“Sınavları ertele, virüsü engelle”

Covid-19 vakalarının yoğun olduğu ülkelerde merkezi sınavlar iptal edilirken Türkiye’de milyonlarca öğrencinin gireceği LGS’ye 6, YKS’ye ise 13 gün kaldı. Öğrenciler yetkililere seslerini duyurmak için sosyal medyada yoğun bir şekilde kampanya gerçekleştirirken bugün de basın açıklaması yaptılar. Öğrenciler “Tehlike yoksa diğer sınavları neden ertelediniz?” derken sınavların ertelenmesini istediler. 

Öğrencilerin kampanyaları, velilerin tepkisi ve Bilim Kurulu üyelerinden öğrencilerin taleplerine hak verilen açıklamalar yapılmasına rağmen iktidar, sınavların ertelenmesi hususunda geri atmıyor. 

Diğer sınavlar ertelenirken LGS ve YKS sınavlarının ertelenmemesi kararının, ailelerin tatil tarihlerini erteleyeceği, dolayısıyla turizm sektörünün de bundan olumsuz etkileneceği nedeniyle alındığı iddiaları öğrenciler ve aileleri arasında yaygın bir kanı.

Gençlik Meclisleri ve Güvence Hareketi de bu konudaki endişelerini dile getirmek ve son anda da olsa iktidarın bu konuda geri atması için bugün yaptıkları basın açıklamasında “Pandemi günlerinde sınav dayatması kaygı ve tedirginliğimizi arttırdı. Strateji ve planlama ustası iktidar sınav tarihleriyle oyun oynamayı seçtiler. Üniversite sınavları önce 25-26 Temmuz’a ertelendi, ardından virüsün başına ne geldiyse biz de anlayamadık tekrar 27-28 Haziran’a çekildi. MEB, pandemi riski dolayısıyla İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı ile Kalfalık ve Ustalık Sınavını Ağustos’a erteledi. TYT ve LGS’ye gireceklerin, o sınavlarda gözetmenlik yapacak hocaların virüse karşı antikor geliştirecekleri mi hesaplanmaktadır?  Yoksa sokağa çıkma yasağı ile de aç kapa oynayanlar kabinedeki turizm acentası sahibi turizm bakanının ricasını mı kıramamaktadır? “Veliler sınav dolayısıyla tatile gitmezse yabancı turizmin de tıkanacağı bir dönemde nic olur sermayenin hali mi? denmektedir. “Kar mı sağlık mı?”, “Para mı can mı?” sorusu söz konusu olduğunda ibre yine yaşamın aleyhine mi dönmektedir?” diyerek bu talebi yinelediler. 

Kadıköy Süreya Operası önünde saat 17:00’de buluşan Gençlik Meclisleri ve Güvence Hareketi üyeleri, “Sınavları Ertele, Virüsü Engelle” yazılı pankartlarıyla basın açıklamasını gerçekleştirdiler. 

Basın açıklamasında Gençlik Meclisleri ve Güvence Hareketi üyelerine ek olarak Eğitim-Sen 2. Nolu Şube’nin Başkanı Çayan Çalık, HDP Milletvekilleri Dilşat Cambaz ve Musa Piroğlu, Diren Üniversite ve veliler bulunuyordu. 

Basın metninin tamamı:

SINAVLARI ERTELE! YAŞAMA ŞANS VER!
KAR DEĞİL İNSAN! PARA DEĞİL YAŞAM!
GÜVENCELİ İŞ – GÜVENCELİ GELİR SINAV KAYGISININ PANZEHİRDİR.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pandemi krizinin oldukça kritik bir aşamasındayız. Ülkemizde ölümlerin sayısında günlük ölçekte bir azalma yaşansa da 5000’e yakın insanımızı kaybettik. Vakaların artışı devam etmekte. Kimi kentlerimizde hasta sayısında dikkat çekici artışlar yaşanmakta. Bu dönemde yaşanacak gereksiz bir rehavetin çok dramatik sonuçlar yaratması gündemde. Uzmanlar da bu konuda uyarılarına devam ediyorlar.

