Pekin Moskova görüşmesi
Önceki gün gerçekleşen Çin’in Rusya ziyareti bir yıldır olanların bir değerlendirmesi ve önemli konularda görüş birliğinin olduğunun kanıtlanması oldu. Çin’in Rusya Ukrayna savaşını Moskova’nın kavramlarıyla ele alması, savaş dememesi, aynı zamanda barış için arabuluculuk yapabileceğini açıklaması savaşın ikinci yılının yeni gelişmelere gebe olabileceğini gösteriyor.
Batı dünyası yeni bir finansal krizle uğraşırken kutbun öbür ucunda önemli gelişmeler yaşanıyor. Çin, İran ve Suudi Arabistan arasında bir uzlaşmaya aracılık ettikten sonra devlet başkanı Xi Jinping hemen ardından Moskova’yı ziyaret etti. Olanlar Rusya Ukrayna savaşından beri yaşanan en önemli gelişmeler olarak değerlendirilebilir.
Bir yıl önce savaş başladığında hemen ardından gelen aylarda Washington merkezli propaganda merkezleri dünyada tam da istedikleri gibi bir tablo çizmişlerdi. Rusya lanetlenmiş, bütün Batı dünyası “tek vücut” olarak davranmış, Putin’in hesapları kısa sürede bozulmuştu. Aradan bir yıl geçtikten sonra tabloya baktığımızda oldukça farklı bir görünüm ortaya çıkıyor.
Savaşın uzamasından Rusya’nın yıkımını uman Batı dünyası çok farklı gelişmelerle karşı karşıya… Ukrayna’ya silah desteği gittikçe sıkıntılı bir hale gelmektedir. Avrupa ülkelerinin silah depoları boşalırken, en son tank sevkiyatında bütün zaafları gözler önüne serildi. ABD, Abraham tanklarını ancak bir yıl sonra yollayabilecek; Fransa da yakın zamanda tank gönderemiyor; Almanya ise depolarında yeterince çalışır vaziyette tank olmadığını açıkladı. Ayrıca enerji çok pahalandı, Avrupa Rusya gazını başka ülkeler aracılığıyla alıyor.
Öte yandan ABD’nin baskılarına rağmen Almanya ve Hollanda “Çin karşıtı” bir politika izlemeyeceklerini ilan ettiler. Savaş uzadıkça bu kez Batı’nın “hesap hataları” su yüzüne çıkmaya başlıyor. ABD, savaşla hem Rusya’yı dize getireceğini hem de Çin’i bir biçimde kuşatabileceğini hesaplamıştı. İkide bir Rusya’ya Çin’in silah yardımı yaptığı yönündeki açıklamalarıyla Washington Pekin’i hatalı bir adım atmaya zorlayıp durdu. Son yaşananlar tam tersi gelişmeleri gözler önüne seriyor.
İran ve Suudi Arabistan arasındaki uzlaşma, çok kırılgan olmasına rağmen, Çin, böyle bir arabuluculuk yapabiliyor olmasıyla bölge dengelerinde önemli yeni roller oynayabileceğinin işaretlerini verdi. Bu uzlaşma bölgede Suriye’den Yemen’e, Lübnan’a kadar geniş bir alanda etkili olabilir.
Önceki gün gerçekleşen Çin’in Rusya ziyareti bir yıldır olanların bir değerlendirmesi ve önemli konularda görüş birliğinin olduğunun kanıtlanması oldu. Çin’in Rusya Ukrayna savaşını Moskova’nın kavramlarıyla ele alması, savaş dememesi, aynı zamanda barış için arabuluculuk yapabileceğini açıklaması savaşın ikinci yılının yeni gelişmelere gebe olabileceğini gösteriyor.
Russia Today’in önemli yazarlarından Dimitry Trenin, ziyaretin anlamını dolandırmadan şöyle açıklıyor: “İşte bu nedenle Xi’nin Moskova ziyareti ABD hegemonyasını sona erdirme mücadelesinde önemli bir an. Rusya ve Çin, Washington’la baş edebilmek için birlikte hareket etmeleri gerektiğinde hem fikirdirler, çünkü biri düşerse diğeri kendi başına kalacaktır.” (RT, 20.03.2023)
Ukrayna savaşı dünyadaki saflaşmalara yeni bir şekil veriyor. “Çok kutuplu dünya”da iki belirgin kutup karşılıklı saflarını belirliyor. Batı dünyasına karşı Doğu’nun saflaşması önemlidir. Körfez savaşından beri yirmi beş yılı aşkın ABD’nin yürüttüğü stratejilerin ilk önemli sonucu çok kutuplu bir dünyanın ortaya çıkması olmuştu. Kendisi güç ve mevzi kaybederken Rusya ve Çin öne çıkmış; hatta Avrupa’da Rusya ve Almanya, İtalya, Fransa yakınlaşmaları yaşanmıştı. Şimdi çok kutuplu dünyanın safları yeniden şekilleniyor. Çin ve Rusya birlikteliği, Latin Amerika’dan Afrika’ya ve en son Ortadoğu’ya uzanan bir işbirliği yaratıyor. ABD sürekli gerilimi ve savaşı kışkırtan bir güç olarak iyice yıpranırken, Çin “sorumlu süper güç” olarak anılmaya başlıyor. Dünya yeni bir döneme giriyor; Gerilim bölgesel olmaktan kutupların zirvesine yol alıyor.