AİHM’in Demirtaş hakkındaki nihai kararı: “Derhal tahliye edilmelidir”
AİHM, Demirtaş’ın tutukluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin beş maddesini ihlal ettiğine ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmetti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, HDP’nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin nihai kararını açıkladı.
AİHM, Demirtaş’ın tutukluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin beş maddesini ihlal ettiğine ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmetti.
Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesi gereği, Türkiye’nin AİHM kararlarını yerine getirme yükümlülüğünü hatırlatarak, karar yerine getirilmediği sürece Demirtaş’ın haklarının “sürekli ihlal” edilmiş sayılacağı uyarısında bulundu.
Karar gereği Türkiye hükümeti, Demirtaş’a 3 bin 500 euro maddi ve 25 bin euro da manevi tazminat ödeyecek; ayrıca 31 bin 900 euro mahkeme masrafını karşılayacak.
Karar sonrası HDP Genel Merkezi sosyal medya hesaplarından “AİHM Büyük Dairesi’nin kararıyla demokratik siyasete yönelik kumpas çökmüş, alınan siyasi kararlar hükümsüz hale gelmiştir. Demirtaş başta olmak üzere derhal rehin tutulan bütün siyasetçilerimiz serbest kalmalıdır.” açıklaması gerçekleştirildi.
Demirtaş’ın avukatları: “AİHM tarihinin en ağır ihlal kararlarından biri olan bu karar doğrultusunda müvekkilimiz derhal serbest bırakılmalı”
İnsan Hakları Hukukçusu ve Demirtaş’ın avukatlarından Benan Molu, Twitter hesabından paylaştığı bir tweet serisinde AİHM’in Demirtaş kararıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Bu kararla, müvekkilimiz hakkındaki bütün suçlamalar boşa çıkmış, müvekkilin 4 yıldır siyasi sebeplere bağlı rehin tutulduğu tescil edilmiştir.
“2018 tarihli ilk kararından sonra ileri sürülen ‘karar kesin değil’ bahanesi ortadan kalkmıştır. Bu karar, kesin ve bağlayıcıdır. Türkiye yargısının, ‘karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz’ anlayışına kapılmadan Demirtaş’ı derhal serbest bırakması gerekmektedir.”
Ayrıca Selahattin Demirtaş’ın avukatları yaptıkları yazılı açıklamada karara dair şunları söyledi:
“AİHM Büyük Dairesi, 22 Aralık 2020 tarihli kararıyla 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan müvekkilimiz Sn. Selahattin Demirtaş’ın muhalif bir siyasetçi olarak siyasi amaçlarla ve hukuka aykırı bir şekilde tutuklandığına karar vermiş ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını talep etmiştir.
- Büyük Daire, dokunulmazlıkları kaldıran Anayasa değişikliğinin öngörülebilir olmadığını, Meclis kararı olmadan bir milletvekilinin tutuklanamayacağına dair hükmün bu davada uygulanmadığını, meclis içerisinde ve dışarısında yaptığı konuşmalar nedeniyle ifade özgürlüğünün ve milletvekili olarak faaliyet yürütememesi nedeniyle serbest seçim hakkının ihlal edildiğini tespit etmiştir.
- Bilindiği üzere, AİHM, 20 Kasım 2018 tarihli ilk kararında Sn. Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar vermiş ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” açıklamasının ardından bu karar uygulanmamıştır.
- Büyük Daire, 20 Eylül 2019 tarihli ikinci tutuklamanın, Demirtaş’ın 4 Kasım 2016 tarihli ilk tutukluluğunun devamı niteliğinde olduğunu vurgulayarak hala bu nedenle tutuklu olan (ikinci tutukluluk) Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmetmiştir.
- Sadece Türkiye için değil Avrupa Konseyi üyesi tüm devletler açısından pek çok ilki barındıran ve AİHM tarihinin en ağır ihlal kararlarından biri olan bu karar doğrultusunda müvekkilimizin derhal serbest bırakılması ve beraat etmesi gerekmektedir.
- Hükümeti, AİHS’nin 46. maddesi uyarınca kesin ve bağlayıcı olan bu kararın gereklerini ivedilikle yerine getirmeye çağırıyoruz.”
Demirtaş: “Bu karar beni mutlu etmemiştir, çünkü faturayı 83 milyon ödüyor”
Edirne Cezaevi’nde tutuklu yargılanan Demirtaş, kararın ardından Twitter’da yaptığı paylaşımda “AKP hükümetini Almanya’dan bir hukukçu temsil ederken beni tümüyle Türkiyeli bir heyet savundu” ifadelerini kullandı:
“Kesin olan şudur ki, altı yıldır benim ve arkadaşlarım hakkında yürütülen sözde yargı faaliyetlerinin tamamının siyasi amaçlı olduğu, hukuki olmadığı, bizim suçsuz olduğumuz, bizi içeri atanların ise bize karşı siyasi kumpas kuracak kadar ağır suçlar işledikleri kesinleşmiş oldu.
“Bu karar, Türkiye’de hukuk ve adalet sisteminin bizzat Hükümet eliyle çökertildiğinin de tescilidir. Dört yıldır hukuk dışı bir şekilde siyasi rehine olarak içeride tutulmama rağmen bu karar beni sevindirmemiş, mutlu etmemiştir. Aksine üzgünüm. Çünkü ortadan kaldırılan demokrasinin, yok edilen hukukun ve adaletin faturasını sadece ben ödemiyorum, 83 milyon yurttaşımız en ağır şekilde ödüyor.”
Karar sonrası sosyal medyada #DemirtaşİçinÖzgürlük kampanyası kısa sürede Twitter’da Trend Topic oldu.