50. yılında Kıvılcımlı Bursa’da anıldı

“İslamiyet’in doğuş zamanındaki o devrimci özünü, tarihsel devrim gerçekleştiren Hz. Muhammed’in Medine ve Mekke fakirlerini örgütleyip, Kureyş medeniyetinin zulmüne karşı seferber edişini övgüyle anlatır. Onu tarihsel maddeci açıdan önümüze koyar”

Türkiye Devrimci hareketinin liderlerinden Hikmet Kıvılcımlı ölümünün 50. yılında Bursa’da düzenlenen panelde anıldı. Bursa Karaman Dernekler Yerleşkesinde gerçekleşen panele katılım ve ilgi yoğundu. Moderatörlüğünü HDP Bursa il eş başkanı Ceylan Erol Erdoğan’ın gerçekleştirdiği panelde konuşmacılar, Ahmet Kale, Sebüktay Kaan ve Hasan Durkal’dı.

İlk konuşmayı gerçekleştiren Kıvılcımlı Enstitüsü kurucularından Ahmet Kale, Kıvılcımlı’nın hayatına ve devrimci mücadeleye katkısına değindi. Hikmet Kıvılcımlı’nın ilk öğrencilik yıllarından, yaşamının sonuna kadar hayatına neleri sığdırdığından bahsetti. Kale’nin konuşmasından satır başları şöyle: ”Hayatı boyunca dini incelemekten, materyalist bir bakışla incelemekten hiç geri durmadı. Bunlar safsatadır, hurafedir şeklinde hiç yaklaşmadı. Bilimsel bir açıdan, neden toplumun kılcal damarlarına kadar böyle bir nüfus edilmiş olduğunu inceledi. İslamiyetin doğuş zamanındaki o devrimci özünü, tarihsel devrim gerçekleştiren Hz. Muhammed’in Medine ve Mekke fakirlerini örgütleyip, Kureyş medeniyetinin zulmüne karşı seferber edişini övgüyle anlatır. Onu tarihsel maddeci açıdan önümüze koyar”. “1921’de Türkiye Komünist Gençler Birliğine örgütlenir. Dolayısıyla bu sene Kıvılcımlı’nın komünist harekete atılışının 100. yılıdır. Bugün burada hem ölümünü anmış hem de harekete geçmesini kutlamış olduk. 1925 senesinde ilk tutuklanmasını yaşar. 1927 yılında ikinci tutuklanmasını yaşar. Orada Kıvılcımlı’nın çok ünlü bir ifadesi vardır. Prensip itibari ile komünistim der. Ben komünizmi bir gereklilik olarak benimsemek zorundayım. Ben işçi çocuğuyum, işçilerin içtimai durumlarını çok net gördüğüm için komünizmi bir teori olarak benimsiyorum der.”

Toplumsal Özgürlük Platformundan Hasan Durkal, konuşmasında Kıvılcımlı’nın fikirlerini temel alarak bugüne dair çıkarımlarını belirtti. Türkiye’nin özellikle 15 Temmuz’dan sonra daha faşizm özellikleri ağır basan bir ülke olduğunu aktardı. Bu süreç içerisinde Kıvılcımlı’nın tarih tezine değindi. ”Türkiye de kapitalizmin gelişiminin arka planında Osmanlı tarihinin maddesi vardır. Osmanlı’da Cumhuriyet’e geçişin arka planı. Osmanlı tarihine baktığınız zaman onun arkasında tarih tezinde incelediği Osmanlı öncesi, Bizans öncesi toplumlar vardır. Yani Hikmet Kıvılcımlı’nın tarihsel metodolojisinde Sümer, Asur, Mezopotamya uygarlığından Osmanlı’ya, oradan Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’ten AKP dönemine gelen bir süreklilik var. Tabi ki bu gün son derece modern bir devlet aygıtından bahsediyoruz. Ama bu, bu tarihsel kırıntıları taşımadığı anlamına gelmiyor.” Sözleri Hasan Durkal’ın vurguları arasında yer alıyordu.

Panelin devamında Yol dergisinden Sebüktay Kaan, Kıvılcımlı ideolojisinin Bursa’daki izlerine değindi. ”50 yıl sonra Dr. Hikmet Kıvılcımlı geleneğinin yaşadığını, bunu bir salon etkinliğiyle konuştuğumuzu görüyorum bu mutluluk verici bir şey. Burada adını çok saygıyla anmak istediğim Kıvılcımlı geleneği içerisinde önemli bir yeri olan Nusrettin Yılmaz vardır. Kendisini bir on yıl oldu kaybettik. Çok değerli bir arkadaştı. Aslında Bursa ve Kıvılcımlı hareketi dendiğinde Nusrettin Yılmaz akla gelir. Onun çevresinde epey genç ve işçi vardı. Bursa bir işçi şehri. Eğer birazcık okuyup ettiysek işçi olmadan olmayacağını anladık. Kıvılcımlı hareketle buluşmak çok daha kolaylaştı. Bursa bu anlamda hareketin omurgasını oluşturan şehirlerden birisidir.”

Etkinlik, panelistlerin konuşmalarının ardından salondan katılımcıların da görüşlerini paylaşarak katkı sunmasıyla sonuçlandı.