Arjantinli feminist hareket medya ve muhafazakar söyleme karşı örgütlendi
8-10 Ekim’de Arjantin’de son iki yıldır pandemi nedeniyle toplanamayan 35 EPMLTTBINB buluşması gerçekleşecek. Kadınlar bu toplantıyı “maço pandemisi” dedikleri üç önemli olay sonrasında gerçekleştirecekler.
8-10 Ekim’de Arjantin’de son iki yıldır pandemi nedeniyle toplanamayan 35. Çokuluslu Kadınlar, Lezbiyenler, Travestiler, Translar, Biseksüeller, İnterseksüeller ve Non Binary Buluşması (35 EPMLTTBINB) gerçekleşecek. Toplantıya 120 bin kişinin katılması bekleniyor.
Kadınlar bu toplantıyı “maço pandemisi” dedikleri üç önemli olay sonrasında gerçekleştirecekler. Yaklaşık bir ay önce halk hareketlerini destekleyen başbakan yardımcısı Cristina Fernandez’e suikast girişiminde bulunulmuştu. Arkasından Mapuche yerli kadın ve çocukları şiddet kullanılarak yerlerinden çıkarılmıştı ve bunun üzerine üçüncü olarak Kadın, Cins ve çeşitlilik bakanı Elizabeth Gomez Alcorta istifa etmişti.
Toplantı kararının alındığı 2019 yılından beri devlete bağlı medya bu buluşmayı karalamaya, örgütlenmelerini engellemeye ve etkinlikte kullanılmak üzere kadın kolluk kuvvetleri yetiştirmeye başlamış. Şimdi de buluşmanın yapılacağı kenti bariyerlerle kuşatmış durumda. Feminist hareketi durdurmak için her türden nefreti ve korkuyu yayıyor ve kamçılıyorlar.
Hatta toplantının bu kentte yapılmaması için imza kampanyası yapılmış. Vali ve belediye başkanına dilekçeler verilmiş. Katolik kilisesi daha toplantı başlamadan dileriz insan ölmez de ağlamayız gibi korku salıcı laflar etmeye başlamış. Kilisenin camları kırılmasın ve zarar gelmesin diye 500 bin dolar harcanıp koruma önlemleri alınmış.
Toplantıda kadınlar bir araya gelip tanışacak, tartışıp örgütlenmeye çalışacaklar. Buluşmalarının adını bu şekilde belirlemek için uzun tartışmalar yapmışlar. Tüm kıtadan ve dünyadan katılım beklenen buluşmanın masraflarını yatay, heterojen, çoğulcu federal ve çok alanlı katılımcı demokrasi kollektifleri üstleniyormuş. Kadınlar anti-kapitalist, anti-ırkçı, anti-sömürgeci, anti-patriarkal, anti-emperyalist ve din karşıtı bir popüler feminizm kurma mücadelesi vermek için bir araya geleceklerini söylüyorlar.
Sokakları şarkılarımızla dolduracağız diyorlar. Yaşanan feminist kadın cinayetlerine karşı sokaklarda adalet isteyecekler. Sık sık kadınlar öldürülüyor, polisler sivil kıyafetler ile plakası olmayan arabalarla üstümüze saldırıyorlar. Bizi tutukluyorlar, sokaklardan, evlerin damlarına çıkarak fotoğraflarımızı çekiyor sonra da evlerimize baskın yapıp bizleri tutukluyorlar diyerek üstlerindeki şiddeti anlatıyorlar. Bunca gerçek baskı ve yıldırmalara rağmen bir araya gelmeye çalışıyorlar.
Bu “maço pandemiye” karşı yerelde ve küresel olarak ağlarımızı örmeliyiz diyorlar. Tutucu polis ağı, devletin karalamacı medyası, dini yetkililerin gerici tutuculuğu karşısında güçleneceklerini söylüyorlar. Kendilerini dışlayan ve kendilerine karşı yapılan tüm adaletsizliklere karşı durmaya devam edeceklerini dile getiriyorlar.
Bu yazı: nodal.am sitesinin 7 Ekim tarihli yazısından özetlenmiştir.