HDP, onu kapatmaya çalışanların kâbusu olmaya devam ediyor

Bizim açımızdan mesele yalnızca HDP’nin kapatılması değil elbette. Asıl mesele demokrasi mücadelesinin her ne koşulda olursa olsun bütün zeminlerde yürütülebilmesidir; demokratik siyaset alanını genişletme becerisini ve demokratik muhalefeti güçlendirme olanaklarını nerede ve nasıl açığa çıkarabileceğimizdir.

Fotoğraf: Ruşen Takva

2021 Newroz kutlamaları HDP’nin kapatılma meselesi üzerine gerçekleştirilen politik tartışmalara cevap niteliğinde yaşandı.

Haftalardır sabah akşam HDP’nin kapatılması meselesi iktidar ve onun küçük ortakları tarafından yandaş medya kurumlarında tartışmanın en önemli gündemi oldu ve olmaya devam ediyor. İç ve dış siyasette tıkanan iktidar her zamanki gibi tabanına mola verme, bir nefes alabilme ihtiyacını HDP’ye saldırarak gerçekleştirmeye çalışıyor. Ekonomik kriz, krizin motive ettiği intiharlar, pandemi, kapatılan iş yerleri, işçi grevleri, döviz ve altın kurları, kayyumlar, İstanbul Sözleşmesi, S-400’ler, Biden aradı aramadı meselelerinden atlayıp ülkenin tek meselesi HDP’nin kapatılmasıymış gibi gösteriliyor. Gare operasyonunda umduğunu bulamayan iktidar ivedi bir şekilde HDP’nin kapatılmasını gündeme taşımaya başladı. En çok sıkıştığı mesele burada başlıyor. Saray iktidarının yeni rejimin mayası olan milliyetçi dinci ideolojik hegemonyayı inşa etme, bu zeminde kurdukları ittifak zeminini memnun etme ihtiyacına göre attığı adımlar, milyonlarca kişinin oyunu almış, eş genel başkanlarını, belediye eş başkanlarını ve binlerce yöneticisini tutuklamış ama baş eğdirememiş, her kurduğu oyununu bozan HDP duvarına çarpıyor.

Bizim açımızdan mesele yalnızca HDP’nin kapatılması değil elbette. Asıl mesele demokrasi mücadelesinin her ne koşulda olursa olsun bütün zeminlerde yürütülebilmesidir; demokratik siyaset alanını genişletme becerisini ve demokratik muhalefeti güçlendirme olanaklarını nerede ve nasıl açığa çıkarabileceğimizdir.

Newroz bizler için bir fırsattı. Bursa’da pandemi süreci içinde gerek bizler açısından gerekse de demokrasi güçleri açısından bir sokağa çıkamama hali vardı. En demokratik ve insani haklarda bile bir atalet yaşanıyordu. Geçen yıl pandemi gerekçesiyle hiçbir güçlü sokak muhalefeti örgütlenemedi. Bu yıl başta kadın mücadelesi ve Boğaziçi eylemlilikleri kılavuz oldu.

HDP Bursa olarak her yıl olduğu gibi Newroz kutlamaları için Arabayatağı pazar alanına müracaat ettik. İlk görüşmeler beklentimizin dışında gayet olumlu geçti ve yasal müracaatımızı yaptık. Bu yıl Newroz ön çalışmaları için mahalle mahalle sokağa çıkıp görünür olmayı başarabildik. Bu çok önemli bir deneyimdi. Çünkü hem kadrolar açısından bir güven yarattı hem de halk partiyi sokakta yani yanında hissetti.

Yapılan miting başvuru süreci ise tam bir muamma idi. Son iki gün kalana kadar yasal resmi bir izin yasızı çıkmadı. Sonuçta Valilik 300 kişi ile Newrozun kutlanmasına izin verdi.  Newroz sabahı alan dört bir yandan süslendi ses düzeni kuruldu. Bu arada yağmur hiç dinmeyecek gibi tüm gün yağmaya devam etti.  Newroz alanına çıkan sokaklar polis tarafından barikatlarla tutuldu. Metro ve toplu ulaşımda kimlik kontrolleri, çeşitli bahanelerle el koyulan materyaller… İzin verildi ama ne yapabilirim de insanların Newroz’a katılmasını engellerim aklı son saate kadar işledi.

Her bir adımından bir kez daha anlıyoruz ki Saray, iktidarı kaybetmekten çok korkuyor; bunun baş sorumlusu olarak da HDP’yi görüyor ve çeşitli komplolarla HDP’yi etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Bizde bir laf vardır: Aç tavuk kendini buğday ambarında görürmüş, bizim tavuklar her gece rüyalarında HDP’yi kapatıyorlar. Buna en güzel cevabı halk verdi. Newroz alanını binlerce kişi hınca hınç doldurdu ve hep bir ağızdan haykırdı: HDP halktır, kapatılamaz.

HDP kendini kapatmaya çalışanların kâbusu olmaya devam ediyor.