süre gündemde kaldı. Görüşme öncesinde, sorunların çözümü konusunda fazlasıyla beklenti yaratan Erdoğan, istediği sonucu alamadı. Biriken sorunların çoğu komisyona havale edildi. Gazetecilerin “Ermeni soykırımını gündemleştirdiniz mi?” sorusunu “Hamd olsun ki gündem olmadı” diyerek geçiştirdi.

Biden ve Erdoğan görüşmesi öncesi AKP hükümeti, müteahhitlik yaptığı Libya’ya ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin amacı, Libya’da işlerin yolunda gittiği görüntüsünü verme ve dış pazarda daha fazla göreve talip olduğuna dair dikkatleri üzerine çekmek idi. Bu “çabaların” sonuç yarattığına dair hiçbir gelişme bulunmuyor.

NATO toplantısından da elde kalan, herkesin çekildiği Afganistan bataklığı oldu. Kabil havalimanının güvenliğini Türkiye üstlendi. Havalimanının güvenlik açısında saldırılara açık olan bir yer olduğunun notunu düşmek gerekir. Türkiye’nin Afganistan’da varlığı kültürel yakınlığın çok çok ötesindedir. Emperyal arzular ve emperyalizmin jandarmalığına soyunma niyeti ile bu karar alınmıştır. Bu duruma tepki gösteren, Afganistan’da önemli bir güç olan Taliban önümüzdeki günler ne gibi adımlar atacak hep birlikte göreceğiz. Sonuç olarak bağımlı olduğu Batı ile ilişkilerini düzeltme arayışındaki Erdoğan, NATO’ya olan bağlılığını sürdürmesinin bir tür göstergesi olarak kendisine “armağan” edilen Afganistan bataklığına talip oldu.

Erdoğan açısından dış politikada başarı hanesine yazılabilecek pek bir şey kalmamış görünüyor. İç politikada ise korku iklimi yaratarak, muhalefete böl-parçala uygulayarak, HDP’yi yalnızlaştırarak bekasını güvence altına almak istiyor.  Bu çok bilinmedik bir taktik değil.

Kendisini güçlü göstermek, çekim merkezi oluşturmak ve toplum üzerinde tahakküm kurmak için kapsamlı bir hazırlık içerisinde. Erdoğan ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı kaos stratejisi izleyerek kitleleri karşı karşıya getirmekten kaçınmayacaktır. İzmir HDP İl Binası’na yapılan saldırı buna tekabül ediyor. İktidarın kendi yasalarını bile tanımayacağı, yıllar önce adını koydukları “çökertme” politikası ile ömrünü uzatmaya çalışacağı artık tescillenmiş oldu.

Korkak bir toplum, paniğe kapılmış, güçlü lider arayışına giren, her türlü manipülasyona ve yönlendirmeye açık bir toplum yaratılmak isteniyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun linç kültürüne maruz bırakılması, İkizdere’de Meral Akşener’in provokatif saldırılara uğramasının ardından Erdoğan’ın “Daha neler olacak, neler. Bunlar iyi günler” diyerek HDP’nin basılmasının ve Deniz Poyraz’ın katledilmesinin zeminini hazırladığını görmüş olduk. HDP’nin kapatılması davasının da neredeyse eşzamanlı olarak gündeme getirilmiş olması, bu neler olacak neler konusunda uygulamaya konacak politikaların bir diğer kısmına dair ipuçlarını gösterdi. Gidişi yaklaştıkça ülkeyi büyük felaketlere sürükleyeceği neredeyse bütün muhalif kesimler tarafından dillendiriliyor.

Fakat bu senaryolar artık tutmamalı. Halklar, demokrasi güçleri yaratılmak istenen korku iklimini 7 Haziran vb. süreçlerden çıkarılan derslerle, mücadeleyi ve direnişi büyüterek boşa çıkarmalıdır.

Özellikle sokakta mücadele ile seçimler arasında diyalektik bir bağ kurulması bugünün en önemli ihtiyacıdır. Tek adamın gidişini sadece seçimlerde alınacak oya bağlamak geleceği kurtarmaktan uzak bir yaklaşım olur. Seçimler elbette önemli, fakat tek başına değil.

Bugün artık demokrasiden yana olan kesimlerin cesaretli olması zorunluluktur. Sindirilmek, yalnızlaştırılmak istenen HDP’ye toplumsal ve siyasal muhalefetin açıktan sahip çıkması, yapacağı ittifakları topluma deklere edecek cüreti sergilemesi gerekmektedir. Aksi takdirde yaşanacaklar 7 Haziran ve 1 Kasım sürecinin çok çok üzerinde olacaktır.