Feministler Dilovası’nda: “Bu bir iş kazası değil, katliam”
Feministler, Ravive Kozmetik’te altı kadın işçinin hayatını kaybettiği patlamanın ardından Dilovası’nda incelemelerde bulunarak bölgedeki denetimsizlik ve kadın işçilerin maruz bırakıldığı ağır koşulları raporlaştırdı.

Kocaeli Ravive Kozmetik’te 8 Kasım’da yaşanan patlamada hayatını kaybeden altısı kadın yedi işçinin ardından, feministler 16 Kasım’da Dilovası’na giderek hem patlamanın yaşandığı işyerini inceledi hem de yaşamını yitiren kadın işçilerin ailelerini ziyaret etti. Ziyaret sonrası hazırlanan raporda bölgedeki denetimsizlik, kadın işçilerin maruz bırakıldığı ağır çalışma koşulları ve sistematik güvencesizlik ayrıntılarıyla ortaya kondu.
“Mahalleler sanayi depolarının arasında sıkışmış durumda”
Raporda, patlamanın gerçekleştiği yapının resmî kayıtlarda “depo” olarak geçtiği ancak gerçekte tehlikeli kimyasallar kullanılarak üretim ve dolum yapılan bir atölyeye dönüştürüldüğü vurgulandı. Binada yangın merdiveni ve söndürme sisteminin bulunmadığı, çıkış kapısının çoğu zaman kapalı tutulduğu ve yanıcı maddelerin gelişi güzel istiflendiği belirtildi.
Kadınlar, görüşmeler sırasında mahalle sakinlerinin de uzun süredir keskin kokular nedeniyle şikâyetçi olduklarını, belediye ve CİMER’e yapılan başvurulara rağmen fabrikanın faaliyetine devam ettiğini aktardı.
“Kadınlar ve kız çocukları sigortasız, güvencesiz ve ağır şartlarda çalıştırılıyordu”
Ziyarette konuşulan işçi yakınlarının ifadelerine göre Ravive Kozmetik’te çalışan kadınların büyük bölümü sigortasız, günlük 500 ila 700 lira arası yevmiye ile, tamamen güvencesiz biçimde çalıştırılıyordu. İşçilerin kendi imkânlarıyla maske, yara bandı, terlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kaldıkları; kimyasal maddeleri koruyucu ekipman olmadan soludukları ortaya çıktı.
Rapor, 13-14 yaşındaki kız çocuklarının da işe alındığını, denetim geldiğinde saklanmaya zorlandıklarını ve çalışma karşılığında ücret kesintileri yaşadıklarını belgeliyor. Ayrıca patronun kız çocuklarına yönelik fiziksel şiddet uyguladığına dair tanıklıklar da paylaşıldı.
“Bu sorumluluk yalnız bir şirketin değil; devlet denetimsizliği bu ölümleri mümkün kıldı”
Raporda patlamanın münferit bir “iş kazası” olarak değil, yoksulluk, güvencesizlik ve devletin denetim mekanizmalarındaki ağır ihmallerin birleşimiyle gerçekleşmiş bir ‘katliam’ olduğu vurgulandı. Rapor, hem Ravive Kozmetik’in sahiplerinin hem fason üretim veren büyük markaların hem de bölgeyi denetlemekle yükümlü kamu kurumlarının sorumluluğunun altını çiziyor.
“Kadın emeğinin sistematik sömürüsü görünür kılınmalı”
Son olarak Dilovası’ndaki durumun Türkiye genelindeki kadın istihdam politikasının çarpıcı bir özeti olduğu belirtildi. Kadınların ev içi emeği nedeniyle güvenceli işlere erişemediği, güvenli olduğu düşünülen atölyelerde ucuz işgücü olarak çalışmaya mecbur bırakıldığı ifade edildi.
Raporun sonuç kısmında “Bu katliamda sorumluluğu bulunan tüm kurumlar hesap vermeli. Kadın işçilerin haklarını savunmak, güvenceli çalışma koşulları için feminist ve toplumsal dayanışma ağlarını büyütmeliyiz” çağrısı yer aldı: