Sınıfın sarı sendikalardan kopuşuna doğru: “Beltur deneyimi”

4. Vardiya İşçi Dayanışması’nın mektubu: Sınıf, sarı sendikalardan koparak yüzünü mücadeleci sendikalara çeviriyor. Bu konuda örnekler giderek çoğalıyor.

İşçi sınıfının yakın tarihinde öne çıkan olgu örgütsüzlük. Zaman zaman kıpırdayan, çıkış arayan sınıf, esas olarak örgütsüzlük duvarına çarpıp geri çekiliyor. Bu tabloda sendikalaşma oranı da son derece düşük. Kayıtlı işçilerin yüzde 85’i sendikalı değil. Kayıt dışı çalışanları hesaba kattığımızda durum daha da beter. Sendikalı olan işyerlerinde çıkış arayan işçilerin çarptığı bir duvar da uzlaşmacı-bürokratik sendikalar.

Sosyal ve ekonomik yıkım derinleştikçe ve geçim derdi katlanılmaz bir hâl aldıkça, işçi sınıfının çıkış arayışları da ivme kazanıyor. Sendikalı işyerlerinde sarı sendikalar duvarı aşılmaya çalışılıyor. Sınıf, sarı sendikalardan koparak yüzünü mücadeleci sendikalara çeviriyor. Bu konuda örnekler giderek çoğalıyor. İBB’ye bağlı Beltur A.Ş.’de yaşanan süreç de bu örneklerden birisi.

1997 yılında faaliyete başlayan Beltur işletmesine ilk olarak Hak-İş’e bağlı OLEYİS sendikası 2019 yılında girmiş. Bir sonraki toplu iş sözleşmesi dönemindeyse işçiler Türk-İş’e bağlı TOLEYİS’e geçmiş. Kısacası 27 yıllık işletme tarihinde yalnızca son beş yılda işçiler sendikalı olarak çalışmış. Ayrıca bir not daha düşelim; işçilerin çoğunluğu 10 yılı aşkın süredir çalışıyor ve Beltur tarihinde tek bir hak arama eylemi yok. Dolayısıyla işçilerin örgütlenme ve mücadele bilinci çok zayıf.

2024 yılı başlarında Beltur’daki işçiler hakları için mücadele edecek bir sendika arayışına giriyor. Mart ayında DİSK’e bağlı Dev Turizm-İş Sendikası’yla iletişim kuruyor ve birkaçı Dev Turizm-İş’e üye oluyor. Dev Turizm-İş’in toplu iş sözleşme yetkisi yok. İşçiler buna rağmen işyerlerindeki yetkili sendikadan istifa edip yetkisiz bir sendikaya yöneliyor. Dev Turizm-İş’in Beltur’a ilk adımını atışı böyle yaşanıyor.

Beltur özelindeki bu yönelişin birkaç nedeni var. Temel neden geçim derdi. Beltur işçileri, İBB içerisindeki diğer iştirak şirketleri arasında en düşük ücreti alıyor. Her ücret yatışında İBB içerisindeki DİSK üyesi işçilerle (Genel-İş, Enerji-Sen, BTO-Sen) kendi bordrolarını yan yana koyup kıyaslıyor. Bu farkı yaratan faktörün, DİSK’e bağlı sendikaların mücadeleleri olduğunu gözlemliyor. Bordrolarının yanı sıra kendi sendikaları TOLEYİS’le bu sendikaları kıyaslıyor. DİSK’e yöneliş eğilimi buradan güç kazanıyor.

TOLEYİS, bu iş kolundaki toplu sözleşme yetkisi olan tek sendika. İşçiler bunu biliyor. Dev Turizm-İş “yetkiyi alacak çoğunluğa ulaşmadan ikinci bir sendika olarak var olma” taktiğiyle Beltur’da örgütlenme çalışmasını başlatıyor. Amaç, mücadeleyle Beltur işçilerinin sesini duyurmak, sorunlarını görünür kılmak, TİS masasına oturulmasa da bunun dışında çeşitli haklar kazanmak. Bu şekilde TOLEYİS’in tekel durumunu kırmak, işçileri sarı sendikaya mahkûm etmemek.

