Dünya Ekonomik Formu- “Ürkütücü tanıdık riskler”

2023 Risk’leri dosyası içindeki en öne çıkanların hemen tümü dünyayı otuz yıldır kasıp kavuran neoliberal uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Enerji krizi, hayat pahalılığı krizi, gıda krizi, büyük göç neoliberalizmin insanlığa uğursuz hediyeleridir.

16-20 Ocak arasında Davos’taki Dünya Ekonomik Formu bir Covid arasından sonra toplanıyor. Forum yönetimi her seferinde olduğu gibi “2023 Küresel Risk Raporu” yayınladı. Riskler 2 yıl ve 10 yıl için sınıflandırılmış. Bu listelere bakılacak olursa riskler o kadar yaygın ki, dünyanın geleceği ile ilgili olumlu bir cümle kurabilmek imkânsız. Bunları sıralamayı fazla anlamlı bulmadığım için “güncel” olanlara değinmekle yetineceğim.

2022-2023 Küresel Risk Algı Araştırması (GRPS)na göre : “ “Enerji arz krizi”, “Hayat pahalılığı krizi”, “Yükselen enflasyon”, “Gıda arz krizi” ve “Kritik altyapıya siber saldırı” küresel ölçekte en büyük potansiyel etkiye sahip 2023 riskleri arasında yer almaktadır.” (2023 Küresel Risk Raporu)

İki yıl içinde güncel on krizin sonuncusu “büyük ölçekli istemsiz göç”dür. Dikkat çekici olan Ukrayna Rusya savaşına rağmen risk algıları içinde “savaş tehdidi” veya “nükleer savaş tehdidi” gibi “güncel” riskler yoktur. 2023 Risk’leri dosyası içindeki en öne çıkanların hemen tümü dünyayı otuz yıldır kasıp kavuran neoliberal uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Enerji krizi, hayat pahalılığı krizi, gıda krizi, büyük göç neoliberalizmin insanlığa uğursuz hediyeleridir.

Sosyalizm yıkıldıktan sonra cennete dönüşeceği düşünülen dünyamız abartısız bir şekilde adım adım cehenneme dönüşmektedir.

“Küresel ‘yeni normalimiz’, küreselleşmiş dünyamızın çözme yolunda olduğu düşünülen gıda, enerji, güvenlik gibi temel sorunlara geri dönüş anlamına geliyor.” ( a.y.) Küresel yeni normalimiz eskinin temel sorunlarına bir geri dönüş oluyor: Gıda, enerji, güvenlik!

“Jeopolitik dinamikler – gücün farklı siyasi ve ekonomik sistemlere sahip ülkeler arasında yayılmasıyla birlikte – daha hızlı değişen bir ekonomik manzarayla çakışarak düşük büyüme, düşük yatırım ve düşük işbirliği dönemini ve onlarca yıllık ilerlemenin ardından insani kalkınmada potansiyel bir düşüşü başlatıyor.

“Sonuç, hem tamamen yeni hem de ürkütücü derecede tanıdık gelen bir küresel risk manzarasıdır. Tarihsel olarak anlaşılan ancak mevcut nesillerde çok az kişi tarafından tecrübe edilen “eski” risklerin geri dönüşü söz konusudur.”(a.y.)

Durum “hem tamamen yeni hem de ürkütücü derecede tanıdık gelen bir küresel risk manzarasıdır. Kapitalizm son otuz yıldır sosyalizm gibi bir tehdit olmadan tamamıyla özgür olarak var olmuştur. Sonuç “ürkütücü derecede tanıdık” bir krizdir. “Düşük büyüme”, “düşük yatırım” ve “düşük işbirliği”, sanki 1930’lu yıllara geri dönülmüştür. Rapor bunlara bir de “insani kalkınmada potansiyel düşüşü” ekliyor.

Korkut Boratav’ın UNCTAD (Birleşmiş Milletlerin 2022 Ticaret ve Kalkınma Raporu)nu değerlendirdiği yazısı “WEF 2023 Risk Raporu” ile çok uyumludur.

“UNCTAD Raporu, neoliberalizmin ilk kapsamlı krizi olan 2008-2009 sonrasının bir bilançosunu çıkarıyor.

“Bu dönemde, “sermaye birikimi düşük, kârlar yüksek; işsizliğin düşmesine rağmen ücretler durgun seyretmiştir.”

“Ortam şöyle açıklanıyor: “Yüksek kârlar ve düşük yatırımlardan oluşan bu dönemde finansal mühendislik büyük uluslararası şirketlerde rant-arayışını öne çıkardı. Piyasalardaki güçleri sayesinde bu şirketler gelirlerini üretimden değil, kıtlık koşullarını kullanarak elde etmeye yöneldiler.”

“Bu ortamın kurumsal çerçevesine de işaret ediliyor: “Bilgi üzerinde tekelci konum, birleşme/satın almalar (“mergers & acquisitons”), devlet ihaleleri, kredili veya muvazaalı hisse senedi alımları, kayıt dışı finansal akımlar ve ‘offshore’ vergi cennetlerinde sistematik vergi kaçakçılığı…” (s.10).

“Servet (varlık) eşitsizliğini besleyen rantların gelir akımlarına (kârlara) dönüştüğü bir süreç söz konusudur. Rapor’un bir kesiminde “kredilerle sermaye birikimi arasındaki kopukluk” nicel verilerle inceleniyor.” (Dünya Ekonomisine ‘sol’dan Bakan Bir Rapor; Korkut Boratav; SoL)

“Sermaye birikimi düşük ancak karlar yüksektir.” Yüksek karlar ve düşük yatırımlardan oluşan bu dönemde finansal oyunlarla rant-arayışları öne çıkıyor.

Kapitalizm 2008-2009 krizinden beri kendini yenileyemedi; ancak bu “yüksek karlar” elde etmesine engel değildi. Çok güçlenen bilgi tekeli ve öte yandan finansal mühendisliklerle yapılan rant vurgunu, vergi cennetlerine kaçış, bugünün dünyasında yaşanan yeni faşizmin ve “gerçek ötesi” ideolojinin maddi zeminidir.

Kıyamet alametleri her geçen gün artıyor!