2020 yılında lgs ve tyt/ayt sınavlarına girecek öğrenciler ve veliler ise bu zorlu günleri çok daha büyük bir gerilim içinde yaşıyorlar. Sınavları anlamsız bir biçimde eğitimin aracı değil de amacı haline getirmiş bir köhnemiş eğitim sistemin mağdurları olarak hayat memat meselesi olarak görülmeye şartlandığımız bir sürece bir felaketin ortasında yakalanmak yükümüzü daha da ağırlaştırıyor. Dünyanın en büyük havaalanını yapmakla övünenler hala okullarının bir kısmını nitelikli ekserisini ise niteliksiz olarak yaftaladığı için, okullaşmaya yeterli yatırım yapılmadığı için, eğitim rutini ezberci ve hayattan kopuk olduğu için, mesleki eğitim liselerinden mezun olduğumuzda insanca bir ücret karşılığında güvenceli bir iş bulma olanağı deveyi iğne deliğinden geçirme ihtimalinden daha düşük olduğu için 2.5 milyona yakın 8. sınıf öğrencisi nitelikli liselerin taş çatlasın 20-30 bin kişilik kontenjanlarına sığışabilmek için sınava girecekler. Bu sayı geçen sene sınava gireceklerin neredeyse iki katı çünkü eğitim stratejisi uzmanı AKP, bir zamanlar okula başlama yaşını 5’e çekme inadındaydı. Şimdi vazgeçtiler ama olan bizim çocukluğumuza, anaların babaların da hem vicdanına hem cüzdanına oldu. Üniversite mezunları arasında işsizlik %40’lara ulaşmışken güvenceli bir iş sahibi olabilmek için milyonlarca genç olarak sınavlara hazırlanıyoruz. Arkadaşlarımızı dost değil rakip olarak görmemizi sağlayan sınav sisteminden, güvenceli bir gelecek sağlamak yerine sürekli korku, tedirginlik, rekabet yaratan bu düzenden yeterince nefret ediyoruz.

Ancak bu sene iki felaket rezonansa geldi. Pandemi günlerinde sınav dayatması kaygı ve tedirginliğimizi arttırdı. Strateji ve planlama ustası iktidar sınav tarihleriyle oyun oynamayı seçtiler. Üniversite sınavları önce 25-26 Temmuz’a ertelendi, ardından virüsün başına ne geldiyse biz de anlayamadık tekrar 27-28 Haziran’a çekildi. MEB, pandemi riski dolayısıyla İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı ile Kalfalık ve Ustalık Sınavını Ağustos’a erteledi. TYT ve LGS’ye gireceklerin, o sınavlarda gözetmenlik yapacak hocaların virüse karşı antikor geliştirecekleri mi hesaplanmaktadır?  Yoksa sokağa çıkma yasağı ile de aç kapa oynayanlar kabinedeki turizm acentası sahibi turizm bakanının ricasını mı kıramamaktadır? “Veliler sınav dolayısıyla tatile gitmezse yabancı turizmin de tıkanacağı bir dönemde nice olur sermayenin hali mi? denmektedir. “Kar mı sağlık mı?”, “ Para mı can mı?” sorusu söz konusu olduğunda ibre yine yaşamın aleyhine mi dönmektedir?

Sınava maske ile girmek zorunda olan astım gibi kronik solunum yolu hastalıkları olan arkadaşlarımızın mağduriyetleri nasıl giderilecektir? Sınav takıntısı dolayısıyla bir insanın bile canı gitse bunun hesabı nasıl verilebilecektir? Aşırı kaygı dolayısıyla sınav anında yaşanabilecek olumsuzluklar durumunda “giden gider kalan sağlar bizimdir” mi denecektir?

Sınavlar eğitimin metalaşmasının köşe taşıdır. Eğitimi sınıfsal eşitsizliğin gerekçesi haline getirmenin aracıdır. Sınav cehenneminin alevini körükleyen ise güvencesizliktir, gelecek kaygısıdır. Güvenceli iş ve gelecek sağlayan düzen sınav hezeyanının panzehirdir. Bizim son kertede istediğimiz gelir ve iş güvencesi eşliğinde toplumsal üretimin eşit olarak paylaşıldığı, birbirimizi rakip ve düşman olarak görmediğimiz toplumsal bir yaşamı garanti edecek bir sosyoekonomik düzendir.

Ancak bugünkü felaket koşullarda sınavların en azından yeni vaka yaşanmayan ve pandeminin tamamen aşıldığı bir döneme kadar ertelenmesidir.

Sınavlar pandemi sonuna ertelensin, yaşam kazansın!