Dev Turizm-İş yaklaşık 4-5 ay sayısı 80’i aşan tüm Beltur tesislerini geziyor, taktiklerinin kavratılmasına yönelik işçilerle görüşmeler yapıyor. Temmuz ayında üyelikler başlatılıyor. Beltur işçilerinin sarı sendikaya öfkesi yoğun, DİSK’in mücadeleciliğine güvenleri yüksek. Buna rağmen ilk başlarda üyelik konusunda çekingen davranılıyor. Bu çekingenlikte, sarı sendikanın “DİSK işveren tarafından muhatap alınmaz, yetkisiz sendikaya giderseniz hak kayıpları yaşarsınız” manipülasyonları etkili oluyor. Öncü işçilerin kararlı duruşuyla bir süre sonra bu korku eşiği aşılıyor ve üyelikler artıyor.

Üyeliklerle birlikte işçilerin sorunlarına yönelik çalışmalar başlatılıyor. İstanbul’un çok sayıda merkezî noktasına pankartlar asılıyor. Pankart sloganı Beltur işçilerinden geliyor. Tesisler dolaşılırken işçilerin kendi durumlarını anlatmak için ifade ettikleri “tükendik” sözü, pankarta yazılacak slogan olarak belirleniyor. “Beltur İşçisi Tükendi!” yazılı pankartlarla Beltur işçilerinin sesleri İBB yönetimine ve İstanbul halkına duyuruluyor.

13 Ağustos’ta Hidiv Kasrı’nda bulunan Beltur Genel Müdürlüğü önünde “Acil Ek Zam” talebiyle eylem gerçekleştiriliyor. 27 yıllık Beltur tarihinde ilk kez bir sendika, işçilerin hakları için eylem yapmış oluyor. Dolayısıyla eylem, işçiler üzerinde ve Beltur yönetiminde büyük etki yaratıyor.

İşçilerin çalışma hayatında yaşadıkları sorunları tespit etmek üzere bir anket çalışması yapılıyor. Ankette de tahmin edileceği üzere en öne çıkan sorun geçim derdi olarak ifade ediliyor. Anket sonucu rapor hâline getirilerek İBB ve Beltur yönetimleriyle yapılan görüşmede yöneticilere sunuluyor. Yöneticilerle farklı zamanlarda da görüşmeler gerçekleştiriliyor. 

25 Eylül’de DİSK’in çağrısıyla Saraçhane’de gerçekleşen buluşmaya Beltur işçileri de “Beltur İşçisi Tükendi! İnsanca Yaşayacak Ücret İstiyoruz!” pankartıyla katılıyor. Bu eylem, onların Saraçhane’ye hakları için ilk gidişleri oluyor.

“Ek zam” konusunda adım atılmaması nedeniyle 8 Ekim’de Beltur Genel Müdürlüğü önünde 24 saatlik nöbet eylemi gerçekleştiriliyor. Çok sayıda tesisten yaklaşık 100 işçinin katıldığı eylem, işçilerin özgüvenini büyütüyor.

Beltur işçilerinin sesi, afişlerle, duvar yazılarıyla yine İstanbul sokaklarına taşınıyor. 6 Aralık günü Saraçhane’de İBB binasının tam karşısında bulunan tarihî Bozdoğan Kemeri’ne “Beltur işçisi tükendi, ülkedeki milyonlar gibi… İnsanca yaşanacak ücret!” yazılı büyük bir pankart asılıyor.

Gelinen aşamada işçilerin özneleştiği, karar alma süreçlerine aktif dahil olabildiği bir sendikal yapı inşa edilmiş durumda. Bu süreç, işçilerin seçtiği temsilcilerden oluşan “Bölge Temsilciler Komiteleri” ve “Temsilciler Kurulu” üzerinden yürütülüyor.

İşçilerin “insanca yaşanacak ücret için Acil Ek Zam!” mücadelesi sürüyor. “İşler tersine döndü; TOLEYİS mi yetkili Dev Turizm-İş mi?” sözleri Beltur’da bolca işitiliyor. Barajlar, işçilerin kafasında mücadeleyle aşılıyor.